Milli İstihbarat Akademisi (MİA), İsrail ile İran arasında 13-24 Haziran’da yaşanan ve ABD’nin İran nükleer tesislerini hedef alan bombardımanıyla sona eren “12 Gün Savaşı”na ilişkin kapsamlı bir rapor yayımladı. Askerî, istihbari ve diplomatik boyutları mercek altına alan raporda, İsrail’in hava üstünlüğü, siber saldırı kapasitesi ve istihbarat operasyonlarının savaşın seyrinde belirleyici olduğu vurgulandı.

Raporda Türkiye açısından üç olası senaryo öne çıkarılırken, en düşük riskli seçeneğin İran ile ABD arasında müzakerelerin yeniden başlaması olduğu belirtildi. Diplomatik sürecin tıkanması ya da savaşın yeniden patlak vermesi halinde ise Türkiye’nin sınır güvenliğinden savunma sanayi güvenliğine kadar çok boyutlu risklerle karşı karşıya kalabileceği uyarısında bulunuldu.

Savunma sanayisinin yabancı istihbarat servislerinin öncelikli hedefi haline geldiği ifade edilen raporda, kritik personelin korunması, istihbarata karşı koyma eğitimlerinin artırılması ve yerli teknolojilerin geliştirilmesi gerektiği vurgulandı. MİA Başkanı Talha Köse, çalışmanın bölge siyaseti dinamikleri ve Türkiye’nin geleceği açısından önemli dersler içerdiğini belirterek, karar alıcılara stratejik uyarılarda bulundu.

Yorumlar 0 Yorum Var