Başkan Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şu şekilde;
Görenleri kendine hayran bırakan bu şehrin sokakları, meydanları, camileri, çeşmeleri tepeleri ve daha nicesi.. Şiirlerimiz, romanlarımız ve türkülerimizle birlikte tuvallerimizi de süslemiştir. Bütün medeniyetlerin mirası, milletimizin bin yıllık mührü ile mühürlenmiş, İstanbul'da muhafaza altına alınmıştır.
İstanbul; medeniyet, tarih, ilim ve sanat demektir. Bu şehir 3 kıtada hutbelerin adına okunduğu şehirdir. Bu şehir kutsal emanetlere ev sahipliği yapan bir şehirdir. 86 milyon vatandaşımızla birlikte Türk-İslam coğrafyasının ortak zenginliğidir.
"BAŞKA HİÇBİR YERDE GÖRMEDİM"
Şunu da büyük bir gururla ifade etmek isterim. Asya'dan Afrika'ya, oradan Avrupa'ya birçok kıtada bulundum. Dünyanın yüzlerce şehrini ziyaret ettim. Ama tarihiyle, tabiatıyla, maneviyatıyla her metrekaresine nakış nakış işlenmiş güzellikleriyle İstanbul gibisini başka hiçbir yerde görmedim.
Bu can bu tende olduğu sürece İstanbul'a olan sevdamız bitmeyecek.
Birçok kıtada bulundum. Tarihiyle tabiatıyla her metrekaresine nakış nakış işlenmiş güzellikleriyle İstanbul gibisini görmedim.
"İSTANBULLU OLMANIN HAKKINI VERMEYE ÇALIŞIYORUZ"
30 sene önce olduğu gibi bugün de İstanbul'dan aldığımız ilhamla bu şehre layık olabilmenin şuuruyla, Fatih Sultan Mehmet'in emanetine sahip çıkma sorumluluğuyla hareket ediyoruz.
Gazze'den Suriye'ye, Kafkasya'dan Balkanlar'a nerede varsa orada İstanbullu olmanın hakkını vermeye çalışıyoruz. Çünkü mücadeleyi biz burada öğrendik. Sabrı, dirayeti, pes etmemeyi, bu şehrin sokaklarında öğrendik. Bize mazlumun yanında, zalimin karşısında durmayı burası öğretti.
"ÖNCE KENDİNİZ OLMAK ZORUNDASINIZ"
Şurası bir gerçek ki kalıcı işler yapmak, yeni yollar açmak, dünya resmine imzanızı atmak istiyorsanız önce kendiniz olmak zorundasınız. Aksi takdirde girdaptan kurtulmanız, bir adım öteye gitmeniz mümkün değildir. Bu anlamda genç ressamlarımızın, büyük ustaları kendilerine örnek almalarını, bilgi ve tecrübelerinden faydalanmalarını çok önemli görüyorum.