Tarihçi Prof. Dr. İlber Ortaylı, CNN TÜRK'te katıldığı programda, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun Türkiye'den talep ettiği iddia edilen taş tabletle ilgili gündemi sarsan açıklamalarda bulundu. Ortaylı, Netanyahu'nun talebini hem diplomatik bir "gaf" hem de "cehalet" göstergesi olarak nitelendirdi.
"KUDÜS'ÜN TAPUSUNU BULDUĞUNU FISILDAYAN BİRİLERİ OLABİLİR"
Netanyahu'nun bu talebinin arkasında, kendisine Kudüs'ün tapusunu bulduğunu fısıldayan birilerinin olabileceğini belirten Ortaylı, "Birileri ona fısıldamış, bu çok önemli bir vesika demiş. Bu Kudüs'ün bize ait olduğunu gösteriyor demiş. Bunu iste demiştir. Bu da istemiştir. Tabii şimdi bunu Netanyahu ne bilsin? Birileri ona söyleyince o zannediyor ki şeyini, tapusunu buldu İbrani tarihinin ve Jerusalem'in." ifadelerini kullandı.
"ŞİMON PERES, GOLDA MEIR BÖYLE BİR GAF YAPMAZDI"
Bu talebin diplomatik nezakete uymadığını ve bir "gaf" olduğunu belirten Ortaylı, "Çünkü bu diplomatik yük bir bakımdan bir gaftır. Yani dedim size Şimon Peres bunu yapmaz, Golda Meir yapmaz. Bunlar eski şeyler, Yahudiler, Avrupa kültürü almış insanlar. Böyle halt etmezler. Bu yanlış." dedi. Ortaylı ayrıca, merhum Başbakan Mesut Yılmaz'ın adının geçtiği iddiaların da temelsiz olduğunu, "Tespiti mümkün değil. Ne söyledi, neyi istedi, neyi vermedi. Saçma." sözleriyle ifade etti.
"BU PAYLAŞACAK BİR ADAM DEĞİL, BU AMERİKALI"
Ortaylı, Netanyahu'nun zihniyetini Doğu Amerikalı (East Coast) mantalitesine benzeterek, şunları kaydetti: "Bu paylaşacak bir adam değil. Bu Amerikalı. Doğu Amerikalı, East Coast belediye. Yani bunların şımarıklıklarının, bilgisizliklerinin, bilgisizlikleri ölçüsünde atılımlarının sonu yok. Bir mantalite olarak, Amerika'nın entelektüeli dünyaya açık bir adam değildir. Bunlar kapalı adamlardır. Kalıp düşünmeyi severler."
"TARİH BÖYLE KULLANILMAZ, BU GÜLÜNÇTÜR"
Prof. Dr. İlber Ortaylı, tarihi belgelerin günümüz siyasetinde bir mülkiyet kanıtı gibi kullanılmasının "şarlatanlık" ve "gülünç" olduğunu sert bir dille ifade etti. Bu tür bir yaklaşıma karşı çıkan Ortaylı, tarihi bir unvana atıfta bulunarak esprili bir dille tepkisini gösterdi: "Ooo o zaman ben ki Hakanü'l-Bahreyn ve'l-Berreyn, hadi bakalım gidelim Azerbaycan'dan ta Tuna Kıyıları’na bir daha çıkalım. Ukrayna'nın aşağısından ta Sudan'a kadar. Öyle şey olmaz."
