TRT World, Gazze'ye giden Sumud Filosu'na düzenlenen saldırıda Yunanistan ve Rum yönetiminin İsrail'e nasıl yardım ettiğini ortaya koyan kanıtları yayınladı. İşte o kirli ittifakın perde arkası.
TRT World'ün sosyal medyadan paylaştığı bir videoda, İsrail'in Gazze'ye insani yardım götüren Sumud Filosu'na yönelik saldırısında Yunanistan ve Kıbrıs Rum yönetiminin nasıl bir rol oynadığına dair çarpıcı detaylar gözler önüne serildi. Buna göre, İsrail, Yunanistan ve Kıbrıs Rum Kesimi arasında derinleşen askeri ve istihbarat bağları, Doğu Akdeniz'de yaşanan bu saldırıyla ilgili yeni soru işaretlerini de beraberinde getiriyor.
FİLOYA GİRİT AÇIKLARINDA SALDIRI DÜZENLENDİ
Filistin'in Gazze bölgesindeki yasadışı İsrail ablukasını delmek amacıyla yola çıkan ve 50'den fazla gemiden oluşan küresel zirve filosu, 24 Eylül gecesi saldırıya uğradı. Saldırı, filonun Girit yakınlarındaki Yunan karasularına sadece 30 kilometre mesafede seyrettiği sırada gerçekleşti. Görgü tanıkları, yaklaşık 20 drone'un filonun üzerine patlayıcılar bıraktığını, gaz bombaları attığını ve gemilerin iletişim sistemlerini kestiğini bildirdi.
SALDIRIDA KULLANILAN DRONE'LAR MERCEK ALTINDA
TRT World'ün olayla ilgili elde ettiği görüntü ve ses kayıtları üzerinde yaptığı incelemeler, saldırıda kullanılan drone'ların, İsrail'in Gazze'de sıkça kullandığı ve küçük patlayıcı yükler taşıyabilen DJI Matrice modellerine benzediğini ortaya koydu. Bu tür drone'ların hedeflerine ulaşabilmesi için genellikle 15 ila 50 kilometre mesafedeki büyük gemilerden oluşan fırlatma platformlarına ihtiyaç duyduğu belirtildi.
İKİ TİCARİ GEMİ VE MOSSAD ŞÜPHESİ
Uydu tabanlı deniz kayıtlarının incelenmesiyle, saldırı sırasında filonun yakınlarında yalnızca iki ticari geminin bulunduğu tespit edildi. Bunlardan ilki, Kıbrıs Rum Kesimi'ndeki bir şirkete ait olan ve Tunus'tan bu yana filoyu takip ettiği anlaşılan Prince Hadi adlı dökme yük gemisiydi. Diğeri ise filonun 50 kilometre yakınında bulunan ve bir Yunan şirketi tarafından işletilen Juranas 2 adlı gemiydi. Her iki geminin de Tel Aviv ile resmi bir bağlantısı olmamasına karşın, İsrail istihbarat servisi Mossad'ın uzun yıllardır gizli operasyonlarında sivil unsurları kullandığına dair raporlar, şüpheleri bu gemiler üzerinde yoğunlaştırdı.
ABD VE YUNANİSTAN'A AİT HAVA ARAÇLARI BÖLGEDEYDİ
Saldırıyla ilgili şüpheleri daha da artıran bir diğer gelişme ise, saldırıdan hemen önce Girit'ten havalanan ABD yapımı bir King Air ISR tipi keşif ve gözetleme uçağının bölgede faaliyet göstermesi oldu. Bu uçağın iniş yapmasıyla neredeyse eş zamanlı olarak, Yunan Sahil Güvenliği tarafından işletilen bir Heron tipi insansız hava aracının (drone) havalandığı ve rotasının saldırı sırasında sapma gösterdiği belirlendi. Drone'un sinyalinin iki kez kaybolması da dikkat çeken bir başka ayrıntı oldu.
İSRAİL, YUNANİSTAN VE RUM YÖNETİMİ ARASINDA BÜYÜYEN ORTAKLIK
Tüm bu olayların, İsrail, Yunanistan ve Kıbrıs Rum Kesimi arasında giderek büyüyen askeri ve istihbarat ortaklığı zemininde yaşanması, saldırının arkasındaki iş birliğini gözler önüne serdi. İsrail'in son dönemde Kıbrıs Rum Kesimi'ndeki Baf hava komuta üssünde ayrıcalıklı bir statü elde ettiği ve raporlara göre adanın Larnaka ve Baf havalimanlarındaki güvenlik denetimlerinde yetkili kılındığı biliniyor. Bu durum, bölgedeki askeri hareketliliğin ve istihbarat paylaşımının boyutunu ortaya koyuyor.
SALDIRI AKDENİZ'DEKİ ORTAKLARIN GÜÇ GÖSTERİSİ Mİ?
Daha önceki Gazze yardım filoları da İsrail'in şiddetli müdahaleleriyle karşılaşmış, ancak bu müdahaleler genellikle kuşatma altındaki bölgeye yaklaşıldığında yoğunlaşmıştı. Fakat bu son saldırının, Gazze sahillerinden çok uzakta, İsrail'in en yakın müttefikleri olan Yunanistan ve Rum yönetiminin "arka bahçesinde" gerçekleşmesi dikkat çekti. TRT World'ün videosu, şu yanıtı aranan soruyla sona eriyor: "Bu bir İsrail operasyonu muydu, yoksa Akdeniz'deki ortaklarının bir güç gösterisi miydi?"