BD Başkanı Donald Trump'ın Gazze planının İsrail ve Hamas tarafından kabul edilmesiyle Mısır'ın Şarm El-Şeyh kentinde müzakereler başlamıştı. Şarm'daki ateşkes müzakereleri sonucunda Hamas ve İsrail, Gazze Şeridi'nde kalıcı bir ateşkes ve rehine takasını içeren anlaşmayı resmen imzaladı.

Yenişafak Yazarı ve Gazeteci Yahya Bostan, "ABD Başkanı Trump, Şarm El-Şeyh’te MİT Başkanı Kalın’ın da katıldığı görüşmelerde ateşkes antlaşmasına varıldığını duyurduğunda yaptığım ilk şey detayları öğrenmeye çalışmak oldu" diyerek Gazze'de kalıcı ateşkese giden yolda Türkiye'nin rolü ve etkilerini yazdı.

Yahya Bostan'ın yazısının tamamı şu şekilde:

ABD Başkanı Trump, Şarm El-Şeyh’te MİT Başkanı Kalın’ın da katıldığı görüşmelerde ateşkes antlaşmasına varıldığını duyurduğunda yaptığım ilk şey detayları öğrenmeye çalışmak oldu. Henüz sıcak saatlerdi, bilgi edinmekte güçlük çektim. Ancak -rehine takası ve ateşkesten oluşan ilk aşamayı temsil etse de- ortada bir anlaşma vardı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan başta olmak üzere liderlerin yaptığı açıklamalara bakılırsa herkes memnundu. Açıklamalarda Türkiye, ABD, Katar ve Mısır’a özellikle teşekkür ediliyordu.

Ateşkes olmuştu ama rehineler serbest kaldıktan sonra ya İsrail saldırılara yeniden başlarsa? Filistinlileri İsrail’in gadrinden kim koruyacaktı? Detay öğrenememiş ama şunu duymuştum: “Türkiye, Mısır, Katar ve ABD bu anlaşmanın garantör ülkeleri. Türkiye bölgede görev alacak.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan da gün içerisinde detayları açıkladı. “Anlaşmanın sahadaki uygulamalarını takip edecek görev gücünde biz de yer alacağız” dedi. Büyük bir gelişmedir. Bu görev gücü kayıpların bulunmasına, insani yardımın koordinasyonuna destek olacak, ateşkesi denetleyecek. Görev gücünün, daha önce tartışılan, nihai barışı denetleyecek uluslararası askeri barış gücüyle aynı şey olmadığını düşünüyorum. Muhtemelen o daha sonraki aşamalarda, tarafların kabul etmesi durumunda, gündeme gelecek.

Yorumlar 0 Yorum Var
'de daha fazlasını keşfet
Fragmanlar Dünya Sağlık Spor Yemek