İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Meclisinde belediyenin depreme ve kentsel dönüşüme ayırdığı bütçe konuşuldu.

Toplantının gündem dışı bölümünde deprem ve kentsel dönüşüm üzerine konuşan MHP'li Meclis üyesi Sultan Aşkın, geçen günlerde İstanbul'da da hissedilen Tekirdağ Marmaraereğlisi merkezli sarsıntıyı anımsattı.
Depremin bir kez daha kendisini hatırlattığını ifade eden Aşkın, İstanbul'un en hayati meselesinin deprem gerçeği ve bu gerçeğe karşı yürütülmesi gereken kentsel dönüşüm olduğunu belirtti.

Aşkın, milyonlarca insanın can güvenliği tehlikedeyken, bu hayati meseleye yaklaşımın rutin bir hizmet anlayışından çıkarılarak seferberlik ruhuyla ele alınmasının şart olduğunu vurgulayarak, "Ancak ne yazık ki İBB'nin depreme hazırlık ve kentsel dönüşümdeki performansı, bu seferberlik ruhundan çok uzakta, büyük bir endişe kaynağıdır. Hayati bir mesele olan kentsel dönüşüme ayrılan bütçe payı, yıllar içinde sürekli gerilemiştir. Deprem gibi hayati öneme haiz bir sorunun çözümü için ayrılan bütçenin, konser, reklam ve tanıtım için bütçede ayrılan payların gerisinde kalması kabul edilemez bir yönetim anlayışıdır." ifadelerini kullandı.

"Kentsel dönüşüm bütçesi revize edilmelidir"

Bütçe dağılımının, İBB yönetiminin öncelik sıralamasında İstanbulluların hayatlarını etkileyecek büyük bir yanlışın içerisinde olduğunu gösterdiğini ifade eden Aşkın, deprem bütçesinin reklam bütçesinin altında kaldığını aktardı.
İBB yönetiminin göreve gelirken kentsel dönüşüme yönelik verdiği vaat ve sözlere karşın, aradan geçen zamanda somut konut üretimi ve projelerde ilerleme olmadığını vurgulayan Aşkın, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Kentsel dönüşümün temel amacı olan hız ve güvenilirlik İBB yönetimi tarafından rafa kaldırılmış, vatandaşlar riskli binaların tespiti için yapılan başvurularına aylar süren gecikmelerle cevap verilmesinden mustarip bir durumda. İstanbul'daki yapı stokunun yarısından fazlasının, özellikle 2000 yılı öncesi üretildiği gerçeği ortadayken, riskli yapıların dönüşüm hızı bu devasa sorunun maalesef gerisinde kalmaktadır. Kentsel dönüşüm bütçesi, en azından reklam, tanıtım ve diğer ikincil harcamaların önüne geçecek şekilde, acil durum önceliğiyle revize edilmelidir."
Aşkın, İstanbul'un, deprem gibi hayati öneme sahip bir sorunun çözümü için kaybedilecek tek bir günü olmadığını vurgulayarak, riskli yapıların tespitinin tamamlanması, kentsel dönüşüm ruhsat süreçlerinin hızlandırılması ve yeni projelerin hayata geçirilmesi gerektiğini kaydetti.

 "Yaşayan İstanbul' 2025'e geldiğimizde, 'Yavaşlayan İstanbul'a' dönüşmüştür"

Bağcılar Belediye Başkanı Yasin Yıldız da İBB'nin stratejik planında yer alan "Yaşayan İstanbul" başlıklı çalışmasını değerlendirmek üzere söz aldı.
Seçimin üzerinden geçen 6 yılda popülist siyaset tarzı ile verilen sözlerin tutulmadığını belirten Yıldız, "Yaşayan İstanbul"un bir hayal kırıklığına dönüştüğünü dile getirdi.
İstanbul'da 2019 seçimlerinden bu yana CHP'nin vaatlerini aktaran Yıldız, "Bugün, altı yıl sonra bu vaatlerin hangileri hayata geçirildi, hangi düzeyde ihtiyaçlar karşılandı? Beş yıl için hedeflenen ulusal-uluslararası organizasyon hedefi gerçekleşmemiş. Yıl bazında hedeflenen spor hizmeti gerçekleşmemiş. Sağlık alanında ise tablo daha da ağırdır. Ayakta teşhis ve tedavi hizmetlerinden yararlanma oranı, yaklaşık sekizde bir de kalmıştır. Toplum ruh sağlığı alanında hedefin onda birine zor ulaşılmıştır. Seçim meydanlarındaki 40 doğumevi, 20 kadın sağlığı tarama merkezi, 10 çocuk sağlığı merkezi, 5 işçi sağlığı merkezi nerede?" ifadelerini kullandı.
Hayvan hakları ve başıboş köpek sorunlarına da değinen Yıldız, İBB'nin toplam bakımevi kapasitesinin 5 bin civarında olduğunu, Kısırkaya ve Gümüşdere'deki kapasitenin 5 bin 300'den 2 bin 692'ye düşürüldüğünü kaydetti.
Yıldız, Bağcılar'da yaptıkları çalışmaları anlatarak, şunları söyledi:
"2019'da büyük coşkuyla vadedilen 'Yaşayan İstanbul', 2025'e geldiğimizde 'Yavaşlayan İstanbul'a dönüşmüştür. Yaşam kalitesi yükselen değil hızla düşen, en basit belediye hizmetlerinin bile aksadığı, orta ve uzun vadede kenti riskli bir geleceğe hızla sürükleyen bir yönetimle karşı karşıyayız. Saymış olduğum eksikliklerden çok daha vahimi, 2025-2029 planlarında aynı cümlelerle, aynı hedefler şeklinde yeniden yazılmaktadır. 'Geçmişte yapamadık, gelecekte yapacağız.' denmektedir. Yani İstanbul yerinde saymaktadır, her geçen gün yaşam enerjisini kaybetmektedir."

Yorumlar 0 Yorum Var