Burada şu hatırlatmayı da yapmak durumundayım: Hükümetimizin, üretimi, yatırımı, istihdamı ve ihracatı merkeze alan büyüme politikasında hiçbir değişiklik söz konusu değildir. Küresel ekonomideki belirsizliklere, ticaret ortaklarımızdaki düşük büyüme oranlarına rağmen Türkiye ekonomisi büyümesini sürdürmektedir.
2025’in ilk yarısında yıllık büyümemiz %3,6 olarak gerçekleşti. Millî gelirimiz, yıllıklandırılmış bazda 1,5 trilyon dolara yaklaştı. Nereden nereye... Durmak yok, yola devam!
Üretim cephesinde, zirai dona bağlı olarak daralan tarım sektörü hariç tüm sektörlerde katma değer artışı oldu. İmalat sanayimiz, son 12 çeyreğin en yüksek performansını sergiledi.
İşsizlik oranımız 28 aydır tek haneli seviyelerde. Bütün bunları umut verici rakamlar olarak görüyoruz. Ama bu süreçte reel sektörümüzün talep ve beklentilerine de kulaklarımızı asla tıkamıyoruz.
Şunu açıkça ifade etmek isterim ki yaşanan her türlü sıkıntının, her türlü ihtiyacın, karşılaşılan her türlü zorluğun farkındayız. Ekonomik istikrar programımıza halel getirmeden bu talepleri karşılamaya büyük önem veriyoruz.
Hükûmet ve siyaset kurumu olarak bizim asli görevimiz, sorunlara çözüm bulmaktır. 23 yıldır hep bunu yaptık. Bundan sonra da çözüm üreten biz olacağız. Bu süreçte sizden gelen bilgilerin ve sizin yapacağınız bilgilendirmelerin son derece mühim olduğunu tekrar hatırlatmak istiyorum.