Haber7 Güvenlik Analisti Dr. Eray Güçlüer, Orta Doğu’daki gelişmeleri tarihsel bir perspektiften değerlendirdi. Güçlüer, ABD ve İsrail’in 1948’den bu yana ortak stratejik hedefinin Filistin’i tamamen ortadan kaldırmak olduğunu belirterek, bölgedeki savaşlar, darbeler ve parçalanma süreçlerinin bu amaca hizmet ettiğini söyledi.
Güçlüer, iki ülke arasındaki çıkar ilişkisini “iki şeytanın pazarlığı” olarak niteleyerek, “Bazen biri diğerini frenliyor gibi görünse de suyun genel akışında bir değişiklik yok” dedi.
“ORTA DOĞU 1973'TEN SONRA PARAMPARÇA EDİLDİ”
Dr. Güçlüer, Arap-İsrail savaşlarının ardından bölgenin büyük bir dönüşüm geçirdiğine dikkat çekti:
“1948, 1952, 1967 ve 1973 savaşlarından sonra Orta Doğu paramparça edilmeye başlandı. Diktatörler üzerinden yönetimler değiştirildi, darbeler yapıldı. 1973’ten sonra artık hiçbir devlet İsrail’le savaşabilecek güçte kalmadı.”
Güçlüer’e göre, 1973-1993 arası bir ‘kuluçka dönemi’ olarak geçti ve 1993 Oslo Görüşmeleri sonrasında İsrail, artık devletlerle değil, Filistin Kurtuluş Örgütü, Hizbullah ve Hamas gibi direniş örgütleriyle mücadele etmeye başladı.
“ABD DİZAYN ETTİ”
Analizine devam eden Güçlüer, “ABD, bölgedeki devletleri yeniden dizayn etti. İsrail artık devletlerle değil, örgütlerle uğraşmak zorunda kaldı. Irak, Suriye, Libya parçalandı; şimdi de hedefte İran var” dedi.
Güçlüer, Filistin içindeki bölünmenin de İsrail’in lehine sonuçlar doğurduğunu ifade ederek, “2007’de Filistin Kurtuluş Örgütü, El Fetih ve Hamas olarak ikiye ayrıldı. Bu ayrılık, İsrail’in işine yaradı. Çünkü bu fitneyi sokan zaten İsrail’di.” değerlendirmesinde bulundu.