AK Partili Hüseyin Yayman dijital telif yasası çalışmaları hakkında, "Dijital telif konusu Türkiye için bir milli güvenlik sorunu. Hep söyledim... Zaten gecikti. Geçen dönem çıkacaktı... Biz bu süreçte tüm paydaşları, herkesi ısrarla dinledik." dedi.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Hatay Milletvekili Hüseyin Yayman, CNN Türk ekranlarında gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu.
Türkiye'nin yaklaşık 50 yıldır PKK terörüyle mücadele ettiğini belirten Yayman, "Türkiye bu meselede her yolu denemiştir. Terörle mücadele konusunda dünyanın en başarılı ordularından bir tanesidir. Ve yeri gelmişken hayatını kaybeden tüm şehitlerimize bir kez daha Allah'tan rahmet diliyoruz. Cumhurbaşkanımızın ifadesiyle, asla şehit ailelerimizi, şehitlerimizin yakınlarını rencide edecek, onların yüzünü yere düşürecek hiçbir adım atılmayacaktır." diye konuştu.
Geçmişte Turgut Özal, Süleyman Demirel, Necmettin Erbakan, Mesut Yılmaz ve Tansu Çiller zamanında da çözümle ilgili adımlar atıldığını hatırlatan Yayman, "Hani diyorlar ya işte terörle mücadele edilir, müzakere edilmez. Türkiye Cumhuriyeti Devleti yeni süreçte ikisini birlikte yapıyor. Hem bir taraftan bu konuda devletin kurumları, güvenlik bürokrasisi, MİT Başkanlığı bir takım görüşmeler yapıyor. Ki bu olayın tabiatına uygundur. Diğer taraftan da bu meselede çözüm için adımlar atılıyor." ifadelerini kullandı.
"BU SÜREÇ DİĞERLERİNDEN FARKLI"
Yayman, yeni süreçte "güven arttırıcı adımlar"ın önemine vurgu yaparak, şöyle devam etti: "Bugün eğer gerçekten PKK terör örgütünün kendini feshetmesi, İmralı Adası'ndan yapılan açıklama çok önemliydi... Şimdi yeni bir aşama lazım. Adımlar şu. burada güven arttırıcı adımlarla beraber, yani silahlar sustuğunda ve sonsuza kadar gömüldüğünde silahlar bir daha eline alınmayacak bir iklim oluştuğunda Türkiye her konuyu konuşabilir. Her adımı atabilir. Ama yeter ki bu artık tekrar çatışmanın, şiddetin olmaması lazım."
Bu süreçte "yeni bir dil inşa etmenin" çok önemli olduğunu belirten Yayman, "Tam da burada bu süreci diğerlerinden ayıran en önemli noktalardan bir tanesi az konuşmak ve süreçle ilgili yetkililerin gerekli açıklamaları yapması... Önceki gün Cumhurbaşkanımızla biz Türkiye Yüzyılı Buluşmaları programı için İstanbul'daydık. Cumhurbaşkanımızın ısrarla altını çizerek söylediği bir husus var. Bu süreç diğerlerinden farklıdır ve bu defa bizi asla engelleyemeyecekler." dedi.
"SAYIN DEVLET BAHÇELİ'NİN VARLIĞI SÜRECİN SİGORTALARINDAN BİR TANESİ"
Yayman, sürecin neden farklı olduğunu açıklarken Milliyetçi Hareket Partisi'nin rolüne dikkati çekti: "Daha önceki süreçlerin hiçbirinde Milliyetçi Hareket Partisi ve Sayın Devlet Bahçeli yoktu. Sayın Devlet Bahçeli'nin varlığı bence bu sürecin sigortalarından bir tanesidir. Çünkü bu meselede varlık sebebi olan ve en başından itibaren PKK terör örgütüne bir varoluşsal karşıtlık gösteren Türk milliyetçisi bir partinin bu meselede evet, çok cesur açıklamalar yapması Sayın Devlet Bahçeli'nin... Herhalde Türkiye'de hiç kimseye Sayın Devlet Bahçeli'den ben daha milliyetçiyim, ben daha Türkçüyüm diyemez."
Geçmişte iklimin uygun olmadığını (2009 Arap Baharı, 2013 Suriye gelişmeleri) ancak bugün uygun olduğunu ifade eden Yayman, "Türkiye'de o zaman bir tek parça yönetim, tek parça siyaset yoktu. Çok aktörlü bir yapı vardı. Hatırlayın. Mesela Turgut Özal... bu meseleyi çözmek istediğinde önce Genelkurmay buna karşıydı. Sonra Milli İstihbarat karşıydı... Ama şimdi bütün bu çok aktörlü yapıdan Cumhurbaşkanımızın temsil ettiği bir başkanlık sistemi var." değerlendirmesinde bulundu.
"PERŞEMBE GÜNÜ KOMİSYON İKİ BAKANI DİNLEYECEK"
Perşembe günü hem Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın DEM Parti heyetini kabul edeceğini hem de Meclis'teki Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu'nun toplanacağını belirten Yayman, komisyonun iki bakanı dinleyeceğini söyledi. Yayman, "Komisyonumuzun ve Türkiye'nin beklediği en önemli konulardan bir tanesi Suriye meselesi. Şimdi Sayın Dışişleri Bakanımız... en son gelişmeleri Sayın Hakan Fidan Bey'den dinleyeceğiz. Öbür taraftan Sayın Devlet Bahçeli'nin bahsettiği bir takım ifadeler olmuştu. Bu konuyla ilgili de Sayın Adalet Bakanı ilk defa Yılmaz Bey gelecek ve bu konuda kendisi açıklamalar da bulunacak." dedi.
Yayman, komisyonun çalışmalarına ilişkin, "Eğer Türkiye'de silahlar susturulursa, silahlar gömülürse, silahlar yakılırsa Türkiye Büyük Millet Meclisi dahil olmak üzere her şeyi konuşabiliriz biz. Bak burası çok önemli... Biz duygudaşlığı arttırmalıyız. Biz kaderdaşlığı arttırmalıyız. Biz tarihdaşlığı arttırmalıyız." ifadelerini kullandı.
"TÜRKİYE'NİN KONUŞMAYACAĞI HİÇBİR ŞEY YOK"
Genel af tartışmalarına ve olası yasal düzenlemelere ilişkin bir soru üzerine Yayman, şunları kaydetti: "Bu konuyla ilgili çalışmaları her partinin kendine özel çalışmasının olduğunu ben en azından kısmen biliyorum. AK Parti'deki çalışmayla ilgili Sayın Abdullah Güler Başkanımız bu konuyla ilgili açıklama yapacak. Ama biz şunu tekrar söylüyoruz. Mesele eğer Türkiye'de bu kalıcı güven ortamı oluşup da bu iklim muhafaza edilirse Türkiye'nin konuşmayacağı hiçbir şey yok... Burada sokak bizden şunu bekliyor. Evet, PKK silah bırakacaktı, bunu biz görmek istiyoruz diyor. İşte bunun adımları da geldi. Bu adımlar atıldıktan sonra bu tarihi eşiği ileriye götürecek yeni adımlar da atılacaktır. Bunun adı yasal adımlar olur, bunun adı pratik adımlar olur... Hükümetimiz, evet Cumhur İttifakı özgüvenli. Bu meseleyi çözmek istiyor."
"DİJİTAL TELİF MİLLİ GÜVENLİK SORUNU"
Yayman, Dijital Mecralar Komisyonu'ndaki eski görevi hatırlatılarak sorulan dijital telif yasası çalışmaları hakkında, "Dijital telif konusu Türkiye için bir milli güvenlik sorunu. Hep söyledim... Zaten gecikti. Geçen dönem çıkacaktı... Biz bu süreçte tüm paydaşları, herkesi ısrarla dinledik." dedi.
Yasanın önemini vurgulayan Yayman, "Bu yasa Türkiye için olmazsa olmaz yasalardan bir tanesi ve bu dijital dönüşüme karşı bizim muhakkak kurumsal medyayı muhakkak güçlendirmemiz, desteklememiz gerekiyor. Reklam gelirlerinin olmadığı ve sürekli intihal ve bir telifin ödenmediği bir ekosistemde yayıncılık yapmak çok zorlaşıyor ve burada maalesef ama maalesef dezenformasyon öne çıkıyor... Bence gelecek. İnşallah. İlk ilk düzenlemelerden bir tanesi olacak." diye konuştu.
"SOSYAL MEDYAYA GİRİŞ YAŞI 15 OLMALI"
Sosyal medyayla ilgili ayrı bir kanuni düzenleme sorulması üzerine Yayman, bu konunun da bir "ulusal güvenlik meselesi" olduğunu belirtti. Yayman, "Dijital ağlar, uluslararası dijital şirketler kendilerini yasamanın üstünde görüyor, yargının üstünde görüyor, yürütmenin üstünde görüyor, milletin üstünde görüyor, ailenin üstünde görüyor ve sürekli bir cinsiyetsizleştirme, sürekli bir toplumun temel harcını dinamitleme tavrı var. Bunları asla kabul etmek doğru değil." dedi.
Özellikle çocukların korunması gerektiğine işaret eden Yayman, şunları söyledi: "Dijital okuryazarlık diyoruz... çocukların belli yaşlara kadar sosyal medyadan, dijitalden uzak durması hem ruh sağlığı, hem akıl sağlığının gelişmesi bakımından, beden sağlığı bakımından çok önemli. Diğer taraftan ben komisyon başkanı olduğum dönemde muhakkak sosyal medyaya giriş yaşının 15 olması gerektiğini ifade etmiştim. Bu konuda aynı yerde duruyorum."
"HATAY YARALARINI SARIYOR"
Aynı zamanda Hatay milletvekili olan Yayman, deprem bölgesindeki son duruma ilişkin de bilgi verdi: "Hatay yaralarını sarıyor, sarmaya devam ediyor. İnşallah bu senenin sonunda Hatay'da 183.000 hak sahibi var. Hatay'daki 183.000 hak sahibinin evlerini teslim edeceğiz... Deprem bölgesinde 11 ilde 453.000 evi bu sene sonunda 6 Şubat'ta teslim edeceğiz. Hepsinin temelleri atıldı."
Eleştirilere de yanıt veren Yayman, "Maalesef deprem turisti lafı bile hafif kaldı. Hatay'ı görmüyor. Uzun Çarşı'da yapılan işi görmüyor... Gaziantep'te Nurdağı'nda yapılanları görmüyor... Ankara'da ya da İstanbul'da oturup eleştiriyor. Saygıyla karşılıyorum ama şunu rica ediyorum. Lütfen ama lütfen gidin bir görün ya... 453.000 konut. Bunun maketini yapamayacak, oyuncağını yapamayacak insanlar eleştiriyorlar." ifadelerini kullandı.
Dünyanın en büyük şantiyesinin deprem bölgesinde olduğunu belirten Yayman, "24 saatte 23 tane ev bitiyor ve teslim ediliyor... Ben de depremzedeyim... ben milletvekili olduğum için en son vatandaş evine girsin, sonra ben evime gireceğim dedim... Konteynerda sorun yaşıyorlar. Bunun tek çözümü, tek çözümü kalıcı konutlara hepimizin geçmesi." şeklinde sözlerini tamamladı.