stanbul’da milyonlarca seçmenin bilgilerini yasa dışı olarak yurt dışına açtığı ortaya çıkan İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) yetkililerine yönelik soruşturma sürüyor.
Savcılığın ‘casusluk’ faaliyeti olarak değerlendirdiği dosya, kirli ilişkiler ağını da gözler önüne serdi. CIA, MI6, Mossad gibi yabancı istihbarat kuruluşlarıyla irtibatı çıkan baş şüpheli Hüseyin Gün’ün, Ankara’da kritik kurumlara sızmak için yazılım ve cihaz satmak için yoğun çaba sarf ettiği öğrenildi.
Güvenlik kaynakları, Gün ve ortağı Aaron Barr’ın Millî İstihbarat Teşkilatı’nın (MİT) radarına takıldığını ve bütün kurumların uyarılarak tuzağın boşa çıkarıldığını aktardı. Konunun uzmanlarından emekli general İbrahim Büyükbaş, TÜBİTAK bünyesinde Bilişim ve Bilgi Güvenliği İleri Teknolojiler Araştırma Merkezi (BİLGEM) ve onun en stratejik alt birimi olan Ulusal Elektronik Kriptoloji Araştırma Enstitüsü’nün (UEKAE) kritik rol oynadığını ve İsrail merkezli devlete sızma ve şantaj havuzu oluşturma planının bozulduğunu ifade etti. Siber güvenlik uzmanı Âdem Taşkaya da olayın İBB’den ibaret olmadığını, hedefin cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Ekrem İmamoğlu’nu kazandırmak olarak belirlendiğini aktardı.
ŞANTAJ HAVUZU
Edindiğimiz bilgilere göre Hüseyin Gün ve ekibi, İBB’de uyguladıkları sistem ve cihazlar üzerinden tüm verileri kopyalama ve kritik kurumları izleme amaçlı geniş çaplı bir ekip çalışması yürüttü. Başta savunma, içişleri ve enerji olmak üzere birçok bakanlığın kapısını çalan ekip başarılı olmak için reklam ya da bazı kapıları açmada da eski siyasetçi, bürokrat ile bazı akademisyenleri kullandı. Devletin hafızasına sızma girişimi olarak nitelendirilen ikna süreçleri MİT’in zamanında müdahalesiyle boşa düşürüldü. Kripto yazılımları ve sistemlerinin nihai hedefinin dev bir şantaj havuzu oluşturarak, hâlen kullanımda olan SİSKOM yerine kendi ithal markalarını satmak hedeflendiği belirtildi. Oyunun bozulmasında BİLGEM ve TÜBİTAK raporu şartının getirilmesinin de etkili olduğu öğrenildi. İBB’de ortaya çıkan skandalla ifşa olan casusluk ağının başarılı olması durumunda kritik kurumlara yerleştirilen cihazlarla dinleme yanında Lübnan örneğindeki gibi seri sabotajların gerçekleştirilebileceği bilgisi paylaşıldı.