ABD'nin Nijerya'dan ne istediği ortaya çıktı! Trump'ın askeri tehdidinin arkasındaki sebep!

Güvenlik Uzmanı Başbuğ ve Doç. Dr. Özcan, Trump'ın Nijerya tehdidini "jeo-sömürgecilik" olarak niteledi. Uzmanlar, Hristiyanların bahane edildiğini, asıl hedefin petrol, gaz ve nadir toprak elementleri olduğunu belirtti.

Güvenlik ve Terör Uzmanı Coşkun Başbuğ ve Kırıkkale Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Merve Suna Özel Özcan, CNN Türk ekranlarında ABD Başkanı Donald Trump'ın Nijerya'ya yönelik "İslami teröristleri yok etmek için girebiliriz" şeklindeki askeri müdahale tehdidini analiz etti.

Uzmanlar, Trump'ın "Hristiyanların öldürülmesi" iddiasını "bahane" olarak nitelendirirken, asıl hedefin Nijerya'nın zengin enerji kaynakları, nadir toprak elementleri ve Çin'in bölgedeki artan etkisini sınırlamak olduğunu vurguladı.

BAŞBUĞ: "TRUMP BİR FANTEZİ ÜRETTİ, ASIL SEBEP ENERJİ"

Güvenlik ve Terör Uzmanı Coşkun Başbuğ, Trump'ın "Hristiyanlar katlediliyor" söyleminin bir "fantezi" olduğunu belirtti. Nijerya'nın %60'ının Müslüman, %40'a yakınının Hristiyan olduğunu ve ülkede böyle bir katliam tablosu bulunmadığını ifade eden Başbuğ, "Nijerya hükümeti, Batı'nın peydahladığı, ki DEAŞ'ı kimin kurduğunu kendi söylüyor 'Biz kurduk' diye, bu örgütlerle (Boko Haram ve DEAŞ) yürüttüğü bir mücadele var. Daha geçen hafta Nijerya resmi hükümeti 60'a yakın teröristi yakaladığını beyan etti," dedi.

Başbuğ, Birleşmiş Milletler'in 2024 tarihli "DEAŞ Afrika'da varlık gösterecek" raporuna dikkat çekerek, bunun Afrika'ya bir müdahale için "altyapı hazırlığı" olduğunu savundu. Trump'ın "değerli Hristiyanlarımız" sözlerine tepki gösteren Başbuğ, şu ifadeleri kullandı: "İsrail'in katlettiği Müslümanlar, katlettiği Hristiyanlar değersiz miydi? Sensin oraya ortam yaratan, destek veren. İsrail orada, Gazze'de, vurmadık kilise, vurmadık cami, katletmedik insan bırakmadı. Tek bir laf duymadık sizden. Burada tamamen bir bahane var."

Asıl sebebin Nijerya'nın kaynakları olduğunu vurgulayan Başbuğ, "Eğer emperyal güçler 'kaşın üstünde gözün var' diyorsa hemen bakacağın yer o ülkede ne var? Nijerya, Afrika'nın en kalabalık nüfusu. Doğalgazda birinci ülke. Petrol ve doğalgazda da dünyada ilk 10'un içerisine giren bir değer," diye konuştu. Başbuğ, bu durumu Trump'ın Venezuela'ya "uyuşturucu" bahanesiyle müdahale etme isteğine benzeterek, "Orada geçer akçe uyuşturucuyla mücadele, burada geçer akçe terörle mücadele. Nabza göre, ülkeye göre gerekçe üreten bir Trump tablosu var," dedi.

"DOĞRUDAN ASKERİ SALDIRI İHTİMAL DAHİLİNDE DEĞİL"

Coşkun Başbuğ, Trump'ın bu çıkışının aynı zamanda Çin'e de bir gözdağı olduğunu belirtti. Çin'in son dönemde Nijerya'da telekomünikasyon ve raylı sistemler gibi birçok yatırım yaptığını hatırlatan Başbuğ, "Burada ben sanki bir Çin'e de gene bir gözdağı veya işte 'buraları tek başına konamazsın, yedirmem' mantıklı bir çıkış olarak da okunması gerektiği kanaatindeyim," değerlendirmesinde bulundu.

Başbuğ, ABD'nin doğrudan bir askeri saldırısını ihtimal dahilinde görmediğini belirterek, "Muhtemelen yüksekten açarak işte masada, diplomaside bir takım hamleler yapmaya çalışacaklar," diye ekledi.

DOÇ. DR. ÖZCAN: "21. YÜZYIL NADİR TOPRAK ELEMENTLERİ SAVAŞI OLDU"

Kırıkkale Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Merve Suna Özel Özcan ise Nijerya'nın yükselen bir profil çizdiğine dikkat çekti. Başbuğ'un enerji analizlerine ek olarak, 21. yüzyılın artık "nadir toprak elementleri savaşı" olduğunu belirten Özcan, şunları kaydetti: "Evet biz 20. yüzyılda enerji savaşları dediğimizde petrolden, doğalgazdan bahsediyorduk ama 21. yüzyıl nadir toprak elementleri savaşı oldu. Lityum başta olmak üzere monozit ağırlıklı olarak öne çıkan bir nadir toprak elementleri süreci var. Bir de Fransa'nın burada sınırlanması buranın profilini de tamamen değiştirmeye başladı. Bence bu nedenle Trump biraz buraya hızlı bir şekilde ağırlık verdi."

Özcan, Trump'ın "dini özgürlük ihlalleri" gerekçesiyle kullandığı "Özel Endişe Ülkesi (CPS)" tanımına işaret etti. Bu uygulamanın 2019'da Trump'ın ilk döneminde de Nijerya için kullanıldığını, 2021'de Blinken yönetimi tarafından kaldırıldığını ve şimdi yeniden gündeme getirildiğini hatırlatan Özcan, "Neden sadece Nijerya üzerinden Hristiyanlara yönelik bir soykırım üzerinden yaklaşım var? Maalesef araçsallaştırılan durumlar olduğunu, tıpkı Trump'ın birinci döneminde olduğu gibi yeniden görüyoruz," dedi.

"TRUMP'IN AÇTIĞI EL, ÇİN'İ DENGELEME POLİTİKASIYLA SINIRLANACAK"

Nijerya'nın bir Commonwealth (İngiliz Milletler Topluluğu) üyesi olduğunu da hatırlatan Doç. Dr. Özcan, İngiltere'nin otomatik bir askeri yükümlülüğü olmasa da bölgede stratejik bir aktör olduğunu belirtti. Özcan, Trump'ın bu durumu ne kadar göze alacağının sorgulanması gerektiğini ifade etti.

Özcan, Trump'ın stratejisini "yüksekten bir el açımı" olarak değerlendirerek, "Bana öyle geliyor ki tıpkı Venezuela'da olduğu gibi burada yüksekten bir el açımı var. Daha sonrasında nadir toprak elementlerinin özellikle sistemdeki gücü, etkisi ve Çin'i dengeleme politikasıyla sınırlanacak bir Nijerya politikasını görüyoruz," dedi. Özcan, bu durumu "küresel sistemde Amerika'nın kendi elini güçlendirmek için özellikle bu cevherlere yönelik başlattığı jeo-sömürgeciliğin en büyük yansıması" olarak tanımladı.

Doç. Dr. Özcan, önümüzdeki dönemde gerilimin düşeceğini öngördüğünü belirterek, "Bu artık bir Trump'ın dış politika aracı oldu. Askeri müdahale sinyalleri ver. İşte bölgede sorunlar olduğunu söyle. Sonrasında istediğin desteği al," ifadelerini kullandı.