2025 itibarıyla küresel kamu borcu 111 trilyon dolara ulaştı. Bu, sadece bir yılda 8,3 trilyon dolarlık ek borç anlamına geliyor. Dünyadaki toplam kamu borcunun yarısından fazlası olan yüzde 51,8’i ABD ve Çin’e ait oluyor.
Pandemi dönemindeki zirvelerin reel olarak altına inilse de küresel borçluluk hâlâ tarihi zirvelere yakın seyrediyor.
IMF’nin son Dünya Ekonomik Görünüm raporundaki verilere göre, ülkelerin borç dağılımı dikkat çekici bir tablo sunuyor.
HANGİ ÜLKE, NE KADAR BORÇLU?
ABD, 2025’te 38 trilyon doları aşan borcuyla listenin zirvesinde yer alıyor. Bu tutar, ülkenin GSYH’sının yüzde 125’ine karşılık geliyor. Son beş yılda net faiz ödemeleri neredeyse üçe katlandı ve mevcut projeksiyonlar, 2035’e kadar yıllık faiz yükünün 1,8 trilyon dolara çıkacağını gösteriyor.
Çin, 18,7 trilyon dolarlık kamu borcuyla ikinci sırada yer alarak 2025’te borcu yaklaşık 2,2 trilyon dolar arttı. Bunun sebeplerinden biri ekonomik yavaşlamayı telafi etmeyi amaçlayan devlet teşvikleri, diğeri de emlak sektöründeki sorunların yarattığı arazi gelirlerindeki oluyor.
9,8 trilyon dolarlık kamu borcu ile üçüncü sırada yer alan Japonya’nın borç/GSYH oranı ise yüzde 230 ile dünyadaki en yüksek seviyelerden biri oluyor. Buna rağmen ülkenin yeni başbakanı Sanae Takaichi, büyümeyi desteklemek için 92,2 milyar dolarlık ek teşvik paketi planlıyor.
İngiltere ve Fransa, yaklaşık 4 trilyon dolarlık kamu borçlarıyla listede ilk beşi tamamlıyor. Özellikle Fransa’da, bütçe kesintilerine yönelik tartışmalar son iki yılda beş başbakanın değiştiği ciddi bir siyasi istikrarsızlık yarattığı için borç yükü dikkat çekiyor.
İtalya, Hindistan, Almanya, Kanada ve Brezilya da ilk 10’da yer alan ülkelerden oluyor.
TÜRKİYE LİSTEDE KAÇINCI?
Türkiye’nin kamu borcu, dev ekonomilere oranla hem miktar hem de borç/GSYH oranı açısından daha yönetilebilir bir seviyede duruyor. 2025 projeksiyonlarında Türkiye’nin borçluluğu 380,4 milyar dolar oluyor.
Küresel borç tablosunda Türkiye 192 ülke içinde 25. Sırada yer alıyor. Borç/GSYH’ye oranı yüzde 24,3 olurken, birçok gelişmiş ülkeye göre oldukça düşüş seviyede kalıyor.
Ekonomik büyüme, bütçe dengesi ve dezenflasyon adımlarıyla borç sürdürülebilirliği açısından daha güçlü bir görünüm sunuyor. Türkiye, önümüzdeki dönemde küresel borç risklerinin arttığı bir ortamda avantajını koruyabilecek bir tabloya işaret ediyor.