Geçtiğimiz günlerde Delta-V’nin gerçekleştirdiği Ramjet motor testi, Türkiye için yeni ve son derece önemli bir kapının daha açılması anlamına geliyor.
Bu motorların diğerlerine göre daha uzun mesafelere son derece yüksek süratle gidebildiğini anlatan uzmanlar, dünyada bu teknolojiye sahip çok az sayıda ülke olduğunun altını çiziyor.
Türkiye’nin yoğun gündeminde bazı kritik haberler kimi zaman geri planda kalabiliyor… Geçtiğimiz günlerde gerçekleşen ve ülkemiz için bir ilk olma özelliğini taşıyan test de bunlardan biri.

Bahsettiğimiz test kapsamında, DeltaV Uzay Teknolojileri tarafından özgün olarak geliştirilen Ramjet motoru ilk kez havada ateşlendi. Elbette bu proje için kritik bir virajdı. Ancak asıl önemli olan günün sonunda Türkiye’nin Ramjet motor teknolojisine erişebilmesi.

Savunma Sanayii Uzmanı Ahmet Alemdar ile hem Ramjet motor teknolojisini en genel haliyle konuştuk hem de Türkiye’nin kendi üreteceği bu motorla sahada neleri değiştirebileceği sorusuna yanıt aradık.

RAMJET MOTOR TEKNOLOJİSİ NEDİR?

Elbette bu soruya çok detaylı ve teknik bir cevap vermek mümkün ancak Ahmet Alemdar herkesin daha net anlayabilmesi adına son derece genel bir çerçeve çiziyor.

Turbofan ya da turbojet gibi diğer roket motorlarından farklı olarak Ramjet motorlarda havanın herhangi bir ara parçaya ihtiyaç olmadan direkt yakıtla yakıldığını söylüyor. Böylece sürekli itki mümkün oluyor. Ve bu da Ramjet motorlara hız kaybı yaşamadan çok daha uzun mesafelere erişebilme imkanı sağlıyor.

Her ne kadar basit bir şekilde anlatmaya çalışsak da aslında son derece zorlu bir teknoloji. Çünkü yüksek hızda alınan havanın yanma odasında oluşturduğu basıncı yönetip istikrarlı itki enerjisini sağlamak ve bunu yaparken erime olmadan yapısal bütünlüğü korumak ciddi bir tasarım ve malzeme bilgisi gerektiriyor.

Bu nedenle de dünyada kendi imkanlarıyla bu motoru yapabilen ülke sayısı son derece az. Türkiye’nin yakın gelecekte bu seçkin listeye adını yazdıracağını söylüyor Alemdar.

RAMJET TEKNOLOJİSİNİN SAHAYA YANSIMASI NASIL OLUYOR?

Bu kabiliyetin sahadaki en önemli yansımalarını hava-hava füzelerinde gördüğümüzü belirtiyor Ahmet Alemdar. Standart diyebileceğimiz füzelerin uçuş sürelerinin bir noktasında enerji ve hız kaybetmeye başladığını hatırlatıp, devam ediyor:

“Ramjet ile sürekli ve yüksek itki sağlanabiliyor. Standart füzeden belli bir uçuş zarfından sonra kaçınabilmekle Ramjet itkili füzeden kaçınabilmek arasında çok ciddi var.
Çünkü diğerleri giderek azalan bir hıza sahipken Ramjet son ana kadar hızını ve keskin manevralar yapabilme enerjisini koruyor.
Bu da onu ‘kaçış olmayan bölge’ konusunda öne çıkarıyor. Bu terim düşman hedefin artık kaçabilecek noktası olmadığı anlar için kullanılıyor.
Böyle bir kabiliyeti milli olarak üretebilirseniz istediğiniz gibi farklı füze çözümlerine uyarlama imkanınız var.
Ayrıca Ramjet itki konusunda tecrübe kazandığınızda scRamjet olarak tanımlanan ve hipersonik hızlara ulaşabilen itki seviyeleri için de aslında adım atmış oluyorsunuz.”

Türkiye'nin ramjet teknolojisine sahip mühimmatları sahadaki dengeleri doğrudan etkileyecek potansiyelde.

Yorumlar 0 Yorum Var
'de daha fazlasını keşfet
Fragmanlar Dünya Sağlık Spor Yemek