İngiltere merkezli Middle East Eye'ın Amerikalı yazarı Sean Mathews, Doğu Akdeniz'de Çin ve Rusya'nın etkisiz, ABD'nin ise zayıf olduğunu belirterek, "Asıl rekabet, iki revizyonist güç olan Türkiye ve İsrail ile Körfez ülkeleri arasında" yorumunda bulundu.

İngiltere merkezli haber sitesi Middle East Eye (MEE) için çalışan Amerikalı gazeteci Sean Mathews, Doğu Akdeniz'deki güç dengelerine ilişkin dikkat çekici bir analiz sundu. Mathews, bölgede Çin, Rusya ve ABD gibi büyük güçlerin zayıfladığını ve bölgeye olan ilgilerini yitirdiğini savunarak, sahadaki asıl rekabetin artık Amerika'nın bölgesel müttefikleri arasında yaşandığını vurguladı.

ÇİN'İN ETKİSİ 'GÖZ BOYAMADAN İBARET'

Mathews, Çin'in bölgedeki etkisinin, Mısır'daki bazı altyapı projeleri dışında "gülünç düzeyde" olduğunu dile getirdi. Pire Limanı'nın Çinli bir şirkete devredilmesine rağmen Yunanistan'daki Amerikan üslerinin sayısının arttığına dikkat çeken Mathews, "Çin'in Doğu Akdeniz'de gerçek bir nüfuzu olduğunu düşünmek gülünç. Pire Limanı meselesi büyük ölçüde göz boyamadan ibaret" ifadelerini kullandı.

RUSYA BÖLGEYİ TERK ETTİ

Benzer bir durumun Rusya için de geçerli olduğunu belirten Amerikalı gazeteci, Rusya'nın Doğu Akdeniz'den çekilme sürecinin Yunanistan'daki mali krizle başladığını iddia etti. O dönem Çipras hükümetinin kurtarma paketi için Moskova'ya "el açtığını" ancak Putin'in bu talebi geri çevirdiğini hatırlatan Mathews, bu olayın Rusya'nın bölgedeki azalan etkisinin başlangıcı olduğunu kaydetti. Rusya'nın, Kuzey Makedonya'nın NATO'ya girmesini engelleme girişimlerinin de "nafile bir çaba" olarak kaldığını söyleyen Mathews, şu çarpıcı tespitte bulundu:

"Bugün ABD'nin Ukrayna'ya silah gönderdiği Dedeağaç (Alexandroupoli) kenti, adını Büyük İskender'den değil, Çar Aleksandr'dan almıştır. Bu, bölgenin bir zamanlar Ruslara ne kadar yakın olduğunu gösterir. Ancak bugün Rusya bölgede neredeyse yok."

ASIL REKABET TÜRKİYE, İSRAİL VE KÖRFEZ ÜLKELERİ ARASINDA

Sean Mathews, büyük güçlerin çekilmesiyle oluşan boşlukta asıl mücadelenin, "her ne kadar Washington'un belirli bir etkisi altında olsalar da" karşıt hedeflere sahip bölgesel aktörler arasında yaşandığını belirtti. Mathews, bu aktörleri "iki ana revizyonist güç olan İsrail ve Türkiye ile sermayeye sahip Körfez ülkeleri Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri" olarak tanımladı. Bölgedeki rekabetin artık Çin veya Rusya'dan kaynaklanmadığını, bu iki ülkenin bölgeyi büyük ölçüde terk ettiğini sözlerine ekledi.

YUNANİSTAN İÇİN FIRSAT PENCERESİ

Analizinde Yunanistan için ortaya çıkan fırsatlara da değinen Mathews, Atina'nın göçmen krizini Brüksel'e karşı bir koz olarak kullanarak sınır güvenliği için daha fazla fon talep edebileceğini ve bunun "kolay bir kazanç" olacağını savundu. Mathews ayrıca, Avrupa Birliği'nin enerji maliyetleri ve bürokrasi nedeniyle yapay zeka (AI) yarışında geri kaldığını, bu alandaki yatırım gücünün Suudi Arabistan ve BAE gibi Körfez ülkelerinde olduğunu belirtti. Yunanistan'ın, Körfez'de kurulacak veri merkezlerinden Avrupa'ya veri akışını sağlayacak bir "transit ülke" olarak kendini konumlandırabileceğini ve bu stratejik rol için AB'den ciddi fonlar alabileceğini öne sürdü.

Yorumlar 0 Yorum Var