DOĞU AKDENİZ MESELESİ

SORU: Bir başka konu Doğu Akdeniz meselesi. Doğu Akdeniz'de hareketlilik geçtiğimiz aylarda çok daha yoğundu, şimdi biraz daha sakin bir dönem yaşıyoruz. Türkiye'nin Libya ile yaptığı deniz yetki alanlarının sınırlandırılması mutabakatı oradaki birçok dengeyi bozdu. Biz bu anlaşmayla ne yaptık? Türkiyesiz bir Doğu Akdeniz olmayacağını mı gösterdik, oradaki tutumumuz ve bu anlaşmanın önemi nedir?

CEVAP: Öncelikle Cumhurbaşkanımızın büyük bir siyasi vizyon göstererek talimatını verdiği bu deniz yetki anlaşması Libya ile imzaladığımız tarihi bir adımdır. Çünkü bugüne kadar Akdeniz'de bizim komşularımızla bu yönde imzaladığımız bir anlaşma yok. Bununla ilgili uluslararası bir müktesebat da oluşmuş değil yani BM kuralları çerçevesinde diyelim ki kesin olarak ortaya konmuş bir kurallar manzumesi yok. Aslında uluslararası deniz hukuku, deniz yetki alanı, kıta sahanlığı, münhasır ekonomik bölge gibi meseleleri tarafların kendi aralarında anlaşma yolu ile çözmesini salık veriyor, birinci teamül bu. İhtilaf olduğunda bunlar mahkemelere götürülebilir, başka yerlere götürülebilir. Ama genel olarak tercih edilen birinci yol ülkelerin ikili, üçlü, çoklu bir şekilde bu meseleleri kendi aralarında çözmeleri. Bu anlamda biz aslında geçmişten beri Yunanistan'la, Mısır'la, Libya ile kısmen ve Doğu Akdeniz'e komşu diğer ülkelerle bu yönde bir çalışma yapılması çağrısında hep bulunduk ama bir karşılık alamadık. İlk defa Libya'da bunun adı kondu ve bu anlaşma yapıldı. Bu üçüncü tarafları doğrudan ilgilendiren, onların haklarını ihlal eden bir anlaşma değil. Yunanistan'ın bazı itirazları var 'Bu çizgi bizim kıta sahanlığımızdan geçiyor' diye ama Yunanistan'ın iddiaları da tartışmalı. O konuda da uluslararası hukuk açısından, deniz hukuku açısından bakıldığında çok kesin, vazıh kurallar yok. Bunlar dediğim gibi biraz ikili, üçlü tarafların kendi aralarında müzakere yoluyla çözebileceği meseleler.

"TÜRKİYE'Yİ YOK SAYARAK DOĞU AKDENİZ'DE ENERJİ HARİTASI VE SİYASİ İSTİKRAR İNŞA ETMEK MÜMKÜN DEĞİL"

Mesela geçenlerde Yunanistan'la İtalya kendi aralarında bir kıta sahanlığı anlaşması yaptı, biz bunu memnuniyetle karşıladık. Doğrudan bizi ilgilendiren bir konu değil, iki ülke bir araya gelerek kendi deniz yetki alanlarını belirlediler. Aynı şekilde biz bunu Libya ile yaptık. Libya ile deniz komşusu olduğumuzu da bu anlaşma ile teyit etmiş olduk. Şimdi bu Libya ile Türkiye arasında bir kazan-kazan ilişkisi geliştirecek, yani yarın siyasi şartlar da olgunlaştığında bu bölge içerisinde arama tarama çalışmaları yapılacak, bir şey bulunduğunda da bu Türkiye ve Libya arasında bir ortak gelir olarak paylaşılacak. Biz Doğu Akdeniz'in tamamının böyle bir barış gölü olmasını arzuluyoruz. Türkiye'yi dışarıda bırakan EastMed gibi girişimlerin başarısız olacağını uzmanlar da ifade ediyorlar. Doğu Akdeniz'e en uzun sahili olan Türkiye'yi yok sayarak sizin Doğu Akdeniz'de bir enerji haritası oluşturmanız, bir siyasi istikrar inşa etmeniz mümkün değil. Ekonomik olarak da baktıklarında Doğu Akdeniz'de çıkacak herhangi bir zenginliğin, doğal gazın, petrolün ancak Türkiye üzerinden Avrupa piyasalarına ulaştırılmasının en fizibil proje olduğunu bütün uzmanlar ifade ediyorlar. Türkiye'yi baypas ederek siyasi gerekçelerle birtakım planlar yapmak, boru hatları vesaire üzerinde çalışmak netice vermeyecek, bunu kendileri de aslında görüyorlar. Bizim de çağrımız hem burada hem Kıbrıs'ta, bütün Doğu Akdeniz'in doğal kaynaklarını herkesin, adil paylaşım ilkesi çerçevesinde sahiplenmesi, bölüşmesi, paylaşması ve bu zenginlikten herkesin istifade etmesi. Bunun yolu var ama bunu Türkiye'yi yok sayarak elde edemezsiniz. Gereksiz, pahalı ve eninde sonunda başarısızlıkla sonuçlanacak projelere yönelmek yerine Türkiye ile bu konuların konuşulması, Türkiye'nin içinde olduğu planlarla birlikte hareket edilmesi herkesin menfaatine olacaktır. Bizim yaklaşımımız baştan beri hep bu oldu ama bizi Antalya Körfezi'ne hapsetmeye çalışan girişimlere de tabii ki bizim bigane kalmamız, tepkisiz kalmamız mümkün değil.

Yorumlar 1 Yorum Var
  • Kürşad 14.07.2020 19:57
    Öncelikle teşekkür ederim Türkiye 18 yıldır eski gücüne kavuşacak Allahın izni ile Şu iki kelime çok önemli Gidemedigin yer senini değildir Türk her yere gider ve söz sahibi olur