Büyük Selçuklu hükümdarlarından Muhammed Tapar 1082'de doğdu. Babası Sultan Melikşah Bağdat'ta vefat ettiğinde yanında bulunuyordu. Bir süre sonra beş yaşındaki ğolu Mahmud'u Büyük Selçuklu tahtına çıkarmaya çalışan üvey annesi Terken Hatun'la başkent İsfahan'a gitti. Ağabeyi Berkyaruk, İsfahan'da Terken Hatun ile Mahmud'u muhasara ederken bir fırsatını bulup Berkyaruk'un ordusundaki annesinin yanına kaçtı.

1093'te Bağdat’a giderken Muhammed Tapar’ı da yanında götüren Sultan Berkyaruk onu Gence’ye melik olarak gönderdi; Emîr Kutluğ Tegin’i de kendisine atabeg tayin etti. Muhammed Tapar, Gence’de bulunduğu sırada çevresindeki emîrlerin ve Berkyaruk’un azlettiği Vezir Müeyyidülmülk’ün yönlendirmesiyle saltanat mücadelesine girişmeye karar verdi. Ancak Atabeg Kutluğ Tegin’i buna engel gördüğü için bir süre bekledi. Kendini yeteri kadar güçlü hissedince Kutluğ Tegin’i öldürtüp saltanat mücadelesini başlattı. Gence'nin de içinde yer aldığı Arran ve çevresinde hakim oldu. Kendini Büyük Selçuklu sultanı ilan etti, Müeyyidülmülk'ü de vezirlik makamına getirdi. Daha sonra İsfahan'a hareket etti. Bazı emirler, sultan Berkyaruk'a muhalefetlerinden dolayı Muhammed Tapar'a katıldı. Muhammed Tapar, Berkyaruk'u takip etmek amacıyla Rey şehrine doğru yola çıkınca onunla savaşmayı göze alamayıp İsfahan'a dönen Berkyaruk halkın şehir kapılarını açmaması üzerine Huzistan'a gitmek için İsfahan'dan ayrıldı.

Muhammed Tapar 1099'da Rey'e ulaştı. Halifeye haber gönderip kendi adına hutbe okunmasını istedi. Bu isteğe uyan Halife Müstazhir-Billah, “Gıyâsü’d-dünyâ ve’d-dîn” lakabını verdiği Muhammed Tapar’ın sultanlığını tasdik ederek 4 Kasım 1099'da onun adına hutbe okuttu. Ancak Berkyaruk'un hamleleri sonucu 31 Aralık 1099'da Bağdat'ta hutbe tekrar Berkyaruk adına okunmaya başlandı. Kışı Bağdat'ta geçiren Berkyaruk çok sayıda Türkmen'in kendisine katılmasından sonra Muhammed Tapar'ın üzerine yürüdü. Savaşı kaybeden Berkyaruk 50 kişiyle meydanı terk etti. Vezir Müeyyidülmülk, Berkyaruk’un esir düşen veziri Ebü’l-Mehâsin’i Bağdat’a gönderip Halife Müstazhir-Billâh’tan hutbenin tekrar Muhammed Tapar adına okunmasını istedi. Halife de bu isteğe uyarak 25 Mayıs 1100 Cuma günü hutbeyi Muhammed Tapar adına okuttu.

Yeniden kuvvetlenmeye çalışan Sultan Berkyakurk'un üzerine yürüyen Muhammed Tapar, Hemedan'da yapılan savaşta yenildi ve veziri Müeyyidülmülk esir düştü.

Muhammed Tapar yenilgiden sonra Melik Sencer’in yanına gitti. Cürcân’dan Damgan’a gelen iki kardeş buradan Rey’e hareket etti; Berkyaruk da Rey’e doğru yola çıktı. Zaferin ardından Berkyaruk’a katılanların sayısı bir ara 100 bine ulaştı. Ancak daha sonra bazı emîrler Berkyaruk’tan ayrılmaya başladılar. Muhammed Tapar ile Sencer yeniden toparlanmasına imkân vermeden Berkyaruk üzerine yürüdüler. Ümitsizliğe kapılan Berkyaruk 5 bin kişilik bir kuvvetle 13 Eylül 1101'te Bağdat’a girdi. Muhammed Tapar ve Sencer Berkyaruk’u takip ederek on gün sonra Bağdat’a ulaştılar. Yirmi gün Bağdat’ta kalan Muhammed Tapar ve Sencer’in halifenin desteğine rağmen Berkyaruk’un kuvvetlerine son darbeyi neden indiremediği bilinmemektedir.

Yıllarca süren iç savaşın ardından Berkyaruk ve Muhammed Tapar barış yapmaya karar verdi. 1104'te gerçekleştirilen antlaşmaya göre Sultan Berkyaruk, Muhammed Tapar’ın beş nevbet çaldırmasına müdahale etmeyecek, Muhammed Tapar’ın payına düşen şehirlerde Berkyaruk adına hutbe okunmayacak, aralarındaki yazışma vezirler vasıtasıyla yapılacak, askerler diledikleri tarafa geçebilecekti. Bu antlaşma sayesinde Melikşah'ın 1092'deki ölümüyle başlayan taht kavgaları sona ermiş oluyordu.

Bir süre sonra Berkyaruk vefat etti. Sultan Muhammed Tapar, merkezi otoriteyi sağlamak için harekete geçti.

Muhammed Tapar'ı en çok uğraştıran meselelerden biri de gizli örgüt halinde faaliyetlerde bulunan Batınîlerle mücadele oldu. Gayri müslimlere cihaddan daha önemli gördüğü Batınîlerle mücadele için çok uğraştı. Batınîlerin merkezi Alamut kalesini ele geçirecekken Muhammed Tapar'ın ölüm haberi gelmesi üzerine mücadele yarım kaldı.

Sultan Melikşah'ın ölümünden sonra taht kavgaları ve mezhep çatışmaları yüzünden İslam dünyası Haçlı istilasına maruz kalmış; Urfa, Antakya ve Kudüs gibi stratejik önem taşıyan üç büyük şehir kaybedilmişti. Haçlılar, sahil bölgesini ve Suriye’deki kaleleri ele geçirdikten sonra müslüman halka zulüm ve işkence yapmış, bir kısmını katletmişti. Halktan gelen şikâyetler üzerine Muhammed Tapar, Haçlılarla mücadeleye girişti. Antakya ve Urfa'ya seferler düzenlendi. Ancak emirler arasındaki çekişmeler ve bazı sıkıntılar yüzünden Haçlılara karşı istenilen başarı elde edilemedi.

Bir süredir hasta olan Muhammed Tapar, 1118'te kurban bayramında büyük bir toy düzenledi ve ziyafet sonunda sofrasını ve sayarını yağmalattı. 10 gün sonra beş oğlundan en büyüğü Mahmud'u çağırarak tahta oturmasını ve devlet işlerine nezaret etmesini istedi. Birkaç gün sonra vefat etti.

Dedesi Alparslan’ı örnek alan Muhammed Tapar dindar, dinî ilimlere vakıf, adil, merhametli, aklıselim sahibi, cömert, ilim adamlarını himaye eden bir hükümdardı. Halkın işleriyle yakından ilgilenir, kendisine sunulan her dilekçeyi okur, halka adalet, doğruluk ve insafla muamele edilmesini isterdi. İç mücadelelerin bozduğu birliği yeniden kurarak Büyük Selçuklu Devleti’ne eski itibarını ve kudretini kazandıran Muhammed Tapar, “es-Sultânü’l-a’zam Ebû Şücâ‘ Gıyâsüddünyâ ve’d-dîn Kasîmu emîri’l-müminîn” lakabıyla anılır ve kaynaklarda “Selçuklular’ın güçlü adamı ve kusursuz insanı” olarak tanıtılır.

Yorumlar 7 Yorum Var
  • Selam 08.03.2021 16:37
    Abisi Tapar’a iyi muamele yapmış. Fakat kendisi abisinin azlettirdiği kişilerle abisine başkaldırmış ve bir hutbe için yıllarca abisine savaşmış ve Selçukluları bölmüş. Gel gör ki bu başkaldırı ve bölünmüşlük maalesef Haçlılara yaramış. Haçlı seferlerinden Müslümanlar ve gayri müslimler inim inim inlemişler....
  • YaşaR 08.03.2021 16:19
    Şeytanlarla şavaş kıyamete kadar sürecek bunu bize veren Allaha şükür.
  • Temel 08.03.2021 16:06
    bin yıl geçmiş ama günümüzde aynı olaylar hala devam ediyor.
  • İbrahim 08.03.2021 14:33
    Ecdadtan Allah razı olsun İÇİMİZDEKİ hainleri bakınca daha çok dua ettim
  • konyalı 08.03.2021 14:15
    bi de şu taht kavgaları olmasaymış, Türk devletlerini kimse yıkamazmış. makam mevki koltuk insanı müslüman da olsa insanlıktan çıkaran şeyler. birlik olalım dememişler, birbirlerine düşmüşler. saray oyunları taht oyunları koskoca imparatorlukların sonunu getirmiş
Daha fazla yorum görüntüle