Hürriyet gazetesi yazarı Abdulkadir Selvi, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın katıldığı CNN Türk-Kanal D ortak yayından sonra sosyal medyada yürütülen algı operasyonları yüzünden, programın perde arkasını yazmak zorunda kaldığını belirtti.
İnsan kendi katıldığı ve iki kanaldan canlı olarak yayınlanan bir programın perde arkasını yazar mı? Cumhurbaşkanı Erdoğan’la programdan sonra öyle şeyler yaşadık ki, kendi katıldığım programın perde arkasını yazmak zorunda kaldım.
CNN Türk Genel Müdürü Murat Yancı, Cumhurbaşkanı Erdoğan’la CNN Türk ve Kanal D’de özel yayın planlandığını, yayında soru soracak gazeteciler arasında beni de düşündüklerini iletince ilk olarak aklıma gelen, “Nasıl haber çıkarırız” sorusu oldu.
Programa katılmayı memnuniyetle kabul ettim. Çünkü gazeteci olarak benim görevim soru sormak, haber çıkarmak.
Kanal D Ankara Temsilcisi Zafer Şahin’le ilk olarak soruları hazırlamak üzere bir çalışma yaptık. Programın moderatörlüğünü üstlenen CNN Türk Ana Haber Spikeri Fulya Kalfa ve Kanal D Ana Haber Bülteni sunucusu Deniz Bayramoğlu ile ortak bir çalışma yaptık. Program çarşamba günüydü ama soruları dosyaya salı günü 12.20’de kaydetmiş, mailime saat 14.01’de atmışım. Program için Çankaya Köşkü’ne hareket etmeden önce ise aramızda bir hazırlık toplantısı yaptık. Çankaya Köşkü’ne girdiğimiz anda dahi yeni sorular ekledik. Çünkü sel bölgesinden gelen haberler, sorulardaki önceliğimizi değiştirmemizi gerekli kıldı.
Çankaya Köşkü’ne programdan önce çıktık. Teknik ekip yayın hazırlıklarını yürütüyordu.
ERDOĞAN’IN KAFASI SELLE MEŞGULDÜ
Cumhurbaşkanı Erdoğan programa geldiğinde kafası sel bölgesindeydi. Koltuğuna oturur oturmaz, “Bu afet, Giresun Dereli ve Rize’den daha beter. Helikopterler inemiyor, bazı yollar kapandı” dedi. Zaten canlı yayına girdiğimizde de Fulya Kalfa daha bizleri anons etmeden Cumhurbaşkanı sel bölgesindeki son durumu anlatmaya başladı. Bu durum beni şaşırtmadı. Erdoğan bir kriz anı olduğunda o noktaya odaklanıyor.
VERDA ÖZER’İ SORDU
Cumhurbaşkanı Erdoğan çok güçlü bir lider. Tecrübeli bir devlet adamı ama onların çok üstünde bir özelliği var. İnsani yönü bambaşka birisi. Örneğin yayında Posta Gazetesi yazarı Verda Özer de olacaktı. Erdoğan yayın öncesinde, Verda’nın neden olmadığını sordu. Sağlık sorunu yaşadığını söyledik. Hemen ilgilendi. Hastaneden eve geçtiği bilgisini iletince rahatladı. Bu arada Verda Özer, vertigo nedeniyle baş dönmesi ve denge sorunu yaşıyor.
ERDOĞAN’IN ENERJİSİ
Yayına girdiğimiz andan itibaren Erdoğan’ın bir özelliği dikkatimi çekti. Biz soruları sordukça daha çok açıldı. Öyle ki kısa sorular ve net cevaplar nedeniyle yayın planlanandan daha önce bitti. Yayın bitince, “Konuştukça açıldınız” dedim. “Öyle mi oldu?” diye güldü.
SAATİ KURAN CUMHURBAŞKANI
Tokyo Olimpiyatları’nda Cumhurbaşkanı Erdoğan maçlardan sonra sporcularımıza telefon açarak onları motive etti. Çin galibiyetinden sonra Voleybol Milli Takımımızın kaptanı Eda’yı arayıp “Gözlerimizi yaşarttınız, maçı başından itibaren izledim” demişti.
Aynı şekilde boksta altın madalya kazanan Busenaz Sürmeneli ve okçulukta yüz akımız Mete Gazoz’la konuşmalarını unutamıyorum. Sporcularımıza arkalarında Cumhurbaşkanı’nın ve Türk milletinin desteğinin olduğunu hissettirdi. Cumhurbaşkanı sporcularımızın maçlarını izlediğini söyleyince, Japonya ile saat farkı nedeniyle, “Saati mi kurdunuz?” diye araya girdim. “Kurduk tabii” dedi. Olimpiyatlarda mücadele eden sporcularımızın maçlarını izlemek için saatini kuran bir cumhurbaşkanı. Erdoğan işte böyle bir lider.
SON DAKİKALAR, HABERLER
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile yayında haber çıkarma peşinde olduğumuz için sorularda zaman zaman araya girip, ayrıntı almaya çalıştık.
Erdoğan ne zaman ki, “Taliban lideriyle görüşebilirim” dedi, uluslararası haber ajansları dahi son dakika diye geçmeye başladı. Yayın sırasında meslektaşlarımızdan gelen mesajlardan anladık. Erdoğan’ın Afganlılarla ilgili, “Türkiye yol geçen hanı değildir” sözü ise son dakika olarak geçilen haberler arasındaydı. Türkiye, Afganlılara açık kapı politikası uyguluyor, Erdoğan, Afganlıları almak için Biden’la anlaştı yorumları böylece suya düştü.
BU DA MI HABER DEĞİL?
Cumhurbaşkanı’na yüz yüze eğitimi sorduk. Milyonlarca öğrenci ve ailesi bu haberi bekliyor. Erdoğan, gönlünün yüz yüze eğitimden yana olduğunu açıkladı. Aşı konusuna girdik. Aşı yaptırmayanlara birtakım kısıtlamaların gelebileceğini ama Türkiye’nin tekrar tam kapanma dönemine girmeyeceğini söyledi.
SOSYAL MEDYA
Cumhurbaşkanı Erdoğan’la programda,
1) Sosyal medya düzenlemesinin Meclis’e sunulacağını,
2) Yeni Anayasa konusundaki çalışmalarda sona gelindiğini, gerekirse MHP Lideri Bahçeli ile görüşeceğini,
3) Seçim yasası ve Siyasi Partiler yasası üzerinde AK Parti ve MHP heyetlerinin görüşmelere başladığını öğrenmiş olduk. Bunlar habercilik açısından önemli değil mi?
PROMPTER İŞİ
Cumhurbaşkanı ile programdan çıktıktan sonra arkada prompter’ın gözüktüğü bir kare üzerinden sosyal medyada linç kampanyasının başlatıldığını gördük.
Ne kadar firari Fetöcü, PKK’lı varsa sosyal medyadan başlamış linç kampanyasına. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da bu furyaya katılmış. O kadar önemli mesajlar verilmiş, doğru ya da yanlış, onu tartışmak yerine, Kılıçdaroğlu bu trol siyasetinden medet umuyor. O yüzden topluma güven vermiyorlar ya.
DEMİREL VE ÖZAL’IN DOSYALARI
Demirel ve Özal rakamlara çok hâkim liderlerdi. Buna rağmen basın toplantılarına ya da yayınlara çıkarken dosyalar hazırlatırlardı. Cumhurbaşkanı Erdoğan ise dijital medyayı çok iyi kullanan bir lider. Bazı verileri prompter’a yüklenmiş.
FINDIK TABAN FİYATLARI
Zaten daha Kanal D ve CNN Türk ekranlarında Cumhurbaşkanı’yla ilgili yayının tanıtımı dönmeye başladıktan itibaren sorular yağmaya başladı. Doğrusu Karadeniz Bölgesi için fındık taban fiyatlarının, yüz yüze eğitim konusunun, kamu işçileri ile toplu sözleşmenin ve Afgan mültecilerle ilgili konunun bu kadar yakıcı bir sorun olduğunu bilmiyordum. Yayına girmeden önce başlayan mesajlar yayın sırasında da devam etti. Karadeniz bölgesi milletvekilleri, Karadenizli gazeteciler ve fındık üreticileri mesaj bombardımanına tabi tuttular. Tabii ki yayına girmeden önce bu durumu Cumhurbaşkanı’nın ekibine ilettik. Prompter’a yüklü olanlar bu konudaki verilerdi. Türkiye Cumhuriyeti’nin cumhurbaşkanının fındık taban fiyatlarını tane tane açıklaması gerekmiyor mu? Erdoğan da onu prompter’dan okuyarak yaptı.
KILIÇDAROĞLU ÜÇ MADDEYİ SAYAMAMIŞTI
Kendi tercihidir. Saygı duyarım. Ama Keşke Kılıçdaroğlu da çıktığı yayınlarda dosya hazırlatsa ya da prompter’ı kullansa. Kürt sorununun çözümüne ilişkin partisinin hazırladığı 17 maddenin ilk üç maddesini sayamamış, “Şu anda aklımda değil” demişti. Bu olabilir. İnsani bir durumdur. Ama yayına çıkıyorsanız hazırlık yapacaksınız.
SUFLE İŞİ
Dün sabahtan beri yok efendim bu canlı yayın değilmiş, bant kayıt yapılmış, pencereden ışık sızıyormuş yalanıyla uğraştık. 2 ay önce de aynı yerde Cumhurbaşkanı Erdoğan’la TRT’nin yaptığı canlı yayın için benzer iddia gündeme getirilmişti. Canlı yayına girdiğimiz an ekranda zaten yazıyor. Ayrıca sızan ışık değil Çankaya Köşkü’nün perdesi. Muhalefeti destekleyen seçmenler bu zekâyı hak etmiyor.
Bir de sufle işi var. Cumhurbaşkanı Erdoğan’a sosyal medya düzenlemesini sorduk. Erdoğan, kriz anlarında sosyal medyadan yürütülen kampanyalara dikkat çekip, “Çok farklı bir yere doğru adeta” dedikten sonra kısa bir es verdi. O sırada ben, “sevk ediliyor” dedim. Ama Erdoğan sözünü, “evriliyor” diye tamamdı. Aman ne büyük bir krizmiş! Yangın, sel felaketi canımızı yakarken bunlar, bir sözden medet umuyorlar.
KAYNAK: HÜRRİYET GAZETESİ / ABDULKADİR SELVİ