Türkiye Musiki Eseri Sahipleri Meslek Birliği (MESAM), başkanı Recep Ergül MESAM  seçim süreci ve hakkındaki iddiaları haber7.com'a açıkladı.

İşte o özel röportaj:

16.Olağan Genel Kurul sonucunda, 980 geçerli oyun 906’sını alarak MESAM’ın yeni genel başkanı oldunuz. “Değişim ve Reform Grubu” ismiyle çıktığınız yolda neler yaptınız?

Mesam tarihinin en huzurlu en demokratik genel kurulunu yaptık. Üyelerin ezici çoğunluğu bizden yana oldu. Geçen 3.5 ay içerisinde 1 ay kovid ile boğuştum. Kalan kısmında da Mesam’da belki uzun yıllardır yapılamayan çalışmalar yaptık. Gelir gelmez hemen Mesam’ı adil, şeffaf bir kurum haline getirmek için toplantılarımızı canlı yayınlamak için çalışmalara başladık. Kısa süre önce yönetim kurulu toplantılarımızı şeffaflık gereği zoom üzerinden üyelere açtık. Üyeler soru, görüş, eleştiri, öneri yöneltebiliyorlar üyelerin katılımıyla artık gerçekleştiriyoruz toplantılarımızı. Son iki toplantımız bu şekilde geçti. Üyelerin kuruma ulaşamaması gibi bir şikayetleri vardı. Call center kurduk. Artık direkt ulaşabiliyorlar. Üyelerin özellikle eserlerinin özellikle izinsiz kullanımıyla ilgili sıkıntıları vardı. İzinsiz kullanımın önüne geçmek için eskiden tabi haklı olarak kurumumuz üyelere biz toplu hak takibi yapıyoruz bireysel dava açabilirsiniz diyordu. Doğru biz toplu hak takibi yapan bir kurumuz. Ama hiçbir üyemiz şu anda 30-40 bin lira hukuk gideri verip sonu belli olmayan davaya giremez. Bunu Mesam olarak biz üstlendik. Anlaştığımız avukatlar üzerinden sadece mahkeme masrafları üyeler tarafından o da çok sembolik bir şey ödenmek koşuluyla üyelerimizin hukuki sorunlarını da gidermiş olduk. Eskiden burada görev yapan yönetim kurulları ve diğer üst kurullar aldıkları huzur hakkının yanı sıra aynı zamanda günlük 150 dolar harcırah alıyorlardı. O 150 dolar harcırahı kaldırdık. Şehir dışından gelenler için. Kurumumuzu yıllık nereden baksanız ortalama 500-600 bin lira gibi artıya geçirdik. Daha adil daha şeffaf daha demokratik bir kurum oluşturduk. Dünyanın sayılı meslek birliklerinden biri haline getirmek istiyoruz Mesam’ı. Çalışmalarımız devam ediyor. Üyelere sözünü verdiğimiz konular vardı. Bunlardan biri de Mesam’ın şu andan kiracı olarak bulunduğu yeden çıkıp kendi binasına gitmesi. Kendi binasını satın alması ve burada Mesam Tv ve Mesam kafenin de açılması. Bununla ilgili de kısa süre içerisinde önemli gelişmeler olacak. Üyelerimizin pek çoğunun sosyal güvenlik ile ilgili sorunları vardı. Bu konuda Türkiye Büyük Millet Meclisinde önemli görüşmeler yaptık. Hem yeşil pasaport hem de sosyal güvenlik ve emeklilik sorunlarıyla ilgili onlarında kısa süre içinde çözüleceğine inanıyorum. Mesam kart sözümüz vardı üyelerimize şimdi alt yapısı son derece güçlü ve üyelerin hayatını kolaylaştıracak bir Mesam kart çıkarıyoruz. 15 ay gibi bir zamanımız var. 15 ay içinde kurumun kuruluşundan bu yana gerçekleştiremediği ne varsa hepsini gerçekleştireceğiz.

Sizin başkanlığınız önderliğinde şuan ne gibi çalışmalar yürütülüyor?

Şu anda özellikle üyelerin aldığı telifin çok yetersiz olduğunu biliyoruz ve görüyoruz. Bunu arttırmak için canla başla çalışıyoruz. Şuan itibariyle 81 ilimizde lisans faaliyeti başlatmış durumdayız. Bunun belki kısa sürede değil ama birkaç yıl içinde üyenin ekonomik hanesine çok ciddi yansıyacağını düşünüyoruz. Bir başka şey biz kurumu devir aldığımızda 2019 yılında 80 milyon 2020 yılında 88 milyon geliri vardı. İlk kez bizim dönemimizde 3 haneli rakamları yakalayacağımız gibi çok üstüne çıkacağımıza inanıyorum. Öte yandan biz Mesam olarak lisanslama yaptığımızda sektördeki diğer meslek birlikleri de aynı yere gelir tekrar lisanslama yapmak durumunda. Musiki Eserleri Sahipleri Grubu Meslek Birliği (MSG), bizim kardeş kuruluşumuz ve eser sahibini temsil eden diğer bir meslek birliği. MSG ile uzun süredir yaşanan sıkıntılar vardı. MSG ile Mesam tarihinde ilk kez bu kadar yakınlaştı ve bu kadar birlikte çalışmalar yapacak durumu geldi. Öte yandan sektördeki diğer meslek birlikleriyle başta MÜ-YAP (Bağlantılı Hak Sahibi Fonogram Yapımcıları Meslek Birliği) olmak üzere ortak lisanslama birimini kurarak lisanslamayı tek elden yürütmek ve üyelerimizin kazanç hanesine bugünkünden çok daha farklı rakamlar daha üst düzey rakamlar girsin istiyoruz.

Mesam ve üyeleri için gelecek zamanda ne gibi projeleriniz var?

 Mesam üyelerinin pek çoğu bugün milyonlarca insanla buluşmuş çok önemli eserlere imza atmışlardır. Fakat yaşamlarına baktığımızda bu tabi Türkiye’nin genel olarak kültür ve sanat politikalarının yetersizliğinden de kaynaklanıyor. Bu devletimize de söylüyoruz. Kültür ve sanat politikalarının elden geçirilmesi ve yepyeni başlangıçlar olması gerekir. Örneğin, Türkçe müzik kullanımı şuan Türkiye’de yaygın değil. Oteller, kafeler, restoranlar, giyim mağazaları, zincir marketler bunların neredeyse tamamına yakını yabancı müzik çalıyor. Milli değerlerimizin yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu görüyoruz. Öte yandan yüzyıllarca söylenecek olan şarkılara, türkülere imza atmış olan birbirinden değerli eser sahiplerinin de son derece güçlük içinde yaşadığını görüyoruz. Bütün amacımız eser sahiplerini rahat ettirmek rahata erdirmek ekonomik olarak belki tümüyle insanın telifle geçinebilmesi mümkün değil ama elde ettikleri telifin de onların yaşamına ciddi bir artı sağlamasını istiyoruz. Bir başka şey, topladığımız telifin üzerinde stopaj ve kdv yükü var. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde grup Başkan vekilleriyle yaptığımız görüşmeler ve aynı zamanda meclis başkan vekilleriyle yaptığımız görüşmelerde bunu dile getirdik. Ve bunların yakın zamanda çıkacak yasayla tümüyle kaldırılmasını KDV’ninde daha sembolik bir rakama indirilmesini hedefliyoruz. Bunları da çözdüğümüzde zaten Türkiye’deki 5846 sayılı fikri ve sınai haklar kanununun el verdiği ölçüde Türkiye’deki bütün eser sahipleri, sanatçıların daha da rahata erebileceği bir ortam oluşturmaktır temel hedefimiz.

 Sanatçıların özlük hakları ve sosyal güvenlik hakları oldukça önemli. Bu konuyla ilgili nasıl çalışmalarınız var ya da nasıl çalışmalarınız olacak?

Sanatçıların pek çoğunun bir sosyal güvencesi yok. Yanılmıyorsam 2002 ya da 2003 yılıydı Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından başlatılan güzel bir çalışma vardı. 20 gün devlet 10 gün de sigortalı kendisi sigortasını öderse emekli olabilecek. Zaman içerisinde ya takip edilmediği için ya da başka nedenlerle ya yürürlükten kalktı ya da anlamını yitirdi. Şimdi ona benzer bir yasayı tekrar meclis gündemine getirmek istiyoruz. Öte yandan yeşil pasaport bir ülkenin yorumcusu, sanatçısı için son derece önem arz eder. Bu bir devlet politikası. Kültür ve sanat politikalarıyla alakalı. İstanbul’un 3’te iki nüfusa sahip Yunanistan’ı dünya çapında 100 civarında 3.5 milyonluk Ermenistan’ın dünya çapında 80 civarında tanınmış sanatçısı vardır. Bizim ülkemizde de sayısı bir elin parmaklarını bulmaz. Yani sanatçılarımız her şeyden önce vize kuyruklarından kurtarmak istiyoruz. Temel önceliğimiz o. Sosyal güvenlik ve emeklilik sorunu da çözüldüğü zaman sanatçılar çok daha rahat kafaları dinç bir şekilde üretim yapabileceklerdir. Öte yandan bizim iş tanımımız yok. Yani kim sanatçı kim değil belli değil. Haklı olarak her talebimizin karşısında karşımıza çıkarılan argüman bu. Biz kimin sanatçı kimin olmadığını nasıl bileceğiz diye. Burada da bizim meslek birliklerimiz var. Sanatçıların üyesi olduğu kitle örgütleri var. Bunlar her şeyi en ince ayrıntısına kadar inceleyerek esasen bunu ortaya çıkarabilir bu sayıyı da devlete verir. Ben öyle tahmin ediyorum ki devletimizin de sahip çıkmasıyla beraber meslek birliklerinin diğer aktörleriyle yapacağımız çalışmalarla birlikte bu sorunların tümünü çözümleyeceğiz.

BirGün Gazetesi sizi hedef aldı ve sizde gazetenin önünde açıklama yaptınız. Bu olayı ve yaşadıklarınızı bizlerle paylaşabilir misiniz?

Genel kurullar iki yılda bir seçilen yönetimlerle yönetilir. Bugüne kadar yaklaşık 20 yıldır ağırlıklı bir yönetim vardı. 13 yıldır da yine ağırlıklı olarak sayın Arif Sağ başkanlığında bir yönetim vardı. Kendilerini onlara yakın hissettiren BirGün, Tele1,Oda Tv, Halk Tv, Cumhuriyet Gazetesi,KTR, Evrensel Gazetesi gibi tamamen manipülasyona dayalı haberler yaptılar hakkımızda. Genel Kurul öncesi o kadar çok geldiler ki üzerimize basın ahlakıyla, basın etiğiyle örtüşmeyecek kadar basın ilkelerini ayaklar altına alacak kadar hakkımızda pek çok yalan yanlış haberler yaptılar. Genel kuruldan sonra da kısmen devam etti. Genel kuruldan sonra hatırlarsanız basın toplantısı yaptık. Ve esasen meraklı olan herkese kurumun geçmiş arşivini açmayı istedik. Biz yeni bir sayfa açtık. Bu yeni sayfada şeffaflık var, demokrasi var, demokrasi kültürü var. Dolayısıyla yaptığımız basın açıklamalarına da gelmediler. Ama kulaklarına söylenen ne varsa onu doğru kabul edip bunları haber yapmaya devam ettiler. Şimdi son olarak 29 Eylül de bir başka meslek birliğimiz daha var o da yorumcuların meslek birliği. Ama MESAM üyelerinin büyük bir bölümü oranın üyesi. Hem yorumcu hem besteci kimliğiyle her iki meslek birliğininde üyesi olabiliyorlar. Bende üyesiyim Müzik Yorumcuları Mesleki Birliği (MÜYORBİR)’nin üyesiyim. MÜYORBİR Genel Kurul öncesi yalan haber yaptılar. Halk Tv dakikalarca bunu ekranda tuttu. BirGün tam bir operasyon gazetesi onun üzerinden yürütüyorlar bu tarz çalışmaları. Bunlar hem kurumumuzun hem de bizim kişilik haklarımıza saldırdılar. Haber şu, “Cahit Berkay ve Arif Sağ MESAM’dan ihraç edildi.” Buna bazı siyasilerde özellikle bu isimlere kendilerine yakın hisseden siyasiler çeşitli twitlerle sosyal medya paylaşımlarıyla çanak tuttu adeta. Bu yapılan yalan yanlış haberlerin ardından cevap hakkımızı dahi kullanamadık. Cevap hakkı vermediler bize. Bizde 70-80 MESAM üyesi olarak küçük bir uyarı niteliğinde BirGün isimli operasyon gazetesinin kapısına siyah çelenk bıraktık. Basın açıklamamızı orada yaptık. Şu çağrıyı yaptık. Gerçekten önemle ve özellikle kaçınıyorsunuz. Yani sizin referans aldığınız, solcuyuz, devrimciyiz diyorsunuz ya Lenin’i referans alıyorsunuzdur muhtemelen ama Lenin’in bir sözü var, “Gerçekler devrimcidir.” diyor. Gerçekleri gelip bizden duymadınız ama biz gerçekleri sizin kapınıza getirdik. İlginçtir yalan habere balıklama atlayan bütün bu basın kuruluşları haber kapılarına kadar gelmesine rağmen o doğru haberi vermediler. Ben hayatımın her döneminde haksızlıklarla hep mücadele ettim hep savaştım kim olursa olsun hangi yapı olursa olsun. Haksızlıkla hep savaştım vicdanım kabul etmedi. Burada da kurumumu alet ederek özellikle bir manipülasyon yapıyorsunuz bir algı operasyonu çekiyorsunuz bir başka meslek birliğinin genel kurulunda. Ben bunu sizin yanınıza bırakmam. Geldim kapınıza siyah bir çelenk koydum. Bundan sonra hukuki alanda her türlü mücadeleyi vereceğim. Ve yaptıkları her yalan haberin karşısında da kitlesel bir güçle kapılarına dikileceğim. Demokratik yollardan hesabını soracağım. Çünkü onlara o gün tekrar söyledim derdiniz özgür basın diyorsunuz ya derdiniz gerçekten özgür bir habercilikse gelin ben size MESAM’ın arşivlerini açayım. Ne yazarsanız kabulüm. Gördüğünüzü yazın yeter. Ben geçmiş yönetimleri zan altında bırakmak için bir şey söylemiyorum. Siz kaşınıyorsunuz. MESAM ile bu kadar çok ilgileniyorsanız buyurun ben MESAM arşivini açayım. Sonuna kadar yanınıza görevlilerde vereceğim. Hukukçularda vereceğim. Kafanıza takılan bir şey varsa onları da soru. Yok ben sizin hukukçularınıza güvenmiyorum derseniz  kendi hukukçularınızı da getirin beraber inceleyin. Geçmişte yaşananlar ne anlama geliyor. Buyurun bunları yazın ama onların böyle bir derdi yok. Onlar toplumu kaosa sürüklemek toplumda yalan haber üzerinden algı operasyonu yönetmek ama ben bunlara izin vermem.   

Yorumlar 0 Yorum Var