Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Hilmi Güler, Haber7 Genel Yayın Yönetmeni Osman Ateşli'nin sorularını yanıtladı.
Ordu deyince gerçekten kaynak anlamında bir zenginlik söz konusu. Şimdi bir tarafıyla da tabi bir coğrafyadan bahsediyoruz. Turizm potansiyeli çok yüksek. Özellikle yayla turizmi, uzun sahilleri olan bir il onun dışında kış turizmi için yeni bir merkez haline geliyor. Bize birazcık da bunlardan bahsedebilir misiniz? Bir de leziz fındıkların yetiştiği fındığın başkentinden çikolata üretimi konusuna da temas edebilir misiniz?
Ordu aslında bir şelaleler şehri. Yani artık burada da bir marka olma durumu var. Sayısız şelaleleri, kanyonları, yaylaları var. Mesela bir Avusturya’da Innsbruck şehri biliniyor ama Çambaşı’nı millet yeni öğreniyor. Havaalanına ve deniz kenarına en yakın kar merkezi. Orada bungalov evlerimizle yaptığımız şeylerle bir çekim merkezi haline getirdik. Sadece Çambaşı değil, Mesudiye’nin Keyfalan yaylası var, Aybastı’nın menderesleriyle meşhur Perşembe yaylası, Kumru’da Ericek yaylası, Akkuş’ta Argan yaylası var. Yani Ordu hem yaylalar hem kanyonlar hem de şelaleler şehri. Burada 155 tane nokta seçtik. Karavan turizmini harekete geçirdik, bu çok önemli. Tekne yapımından sonra karavan yapımını deniyoruz. Özellikle pandemiden sonra yürüyen evler diye tanımlayacağımız, karavanlara ağırlık veriyoruz. Turizm noktasında fevkalade güzel. Boztepe’miz zaten başlı başına bir çekim merkezi. Dünyanın en güzel dalgalarında sörf için bir kısmı Ordu’nun Çakarlı mevkiinde ve sörf eğitimine başladık. Yani kar yağarken de, kışında deniz mevsimi dışında sörf yapmak mümkün. Bununla ilgili sörf tahtalarını bile kendimiz üretiyoruz. Yani her yönüyle ilginç bir şehir haline geldi. Ana unsurumuz kendi kendine yeten bir şehir haline gelmek.
Ordu gurbetçilik açısından İstanbul’daki ikinci nüfus. Doğduğu yerde doğan bir Ordu olsun istiyoruz. Bir Ordu’da da yurtdışında var. Bunları topladığınız zaman Ordu’nun nüfusu ikiye katlanıyor. Biz tarım politikamızla topraklarımızı değerlendirdiğimiz zaman Ordu göç alan bir şehir olacak. Gıda ve hayvancılık konusundaki gelirleri de artmış olacak. Yağış konusunda da en önemli yerlerden birisi. Yani gelecekte en yaşanılır yerlerden birisi. Kültür ve sanatta zaten çok uygun bir ortam var. 1930 yılından itibaren tiyatrosu var. Kültüre ve sanata ağırlık veren bir halkımız var. Her yönüyle çok sosyal bir şehir. Gayet anlayışlı bir sosyal dokusu var. Ordu kendinden çok söz ettirecek. Biz bunun değişimi ve dönüşümünü oluşturuyoruz. Ben de burada bir yöneticiden ziyade bir yönlendiriciyim.
"YOL AĞI İSTANBUL'DAN UZUN"
19 ilçeye de ciddi yatırımlar yapıyorsunuz. İlçelerde ne gibi çalışmalar yapıyorsunuz?
Coğrafyası çok zorlu. Yol ağı İstanbul’dan bile uzun. Bunlar hep engebeli bir yağmurda yaptıklarınız gidebiliyor. Başladığınız bir yatırımın bitmesi lazım. Biz iş makinalarımızı kendimiz aldık. Taş ocağımız var. Gece gündüz durmadan yol yapıyoruz. Çünkü yol sadece insanları değil ekonomileri de buluşturuyor. Ordu’nun merkezi 11 dere üzerine kurulmuş. Altyapıları da eskimiş zamanla. Hepsini değiştiriyoruz. Akan suları değerlendiriyoruz. Herhangi bir su sıkıntısına karşı da aynı enerji verimliliği gibi su verimliliği yasa tasarısının taslağını hazırlayıp bakanlığımıza ilettim. Yağmur sularının değerlendirilmesiyle ilgili örnek çalışmalar yaptık. Sarnıçlar tasarladık. 1370 km yol yaptık. 19 ilçede 179 noktada çalışma devam ediyor. Havalimanı kenarında özel bir yer vardı, kano park yaptık. Hoynat adasını çekim merkezi haline getirdik. Melet havzasını ayrı bir cazibe merkezi haline getiriyoruz. Bakanken yaptığımız çalışmalardan bir tanesi denize doldurulan havalimanıydı. Hem Giresun hem Ordu’ya hizmet veriyor. Doğalgazı zaten getirmiştik. Altyapılarını yapmıştık.
Şimdi bir de tekne seferlerimiz olacak. Bunlar Rusya, Ukrayna ve Gürcistan’a mekik seyahatler yapacaklar.
"GELECEĞİN ORDU'SUNU PLANLIYORUZ"
İstanbul’da yoğun bir Ordu nüfusu var. Burada yaşayan vatandaşlar ile neler yapıyorsunuz?
İki gündür İstanbul’dayız. Toplantılar yapıyoruz, dertlerini dinliyoruz. İstanbul’da çok seçkin bir kitlemiz var. Canlı bir grup. Bütün bu kaynakları da değerlendirdiğimiz zaman Ordu çok öne çıkacak. Bu da bizi mutlu ediyor. Ekonomik olarak da sosyal olarak da öne çıkıyoruz. Yazarlarımız, çizerlerimiz var. Sanatkarlarımız var. Ve bunlar memleket sevdalısı insanlar. Biz onlara altyapıyı oluşturuyoruz. Bahçeli evler planlıyoruz. Geleceğin Ordu’sunu planlıyoruz.
"GECE 2'YE KADAR ÇALIŞIYORUZ, YORGUNLUK DUYMUYORUZ"
50 yıldır sürekli sahadasınız. Teveccüh nasıl?
Gönül Belediyeciliğinde herkese dokunacaksınız. Yapmacık olmayacaksınız. Onlarla beraber hareket edeceksiniz. Zaten ben bürokrasiyi pek sevmiyorum. Ben de bunun karşılığını görünce herhangi bir yorgunluk emaresi hissetmiyorum. Bu bir yerde mutluluğun resmi gibi. Biraz da partiler üstü bir çalışma sürdürüyoruz. Çünkü belediyecilik bir anlamda da o. Çekişmeden uzak herkes oyunu nereye verirse verir.
Biz ülkemizi düşünmeliyiz. Bu anlamda da uluslararası alanda başlattığımız dev projeler vardı. Şimdi onun küçük modelini Ordu’da uyguluyoruz. Eski bir TÜBİTAK’lı olarak da araştırma-geliştirmeyi seven bir yapım var. Çok iyi bir ekibimiz var. Zaman sınırlaması olmadan gece 2’ye kadar çalışıyoruz. Yorgunluk duymuyoruz.