Dövizin alıp başını gitmesiyle öyle keyifliydiler ki, öyle neşeliydiler ki… Zil takıp oynamadıkları kalmıştı. ‘Çarşı pazar yangın yeri… Battık, bittik’ diye sürekli algıya çalıştılar. Sokak imalarında bulundular. ‘Galiba bu kez gerçekten gidecek’ diye düşündüler. ‘Bırakın ekonomiyi, ülke batsın umurumuzda mı, yeter ki o gitsin.’ dediler…
Dolar 20 olsun, 30’u bulsun.
Vatandaş isyan etsin diye,
Sürekli karamsarlık pompaladılar.
Sokaklar hareketlensin istediler.
Hayal ettikleri tam da bunlardı.
Ta ki Başkan Erdoğan’ın ‘Türkiye Ekonomi Modeli’yle ilgili yol haritasını açıklayana kadar. Kur Korumalı TL Vadeli Mevduat planı açıklandıktan sonra tablo tersine döndü. Türk Lirası'ndaki kuşatmayı kıracak çalışmanın adı bile piyasalara iyi geldi. TL mevduatların kur kaynaklı kayıplara karşı güvence altına alınması önemli bir hamleydi. Vatandaşları parasının değerini korumak adına dövize sevk eden gerekçe bu ara formülle ortadan kalkmış oldu. Piyasalar mesajı olumlu algıladı. Her şey saatler içince tersine dönmeye başladı. Bunlar da tersyüz oldu. ‘Erdoğan her seferinde şapkadan bir şey çıkardı, hiç beklemiyorduk’ diye itiraflar gelmeye başladı.
Siyasi rant devşirecekleri senaryoları çöktü. Çapılmışa döndüler. Ekranlardakiler konuşmakta zorlandılar. Döviz kurundan daha hızlı bir şekilde suratları düştü. İbrenin tersine dönmesiyle ekranda şekilden şekile girdiler. Şirin’likleri gitti. Döviz uçarken dakika skor verenler sırra kadem bastı. Morali dövizdeki yükselişe endeksli olanlar suskunluğa gömüldüler.