Putin aylardır devam eden gerilimde kırılma noktası denilebilecek bir adım atarak Donbass bölgelerini tanıdı.
Putin’in bu hamlesi diplomasinin işe yaramadığının bundan sonra ise gerilimin daha da tırmanacağının net bir göstergesi.

Donbass’taki Luhansk ve Donetsk şehirleri 2014’te işgal edilmişti.
Rus yanlısı ayrılıkçılar orada iki ayrı sözde cumhuriyet ilan etmişlerdi.
Ancak şehir merkezleri dışında kalan bölgelerde Ukrayna askeri varlığı mevcuttu.
Şimdi Putin bu cumhuriyetleri tanıma kararı alarak resmen Ukrayna toprakları olan Donbass’ı tek taraflı şekilde Ukrayna’dan ayırmış oldu.

Moskova’nın bundan sonraki ilk adımı Donbass’a Rus askeri üsleri kurmak olacak.
Yani Ukrayna toprakları resmi olarak Rus ordusu tarafından işgal edilecek.

Ukrayna ordusu topraklarını korumak adına büyük ihtimalle Donbass’ta bir karşılık verecektir.
Ukrayna tarafından Donbass’a veya Rusya sınırına yönelik zarar verici bir hamle gelirse, Putin o zaman düşünmez, saldırı emrini verir.

Donbass ile eş zamanlı Karadeniz’de de ciddi bir gerilim var.
Azak denizinde NOTAM ilan edildi.
Rusya tatbikatları nedeniyle burayı gemi trafiğine kapatmıştı şimdi uçuşa da kapattı.

Rusya Suriye’de de önemli hamleler yaptı.
Savaş çıktı çıkacak denilen bir zamanda Rus ordusunun en tepesindeki isim olan Savunma Bakanı Şoygu, Suriye’ye gitti, Suriye devlet başkanı Esed’le görüştü, Doğu Akdeniz’de Rus donanmasının tatbikatı vardı, onu takip etti.

Rusya, Doğu Akdeniz’de İskender füzelerini test etti.
Putin bu füzeleri 2007’de envantere almıştı.
İskender füzeleri, Hazar ve Karadeniz’den sonra Doğu Akdeniz’de de boy gösterdi.
Rusya tepeden tırnağa, "madem savaş istiyorsunuz ben hazırım" mesajı veriyor.

Savaşı ABD mi yoksa Rusya mı istiyor, diye soruluyor.
ABD’nin Rusya’dan daha istekli olduğunu söylemek mümkün.
Peki neden?

Rusya bugün Suriye’de, Libya’da boy gösteriyor.
Gürcistan’ı, Ukrayna’yı işgal etti.
Tamamında ABD’nin buna yol verdiğini, ses etmediğini görüyoruz.
ABD bugün Rusya’yı savaşa sokarak da bir plan peşinde koşuyor.

Nedir o plan?
ABD, Rusya’nın gücünü test ediyor.
Ocak ayında Kazakistan’daki olaylarda bu görüldü.
Kazakistan’a anında Rus müdahalesi yapıldı.
Ruslar orayı sağlama aldı ama efor sarf etti.

Ağustos’a dönelim.
ABD, Afganistan’dan çekildiğinde de ortadaki boşluk Rusya’nın enerji sarfını gerektiriyordu.
Rusya’nın Suriye’deki, Libya’daki, Afrika’daki varlığını da aşırı güç harcaması olarak okumak mümkün.

Peki Putin dünkü çocuk mu da, ABD böyle bir tezgah kurduğunda hemen oltaya geliyor?
Elbette Putin çok akıllı bir lider.
Ancak ABD sürekli damarına basıyor.
2014’teki Kiev’deki yönetim değişikliğine Rusya sessiz kalsaydı, Kırım elinden gidecekti, Rusya Karadeniz’e bile çıkamayacaktı.

2011’deki Libya müdahalesi ve Suriye de benzer şekilde.
Batı müdahaleleriyle Rusya’nın Akdeniz’deki varlığı tehdit altına girdi.
Rusya karşı müdahalelere mecbur kaldı, yani enerji sarf etmek zorunda bırakıldı.

Putin Ukrayna krizi sürecinde Pekin Kış Olimpiyatlarının açılışı dolayısıyla Çin’e gitti.
Ancak pek umduğunu bulamadı.
Putin eş bir ortaklık isterken, Çin Rusya’yı fifty-fifty bir ortak olarak görmüyor.
Münih Güvenlik Konferansında Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi’nin Ukrayna’nın egemenliğine vurgu yapması, yeni bir soğuk savaşa karşı çıkması da, Pekin’in Rusya’ya tam anlamıyla destek çıkmadığını gösteriyor.

Buna karşın ABD ne kazandı?
ABD, Rusya’yı çevreleme noktasında önemli mesafe kat etti.
Ukrayna kimsenin umurunda değil.
Rusya’nın Ukrayna ile savaşa girip, kazanması da ABD için Rusya’nın enerjisini test ettiği anlamına gelebilir.
Zira Ukrayna Kafkasya coğrafyası değil. Burada Rus askeri varlığı güçlü olsa da Ukrayna’nın direnmesi halinde uzun süreli bir çatışma ortamı yaşanabilir, Rusya için ikinci bir Afganistan olmasa da ciddi bir yıpratmaya yol açabilir.

ABD Avrupa’yı bir hizada toplamaya çalışıyor ama başaramıyor.
Rusya’nın savaşa girmesi halinde zor da kalacak olanlar Avrupa ülkeleri.
ABD, Avrupa’da da "kim benle kim değil" sorusuna olası bir savaşla yanıt bulacak.

Bugün savaş başlasa da başlamasa da aslında masada hali hazırda devam eden bir savaş var.
Belki satranç tahtasındaki bu mücadele yarın öbür gün büyük bir savaşın güç dengelerini belirliyordur.

Yorumlar 0 Yorum Var