Kanal 7 Ankara Temsilcisi Mehmet Acet, Haber7 için kaleme aldığı köşe yazısında, Rusya'nın Ukrayna işgalindeki son durumu ele aldı.

"Ukrayna için savaş, Rusya için yaptırım şartları ağırlaşıyor" diyen Acet, ABD'nin Polonya üzerinden vermeye çalıştığı desteğe dikkat çekti. Acet Polonya'nın, ABD desteği ve Rusya tehdidi arasında kaldığını ve çıkmazda olduğunu belirtti.

Zelenskiy'nin Türkiye ve Erdoğan'a olan tutumuna da değinen Acet, dün Erdoğan ve Putin arasındaki görüşme sonrası Kremlin'den yapılan açıklamadaki detaya değindi.

Kremlin'in ifadesine göre Erdoğan; "bazı Batılı ülkelerde hız kazanan, Rus kültürü ve kültür figürlerine ilişkin ayrımcı kampanyaya yönelik eleştirel bir değerlendirmede bulundu."

Acet ayrıca, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın'ın savaşın ilk günlerinde Rus kültürü ve şahsiyetlerine yönelik saldırganlığı eleştiren paylaşımı da hatırlattı.

İşte Acet'in yazısının tamamı:

"Rusya'nın 24 Şubat'ta başlayan Ukrayna işgali on ikinci gününe girdi.

On ikinci günü tanımlamak için başlıkta kullandığımız ifadeyi tekrar edelim:

Ukrayna için savaş şartları, Ruslar için yaptırım şartları giderek ağırlaşıyor.

Daha önce taraflar arasında iki kere müzakere yapıldı.

Ancak, bu görüşmelerde herhangi bir ilerleme sağlanamadı.

Belli ki Rusya tarafı, Ukrayna heyetini, askeri yöntemlerle dayattığı "teslim ol" çağrısını sözlü olarak da iletmek için muhatap alıyor.

Savaş uzadıkça, Ukrayna açısından hem insani trajediler artıyor, hem de, yerleşim yerlerinden, şehirlerden daha fazla yıkım görüntüleri geliyor.

Ruslar içinse durum şöyle:

Ukraynalılar gibi ölüm korkusu yaşıyor olmasalar da, onlar da giderek ağırlaşan ekonomik yaptırımların sancısını daha fazla hissetmeye başladılar.

Dün, daha önce ilan edilen yaptırım listelerine kredi kartı işlemlerinin durdurulması gibi bir karar da eklendi.

Bütün bunlar, savaş ve işgal uzadıkça Rusya'nın önemli bir tecritle karşı karşıya kalacağının işaretleri anlamına geliyor.

Peki, bütün bu baskılar, Putin'e geri adım attırır mı?

Şu ana kadarki tutumuna bakılacak olursa, bu sorunun net bir "hayır" cevabı var.

Aksine, dün Rusya Savunma Bakanlığı adına yapılan açıklama Ukrayna dışındaki ülkelere dönük gözdağı niteliğindeydi.

ROMANYA SANA SÖYLÜYORUM, POLONYA SEN ANLA

O açıklamada şöyle denildi:

"Birliklerimize saldıran savaş uçakları Romanya2ya iniyor. Diğer ülkelerin havaalanlarının kullanılması, bu ülkelerin çatışmaya etkin katılımı olarak kabul edilecek."

Bu sözlere Romanya sana diyorum, Polonya sen anla gözüyle de bakmak mümkün.

Şundan dolayı:

ABD önderliğinde Batı bloku, Ukrayna'daki savaşı uzatmak ve Rusya ordusunu Ukrayna'da bir bataklığa sürüklemek için Polonya topraklarını kullanmayı hedefliyor.

ABD basınında bu planlara dair detaylı haberler çıkıyor.

Dillendirilen bu planlardan birine göre, Zelensky Ukrayna'dan ayrıldıktan sonra Polonya'da "Sürgündeki Ukrayna Hükümeti Devlet Başkanı" sıfatıyla, Ukrayna içindeki direnişi yönetmeye devam edecek.

Polonya'ya sağlanan ağır silahlar, (Buna savaş uçakları da dahil) Ukrayna'ya sokulacak ve savaş o şekilde uzatılacak.

Plan bu.

Ancak buradaki temel bir problem, Polonya'daki yönetimin korkusu.

Bu planın uygulanması halinde topraklarının Rusya'nın hedefi haline gelmesinden korkan Polonyalılar, ABD'nin güvenceleri ile Rusların tehditleri arasında bir karar vermek zorunda kalacaklar.

Tabi, bu planın devamı, Ukrayna'daki savaşın Avrupa'ya doğru yayılım göstermesi gibi bir başka tehlikeyi de beraberinde getirebilir.

KREMLİN AÇIKLAMASINDAKİ ÖZEL BÖLÜM

Bu ortamda, Türkiye'nin çok az ülkenin sahip olduğu özel pozisyonu daha fazla üzerinde durmayı hak eder hale geliyor.

Rusya ile ikili ilişkilerden, NATO ve Ukrayna ile stratejik ilişkilerinden vazgeçmek istemeyen Ankara, dengeli bir duruş sergiliyor.

Bu "özel pozisyon" taraflarla yürütülen diplomatik girişimleri de pozitif yönde etkiliyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, savaşın başlamasından sonra Ukrayna lideri Zelensky ile birkaç defa görüştü.

İlginçtir Zelensky, ülkesi Rusya tarafından işgal altına alınmasına rağmen, yeterince yardımda bulunmayan Batı ülkelerine her konuşmasında serzenişte bulunmasına rağmen, Erdoğan'ı ayrı bir yerde tutuyor.

Türkiye'ye dönük herhangi bir olumsuz açıklama yapmadığı gibi, Erdoğan'ın "güçlü liderlik" misyonuna vurgular yapıyor.

Zaten, Türkiye'nin arabuluculuk girişimine Zelensky başından beri sıcak bakıyor.

Ama önemli olan, benzer bir yaklaşımın Putin tarafından da sergilenmesi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, dün Rusya lideri Putin2le bir saat süren bir görüşme yaptı.

Bu görüşmeden sonra Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ve Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu Ukraynalı mevkidaşlarıyla görüşmeler yaptı.

Türkiye için ateşkes dışında başka bir takım öncelikli meseleler de var.

Ukrayna'daki Türk vatandaşlarının tahliyesi ve Ukrayna'da savaş başlayınca mahsur kalan Türkiye'ye ait iki nakliye uçağının kurtarılması gibi.

Dün, Erdoğan-Putin görüşmesinden sonra Kremlin adına yapılan açıklamada ilginç bir cümle vardı.

Kremlin açıklamasında "Erdoğan'ın Batı'nın Rus kültürü ve şahsiyetlerine yönelik 'çılgınca' bir şekilde yürüttüğü mücadeleyi kınadığını kaydetti" şeklindeki ifade dikkat çekiciydi.

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın'ın savaşın ilk günlerinde Rus kültürü ve şahsiyetlerine yönelik saldırganlığı eleştiren bir paylaşım yaptığını biliyorduk.

Demek ki, bu ifadeleri Erdoğan, Putin'e de iletmiş.

Bu ifadeler Putin tarafından memnuniyetler karşılanmış olmalı ki, Kremlin açıklamasında bu yaklaşıma özel olarak vurgu yapılmış oldu."

Yorumlar 0 Yorum Var