AK Parti Seçim İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Ali İhsan Yavuz, Kanal7 Ankara Temsilcisi Mehmet Acet'in sunduğu Başkent Kulisi programında soruları yanıtladı.

Yavuz'un açıklamalarından öne çıkanlar şöyle: 

SEÇİM KANUNDA DEĞİŞİKLİK TEKLİFİ

(Muhalefetin 'bu çalışma antidemokratik' eleştirisi) "Bu türden bir değişiklik bütün partileri ilgilendireceğini göre, bütün partilerin içinde olduğu bir çalışma yapılamaz mıydı" diye bir sözünüz oldu. Türkiye'de ne yaparsanız yapın ona karşı çıkan bir muhalefet partisi var. Siz bu partiyle hangi işi nasıl yapacaksınız?

Hatırlarsanız 2010'dan sonra uzlaşma komisyonu kuruldu. Bütün partilerin oyları eşitti. Orada 59 maddede mutabakat oluştu. O maddelerin hayata geçirilmesine bile yanaşmadılar. 

Engin Altay, "İktidar partisi en doğru şeyi getirsek bile hayır deriz" diyor. Otursak bir asır geçse bile bir arpa boyu yol alamayız. 

Şu anda bütün partilerin katkı sağlayabileceği komisyon var. 

"5 SEÇİM KANUNU DÜNYANIN HİÇBİR YERİNDE YOK"

5 tane seçim kanunu var. Dünyanın hiçbir yerinde yok bu. 5 kanunun her biri aynı meseleyi tekrar edip duruyor. Madem böyle bir hazırlık yaptınız bunu neden getirmediniz? Onu getirsek Meclis'in gündemini kapatırız, çalışamaz uzun süre. 

Cumhurbaşkanımız, elzem konularda değişiklik yapılması direktifini verdi. Biz bir çalışma yaptık. Milliyetçi Hareket Partisi kendi içinde çalışmalar yaptı. Sonunda oturduk uzun uzun birlikte çalıştık ve mutabakat halinde bu metni hazırladık. Biz böyle bir teklif verdik ama bu teklif değiştirilebilir. Muhalefet öyle bir teklifle gelir ki yeni önerge durumu olabilir. 

SEÇİM BARAJI NEDEN YÜZDE 7?

Biz, Cumhurbaşkanlığı Sistemi'ni kurgularken bütün bunları öngördük. Onun için ittifak süreciyle biz barajı sıfırladık. Şu anda TBMM'de temsil edilen parti sayısı 14. İttifakın içinde yer alan bir parti isterse yüzde 0,1 oy alsın barajı aşmış sayılıyor. Dolayısıyla ittifak içinde olan bir parti Türkiye'nin herhangi bir yerinde milletvekili çıkarabileceğini öngörüyorsa baraj gibi bir derdi yok. Bununla birlikte ittifak dışında olanlar parti için yüzde 10 var. İki ittifak var zaten. Bu iki ittifakın yüzde 10'u aşamaması diye bir şey yok. İlerleyen süreçte seçim barajı daha aşağı düşürülebilir. 

Sayın Genel Başkanların onaylarından geçen oran yüzde 7 şeklinde cereyan etti. Şunu bir kez daha ifade etmek istiyorum: Baraj sebebiyle vekil çıkaramıyorum gibi bir mazereti olamaz hiçbir partinin. 

Küçük partiler barajın sıfırlanmasını istiyordu. Bazı bölgelerde bir parça daha güçlü olmaları mümkün. Eğer partiler bazı bölgelerde güçlüyse zaten ittifakla birlikte barajı aşıyor, o bölgeden de vekil çıkarıyor. Peki biz neyi ne yaptık? Dedik ki: Artık oylar büyük partilere yarıyor. Büyük parti deyince aklınıza ilk parti geliyor? Büyük partilerin işine gelen bir şeyi tersine çeviriyoruz. 

Bir eleştiri de şu: AK Parti kendi lehine bir sistem kurguluyor. AK Parti en büyük parti. Bizim artık oyumuz MHP'ye, onların artık oyu bizim partiye yarıyordu. 

ARTIK OY NEDİR?

Artık oy şu: Önce milletvekilleri partileri değil ittifaklara ayrılıyordu. Sakarya'da 7 milletvekili var. Önce Cumhur İttifakı'na düşen sayı belirleniyor. Sonra Millet İttifakı'na düşen belirleniyor. İlki 5, diğeri 2. 5 ayrıldığında sonra da MHP-AK Parti içinde bir paylaşım daha yapılıyor. İşte orada öyle oluyor ki MHP'nin artık oyları bir vekile yetmiyor ama AK Parti'nin oylarıyla birleştiğinde diğer ittifaka yetmiyor ama AK Parti'ye kalıyor.

Biz başka bir partinin oyuyla niye milletvekili çıkaralım? Aynı ittifak içinde bile olsa ayrı partiler. Hangi partiye oy verilirse ona yarasın veya kimseye yaramasın. 

Cumhurbaşkanımızın 'tabela partisi' diye bir vurgusu oldu. Şu anda 120'ye çıktı. Türkiye demokrasi tarihinde böyle bir sayısı yok. Seçime girme hakkı elde eden parti sayısı da acayip şekilde artıyor. Bunu ilk kez buradan zikrediyorum: Artık oydan bir bir bir toplayalım diye bir bakarsınız 20 tane parti bir noktada buluşabilir. Niye küçük partilerin artık oylarına büyük partiler göz diksin? 

Biz neden ittifak yapıyoruz? AK Parti'nin de barajı aşma derdi yok MHP'nin de. Ama hem MHP'nin hem de AK Parti'nin ortak cumhurbaşkanı adayı çıkarma isteği var. 

"ÖNCE TÜRKİYE'NİN MENFAATLERİ"

Sayın Cumhurbaşkanımızın net bir yaklaşımı var. Hepimize telkin ve tavsiyesi oluyor. Bir mesele Türkiye'nin hayrınaysa AK Parti'nin yararına olması gerekmiyor. Net bu. Milliyetçi Hareket Partisi'nde de bu tavrı net gördük. Defalarca gördük. 

Rakiplerimizi nasıl zaafa uğratırız diye bu düzenlemeyi yapmadık.

Önümüzdeki süreçte bunun kime fayda sağlayıp sağlamayacağını kestirmek mümkün değil. Biz oradan bakmadık işe. Artık oylar bir başka partiye gitmesin dedik. Muhalefetin buna sevinmesi lazım. Cumhur İttifakı kendi gücüyle, muhalefetin de aleyhine olmayacak daha demokratik bir tablo ortaya çıkartıyoruz. 

Yorumlar 0 Yorum Var