Cumhurbaşkanlığı Yardımcısı Fuat Oktay, Rusya- Ukrayna savaşında insani trajediye dikkat çekerek "Biz bu trajedinin sona ermesi için elimizden geleni yapıyoruz. Cumhurbaşkanı'mız liderliğinde yoğun bir diplomasi trafiği yürütüyoruz" dedi.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde düzenlenen 'Kültür ve Turizm Bakanlığı Özel Ödülleri Töreni'ne katıldı. Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy'un ev sahipliğinde gerçekleştirilen törende konuşan Fuat Oktay, kültür ve sanat hayatının farklı alanlarında çalışmalarda bulunan kuruluşlarla gurur duyduklarını belirterek, "Kendi alanlarında aşkla şevkle gayretle heyecanla çalışan, üreten kültür ve sanat sevdalılarına yürekten teşekkür ediyorum. Böyle ödüllerle her biri taltifi ve teşekkürü ziyadesiyle hak eden kültür, sanat ve ilim insanlarımıza şükranlarımızı ifade ediyoruz. Sizlerin yeri milletimizin kalbidir, gönlüdür. Verdiğimiz ödül iste bu ahde vefanın tescilidir. Bugün takdim edeceğimiz ödülleri, milletimizin ve devletimizin kendilerine yönelik vefa borcunun birer nişanesi olarak görüyoruz. Başarı çıtanızı yükselterek, daha nice seneler boyunca Türkiye'ye ve Türk kültürüne hizmet etmeyi sürdüreceğinize inanıyoruz" diye konuştu.
'TEK TİPÇİ VE DAYATMACI ZİHNİYETE SON VERDİK'
"Selçuklu ve Osmanlı başta olmak üzere tarih boyunca kurduğumuz devletlerin günümüze ulaşan izlerini, kültürümüzün ve medeniyetimizin yeryüzüne vurulmuş mühürleri olarak görüyoruz" diyen Oktay, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bu anlayışla bir taraftan tarihten süzülüp gelen kadim kültür- sanat birikimimize sahip çıkarken, diğer taraftan da modern sanat dallarını ihmal etmiyoruz. Sanat ve sanatçılarımız arasında ayrım yapmadan güzeli, kaliteyi ve başarıyı desteklemenin çabası içindeyiz. Aynı şekilde ülkemizin kültür ve sanat hayatına değer katacak, bu alanda çeşitliliği artıracak her türlü eseri sahipleniyoruz. Öte yandan attığımız adımlarla ülkemizin kültür ve sanat politikalarına hakim olan tek tipçi ve dayatmacı zihniyete son vermiş durumdayız. Kültür- sanat erbabımızın arzu ettikleri, ilgi duydukları tüm alanlarda hiçbir kısıtlamaya maruz kalmadan eser verebilmelerinin önünü açtık. Hangi görüşe sahip olursa olsun hiçbir sanatçımızın, edebiyatçımızın, münevverimizin ötekileştirilmediği; inançlarından dolayı dışlanmadığı, düşüncesiyle kelimeleri arasına perde çekmek zorunda kalmadığı, kuşatıcı, özgürlükçü bir kültürel iklimi ülkemiz genelinde tesis etmeye çalıştık."
Altyapı iyileştirmelerine değinen Oktay, "Devlet Tiyatroları'ndaki sahne sayısı 23'ten, 42 ilaveyle 82'ye yükseldi. Desteklenen özel tiyatro sayısı, 59 iken şu anda 428'i buldu. 2002 yılından bu yana 88 adet yurt içi, 79 adet yurt dışı kültür varlığı sergisi yaptık. UNESCO Somut Olmayan Kültürel Miras Listeleri'ne en çok unsur kaydettiren ilk 5 ülke arasına girdik" dedi.
'ÇÖZÜM GAYRETLERİMİZİ SÜRDÜRECEĞİZ'
Fuat Oktay, Türkiye'nin içinde bulunduğu bölgede yaşananlara ilişkin, "Tarihin ilk medeniyetlerine ev sahipliği yapmış bölgemizde yaşanan yıkımlar, yürekleri dağlamaktadır. Suriye'de, Irak'ta yaşanan krizler masum insanları canından etmiş bunun yanında binlerce yıllık tarihi de yerle bir etmiştir. Somut ve somut olmayan nice kültürel miras bu süreçte yok edilmiştir. Bugün Rusya- Ukrayna savaşı sadece sivilleri değil bölgedeki kültür hazinelerini de katleden çok yönlü bir insani trajedidir. Biz bu trajedinin her yönüyle bir an önce sona ermesi için elimizden geleni yapıyoruz. Cumhurbaşkanımız liderliğinde yoğun bir diplomasi trafiği yürütüyoruz. Bu krizin daha fazla insan, çevre ve kültür katline yol açmadan sonlanmasını istiyoruz. Giden canların da yıkılan değerlerin de geri dönüşü yoktur, çözüm konusunda gayretlerimizi sürdüreceğiz" diye konuştu.
Törende Afyonkarahisar Klasik Müzik ve Caz Derneği, Türk Edebiyatı Vakfı ve Türk Kültürüne Hizmet Vakfı, ödüle layık görüldü. Ödüller, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay ile Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy tarafından verildi.
ERSOY: SAHİP OLDUĞUMUZ MİRAS VE GELENEĞİ KEŞFE DEVAM EDECEĞİZ
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, kültür ve sanat alanında iddialı toplumların eserlerinin, uzun yıllara dayandığını söyledi. Tarihi yapılan ve tarih yapan kişilerin, köklü geleneklerden geldiğine işaret eden Bakan Ersoy, "Bu açıdan Mevlana'nın, Yunus'un, Sinan'ın, Tanpınar'ın, Sezai Karakoç'un bu topraklardan çıkması asla bir tesadüf değildir. Onlar, aynı geleneği farklı dönemlerde temsil eden köşe taşlarıdır. Küreselleşmenin, tüm kültürlerin tek potada eritileceği yönündeki temel varsayımına karşı bizler, güçlü bir gelecek kurmak adına sahip olduğumuz mirası ve geleneği keşfetmeye devam edeceğiz. Unutmamalıyız ki o mirasa sahip olmadan, kültür alanında uzun vadeli çalışmalar yapmadan, güçlü bir gelecek inşa etmemiz mümkün değildir" diye konuştu.
Bakan Ersoy, farklı gelenekleri diri tutmak durumunda olduklarını belirterek, "Eğer bunu gerçekleştirebilirsek sinemada, romanda, resimde, güzel sanatlarda kendimize ait bir üslup kurabilirsek geleneksel sanatları çağdaş bir anlayışla bugüne taşımayı başarabilirsek o zaman çok daha güçlü bir gelecek tasavvuruna da sahip olmamız mümkün olacaktır" dedi.