KILIÇDAROĞLU CUMHURBAŞKANI ADAYI OLACAK MI?
Sayın Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı adaylığını üstü kapalı şekilde açıkladı.
Herkes biliyor ki masadaki 7'nci HDP'dir.
Kılıçdaroğlu kendi adaylığına kabule önce CHP içindeki muhalefeti sonra masadakileri zorluyor. Onlar bu zorlama karşısında ne yapıyor, zaman içinde göreceğiz.
Sanki Türkiye'de 2023 seçimi sandığı gelmiş, Millet İttifakı kimi aday gösterirse göstermiş Türk halkı onu seçmeye mecburmuş gibi bir algı oluşturmaya gayret ediyorlar.
Kirli politikayı Türk halkı bir kez daha tekzip edecektir. Sayın Cumhurbaşkanımız her gün halkın arasında. Halkın ne hissettiğini görüyoruz, sorunları da biliyoruz.
(7'li masadan uzlaşı bekliyor musunuz?) 18 Haziran 2019 seçimlerinden bu yana tek bir şey konuşuyor: Adayın vasıfları, nitelikleri. Bu bana 2007 seçimlerini hatırlatıyor. Sayın Baykal hatırlarsanız şunlar aday olamaz diyordu. Şimdi kimlerin aday olabileceğini, kimlerin olamayacağını söylüyorlar ama adayı somutlaştırma konusuna bir türlü giremiyorlar.
2014'te cumhurbaşkanı seçimi yaptık, bir oldular aday çıkardılar. 2014 10 Ağustos'undan beri cumhurbaşkanı adayının kim olacağını tartışıyorlar. Hala bir tane adayı belirleyip kamuoyuna açıklayamadılar. Bu ismi somutlaştırmaya geldiğinde masanın pozisyonu ne olacak, ondan endişe duyduklarını düşünüyorum. Herkesin gönlünde bir aslan var. Herkes lider. Herkes gördüğünün kabul görmesini istiyor.
Sayın Akşener'e söylüyorum: İYİ Parti'nin, CHP'nin, AK Parti'nin üyelerine sorun. Cumhur İttifakı'nın adayı kimdir diye çıkın sorun. Her vatandaş Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın aday olduğunu söyleyecektir. Genel Başkan düzeyinde, 'Daha onlar bile açıklamadı' denmesi milletin aklıyla alay etmektir.
Adayların vasıflarını anlatırken şunu söylüyorlar: Şunu yapacak, bunu yapacak. Orada esasında genel başkanlara biat edecek, onların emir eri olmayı kabul edecek, onlar ne derse 'emredersiniz' deyip onların dediklerini hayata geçirecek bir cumhurbaşkanı adayı profili arıyorlar. 'Falanca gelir de bu yetkileri eline alırsa halimiz ne olur' diye endişe ediyorlar. Dediklerini yapma konusunda bir sürü vaatte bulunuyorlar, vaatlerin yapılmayacağını kendileri de Türk halkı da çok iyi biliyor. Cumhurbaşkanı orada sadece vitrin olarak duracak ama esas icrayı bunlar yapacak.
YARGITAY'IN CANAN KAFTANCIOĞLU KARARI
(Kılıçdaroğlu'nun, 'Mahkemeyi de kararını da tanımıyoruz. Canan Kaftancıoğlu İstanbul İl Başkanımızdır, nokta' açıklaması) Ben, devam eden yargılamalarla ilgili hiç konuşmadım. Ancak burada bir karar çıktı. Kararlar eleştirilebilir. Kılıçdaroğlu da eleştirilebilir. Ama bunun temiz dille, saygı içinde olması lazım. Kılıçdaroğlu, 'Ben mahkemeyi tanımıyorum' diyor. Türkiye bir hukuk devletiyse, mahkemeler bir karar verdiyse, hukuk devletini dilinden düşürmeyen kişinin, 'Kararı beğenmedim. Ben karşıyım ama ortada mahkeme kararı vardır. Elbette gereği yapılacaktır' demesi icap eder. Bu kanunlara uymamaktır. Kanunlara uymamaya tahrik suçtur.
Türkiye'de tweet attı diye hakkında soruşturma başlatılan bir kişi yok. Tweetin içinde yazandan dolayı soruşturma açılıyor. Sayın Cumhurbaşkanı ve annesine küfrü ifade özgürlüğü olarak görüyorsa, Kılıçdaroğlu mitingde çıkıp tekrar etseydi. Hakaret sadece Türkiye'de değil, dünyanın her yerinde suçtur. Küfrediyor, hakaret ediyor, ifade hürriyeti diyor. Sayın Kılıçdaroğlu'nun kendine karşı açtığı hakaretlerle ilgili kaç tane açtığı dava var, bilmiyoruz. Sayın Akşener'in kaç tane şikayetçi olduğu kişi var, ne kadar tazminat var? Kaftancıoğlu için de geçerli. O zaman bunların kendileri hakkında söylenen hiçbir söz hakkında şikayetçi olmaması lazım.