Altın fiyatı, mart ayında yaklaşık yüzde 7 sıçrayarak ons başına 2.000 doların hemen altına yükseldi ve son bir yılın en yüksek seviyesine ulaştı. Analistler bunun içinde bulunulan ‘ayı piyasası’ koşullarında gerçekleştiğine dikkat çekiyor. Yatırımcıların özellikle hisse senetleri ve şirket tahvillerini terk etmesiyle, para hem devlet tahvillerine hem de altına aktı.

Financial Times’da yer alan analize göre, altının yatırımcılara doğrudan gelir sağlamayan, fiziksel olarak saklanması sorun oluşturan yapısı ve konjonktürel olarak da, ABD ve birçok başka ülkedeki enflasyonun nerdeyse zirve yaptığı göz önüne alındığında, sarı metale olan ilgi tuhaf görünüyor. FT editörleri bu aşamada, ‘O zaman altına bu yenilenen ilgiyi nasıl açıklayabiliriz’ sorusunu soruyorlar. Yanıtlarında ise ‘Türkiye’ de var.

TÜRKİYE, RUSYA VE ÇİN ALTINA YÖNELDİ

FT’nin haberine göre, altın, özellikle paralarının bir bankada güvende olmayabileceğinden endişe duyan bireysel yatırımcılar için güvenli bir sığınak sunuyor. Ve bu esas olarak yıllardır böyle. Geçen yıl altın talebinin yaklaşık yüzde 72'sini külçeler, madeni paralar ve mücevherat oluşturuyordu. Bu oranlar yıllar içinde çok az değişti.

"DOLARA BAĞIMLI KALMADAN YAPMAK İSTEDİLER"

Ayrıca FT analizine göre, Rusya, Türkiye ve dünyanın en büyük altın üreticisi Çin gibi ülkeler döviz rezervlerini artırmayı hedefledi. Ama aynı zamanda bunu dünyanın en popüler rezerv para birimi olan ABD Doları’na bağımlı kalmadan yapmak istediler. Bundan dolayı da altına yöneldiler.

Geçen yıl boyunca, talebin ana kaynağı merkez bankası alımları oldu. 2020 ile 2022 arasında merkez bankalarının altın alımları 4,5 kat arttı. 2022'nin son çeyreğinde önde gelen alıcılar ise Çin ve Türkiye oldu.

Yorumlar 0 Yorum Var