HABER7
Şanlı ordumuzun son asırdaki ilk büyük taarruz harekatı olarak tarihe geçen Kıbrıs Barış Harekatı’nın bürokratik safhasında neler yaşandığını, dönemin en büyük şahidi olan Necmeddin Erbakan Hoca anlatıyor.
KIBRIS’IN GERÇEK FATİH’İ
Kıbrıs’ta Makarios zulmüne son veren 1974’teki Kıbrıs Barış Harekatı döneminde Başbakan Yardımcılığı görevini yürüten Prof. Dr. Necmettin Erbakan, harekatın Başbakan Ecevit’in İngiltere’ye gitmesiyle planlandığını belirtiyor.
Erbakan, dönemin Genelkurmay Başkanı Semih Sancar ve kuvvet komutanlarının Ecevit’i İngiltere’ye uğurlamasının ardından havalimanında toplantı yaptıklarını anlattı konuşmasında şu ifadeleri kullanıyor:
“Genelkurmay Başkanı ve kuvvet komutanları bana dediler ki; ‘Bakın durum son derece acildir. (EOKA örgütünün lideri) Samson gelmiş adaya çıkmıştır. Şu anda Makarios’un kuvvetleri de mücadele ediyor. Umulur ki birkaç gün içerisinde bu mücadele sona erecek. Samson buraya hakim olacak. Eğer biz adaya çıkarma yapacaksak, birkaç gün sonra yaparsak çok daha büyük mukavemetle karşılaşacağız. Çok daha büyük zayiat vermek mecburiyetinde kalacağız. Onun için eğer adaya müdahale edeceksek, kaçırılacak bir tek dakika ve saniye yoktur.’
Onlar bizim temayülümüzü de bildikleri için ve kendi içlerinde de bir an evvel harekete geçmek zaruretini duydukları için bu konuşmayı açtılar. ‘Siz başbakan vekilisiniz. Öyleyse biz ne yapacağız biz bu şartlar altında ne yapacağız’ dedikten sonra bir şey daha söylediler:
KIBRIS’A ÇIKARMA YAPAN ORDU İKİ DEFA GERİ DÖNDERİLMİŞTİ
Bize eğer ‘yürüyün’ emrini verirseniz, daha önceki hükümetlerde olduğu gibi bizi geri çevirirseniz bir daha bu harekatı yaptıramayız. Yürüyün dediniz mi biliniz ki sonuna kadar yürümek lazım gelir. Çünkü vaktiyle Sayın İnönü bize ‘yürüyün’ dedi, gemilere bindirdi ondan sonra İskenderun’a çıkarttık askeri. Çünkü Johnson mektup yazmıştı bize ‘geri dönün’ denildi. Sayın Demirel gemilere bindirdi 1967-67’de, sonra gemileri Mersin’e geri boşalttı.
Biz iki defa askeri gemilere bindirip geri boşalttığımız için, siz yine gemiye bindirip boşalttırırsanız, dördüncü seferde gerçekten harekat yaptığımıza kimseyi inandıramayız. Onun için bu harekatı yapacaksak bize kesin emir verilmesi lazım. Bu konuşma esnasında ben kendilerine ‘Şu anda biz hükümet olarak size hazır olun ve yürüyün desek ne yapacakınız? Bizim kuvvetlerimizin bir kısmı İskenderun’da, bir kısmı Mersin’de, bunları bindirme bölgesine götüreceğiz. Orada bindirme tertibi içerisinde gemilere bindireceğiz. Onları bindirme işlemi için en az iki gün lazım. 1 gün de çıkacağız, 3 gün. Bu 3 günün bizim için çok büyük ehemmiyeti var…”
VE O TALİMAT: HEDEF KIBRIS, YÜRÜYÜN!
Erbakan, harekatın talimatını bizzat kendisinin verdiğini şu sözlerle aktarıyor:
“Bu görüşmeler yapıldığı zaman ben Başbakan vekili olarak ‘Öyleyse hazır olun ve yürüyün’ dedim kendilerine.”
ECEVİT ‘EVET’ DEMEK ZORUNDA KALIYOR
Erbakan, hazırlıkların yapılmasının ardından Ecevit’in İngiltere’den döndüğünü, dönemin CHP’li vekilleriyle görüşülerek imzalar alındığını ifade etti.
Ecevit’in ‘Nasıl olacak’ sorusu üzerine Deniz Kuvvetleri Komutanı Kayacan’ın “Sayın Başbakan ben Karadeniz çocuğuyum. Bir tek kişi olarak bile bir kayıkla gider bu karaya çıkarım. Onun için hiç tereddütünüz olmasın" dediğini aktaran Erbakan, şöyle devam etti:
"Onun üzerine Sayın Ecevit, ‘Öyleyse hadi bakalım Bakanlar Kurulu’nu toplayalım’ demek zorunda kaldı.
BİR CUMA GÜNÜ BAŞLAYAN HAREKAT VE HACI BAYRAM’DA CUMA NAMAZI
Meclis’te sabaha kadar süren çalışmaların ardından Kıbrıs Barış Harekatı’nın mübarek bir Cuma günü başladığını belirtti. Erbakan, asker Kıbrıs’a gitmeden önce bütün birliklere Diyanet İşleri Başkanlığınca dua edildiğini söyledi. Daha sonra Milli Selamet Partisi’nin Cuma namazını Ankara Hacı Bayram-ı Veli Camii’nde kılarak dua ettiğini, ancak CHP’li vekillerin namaza iştirak etmediğini veciz üslupla anlatıyor.