Türkiye yeni anayasasını oluşturmak için hazırlıklara başlıyor. Haber7'ye konuşan anayasa hukukçuları darbecilerin koyduğu yasaların tarihe gömülürken, milletin iradesinin ortaya çıkacağı görüşünde birleşti.

      Haber7-Özel

Türkiye'de yeni Anayasa oluşturulması 12 Eylül 1980 darbesinin 43. yıl dönümünde tekrar gündeme geldi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'yi 1982 darbe Anayasasından kurtararak sivil bir Anayasaya kavuşturmak için 1 Ekim'de yeni yasama yılının başlamasından itibaren konuyu TBMM gündemine getireceklerinin işaretini verdi. 

Uzun yıllardır Türkiye'nin hayali olan sivil Anayasa tartışmalarının yeniden gündeme gelmesinin ardından Haber7, "Yeni Anayasa nasıl olmalı?" sorusunu işin uzmanına sordu. Kırıkkale Üniversitesi Hukuk Fakültesi Anayasa Hukuku Öğretim Üyesi Prof. Dr. Adnan Küçük, Türkiye'nin yeni yüz yılında oluşturulacak Anayasa'nın nasıl olması gerektiğini, Anayasa oluşturulurken nelere dikkat edilmesi gerektiğini Haber7'ye değerlendirdi. 

"TÜM MADDELERİ TBMM'NİN KABUL ETMESİ GEREKİR"

Anayasanın öncelikle usulüne yönelik konuşan Kırıkkale Üniversitesi Hukuk Fakültesi Anayasa Hukuku Öğretim Üyesi Prof. Dr. Adnan Küçük, maddelerin tamamının TBMM tarafından kabul edilmesinin gerekliliğine vurgu yaptı. Anayasanın ilk maddesinden son maddesine kadar tamamının TBMM’de kabul edilmesi gerektiğini kaydeden Prof. Küçük, demokrasi açısından mahzurlu anlayıştan kaçınılması çağrısı yaptı. “Demokrasi dediğimiz şey halkın kendi mukadderatıyla alakalı sözleri hukuken ve fiilen bizzat söylemesidir” görüşünü paylaşan Adnan Küçük, 1924 ve 1961 anayasasında cumhuriyetle alakalı maddelerin “değişmez madde” olarak yer aldığını hatırlattı.

Anayasalarla darbecilerin diledikleri şekilde oynayıp değiştirdiklerini belirten Prof. Dr. Küçük, darbecilere karşı hiçbir savunma ileri sürmeksizin halkın dokunamayacağı alanlar olduğunu söylemenin demokrasinin mantığıyla çelişeceğini kaydetti. “İlk dört maddenin meclis tarafından kabul edilmesi demek bunların daha kötüye gitmesi demek değildir.” diyen Anayasa Hukukçusu Küçük, “Bu milletin demokrasi bilinci sebebiyle, demokratik cumhuriyet, demokratik hukuk devleti bilinciyle mevcut Anayasada on kat daha kaliteli, nitelikli, demokratik bir anayasanın ortaya çıkacağını düşünüyorum.” sözlerini sarf etti.

YENİ ANAYASANIN SAHİBİ 'HALK' OLACAK

1982 anayasının sahiplerinin halk değil 'vesayet' olduğunu belirten Küçük, Yeni anayasanın 'halkın' anayasası olacağını söyledi. Küçük, "Asıl olan burada halkı temsil edenlerin halkı siyasi olarak temsil edenlerin yeni bir anayasa yapması. Bunu yapar halkın taleplerini dikkate almasıdır. İşte bu şekilde yapılacak bir anayasa vesayet kurumlarında anayasadan çıkarmak suretiyle, demokratik hak hürriyetleri anayasada yer vermek suretiyle, anayasanın bütün harflerinde nokta ve virgüllerinde iradesini ortaya koymak suretiyle yapacağı bir anayasa Türkiye'nin geleceğini daha uzun vadeli bir şekilde sağlıklı bir şekilde inşa edeceğini düşünüyorum." ifadelerini kullandı.

1982 ANAYASASI BÜTÜNLÜĞÜNÜ KAYBETTİ

Darbe anayasası olan 1982 anayasasının bütünlüğünü kaybettiğini söyleyen Küçük, "Sen Şahin arabaya Mercedes motoru takıyorsun. 2017 anayasa değişikliği için böyle bir benzetme yapıldı. Şimdi sen şahin arabaya Mercedes motoru taktığın zaman buradan ne çıkmaz? Uyumlu bir araç ortaya çıkmaz. Şimdi teker biri sağa gidiyor, birisi sola gidiyor. Direksiyonu döndüremiyor. Freni tutmuyor. Böyle bir anayasa. Bütünlüğünü kaybetmiş bir anayasa." dedi.

HÜKÜMLER PARLAMENTER SİSTEME GÖRE

Profesör Küçük, Türkiye için yeni anayasanın bir zaruret olduğunu belirterek 1982 anayasasının parlamenter sisteme göre hükümlerinin olduğunu söyledi. Küçük "hak hürriyetleri noktasında uyumsuzluklar var. Bu bakımdan yeni anayasa cumhurbaşkanlığı sistemine göre hazırlanmış bir anayasa olmalı." şeklinde konuştu.

ANAYASANIN BAŞLANGICINA DİKKAT

Küçük, 1982 anayasasının en sorunlu bölümünün başlangıç metni olduğunun altını çizerek, yeni anayasada ya başlangıç metni olmamalı gerektiğini ya da 5 satırı geçmemesine özen gösterilmesi gerektiğini söyledi. 

Küçük 1982 anayasasının başlangıç kısmına ilişkin şu eleştirilerde bulundu;

1982 anayasasının başlangıcında Kemalist bir ideoloji ortaya konuyor. Aslında anayasal olmayan, sosyolojiye siyaset bilimine ait kavramları buraya koymuşlar ve de demiş ki bir de 174. maddede anayasanın bütünü başlangıca göre yorumlanır denilmiş.
Başlangıçtaki ilkeler, ikinci maddede değiştirilmezlik kapsamına dahil edilmiş. Yani bu anayasanın bir defa yeni yapılacak anayasada şöyle olmalı. Halkın egemenliğine, hukuk devletine, demokrasiye, insan haklarına vurgu yapan, bir paragraf Beş satırı geçmeyecek bir paragraf olursa ben ona varım ama onun ötesinde bir ideoloji kuran bir metnin bu anayasada olmaması gerekiyor. Dahası genellikle başlangıçlar edebi metinlerdir. Oysa 1982 anayasasının başlangıcı yapılan darbeyi hukukileştirme ve meşrulaştırma, anayasallaştırma metnidir. Bunun bir defa kesinlikle anayasada yer almaması gerekiyor.

 Diğer kısımlarında, laiklikten, insan haklarına, hukuk devletine varıncaya kadar anayasal demokrasiyi kuran, bu demokrasiyi öngören bütünlük arzeden bir anayasanın olması gerekiyor. 

İYİ PARTİ SÜRPRİZİ OLABİLİR

Yeni anayasa çalışmaları için seçim öncesi çalışmalara başlanabileceğini ve komisyonların oluşturulabileceğini söyleyen Küçük, TBMM'ye gelmesi konusunda ise seçim atmosferine girilmesinden dolayı gecikme yaşanabileceğini söyledi.
 
Muhalefet bloğunda yeni anayasa için 'biz de varız' diyen bir kesimin çıkabileceğini düşündüğünü belirten profesör, "Sezgi olarak söylüyorum bilgi olarak söylemiyorum. İYİ Parti böyle bir şeye girebilir mi? Bilmiyoruz. Girerse de sürpriz olmaz diye flaş bir görüşü de sizinle paylaşmak isterim. Böyle bir şey olursa, Anayasanın yapılması daha erken sürece kaydırılabilir." dedi.

BAŞÖRTÜSÜ ANAYASAL GÜVENCE ALTINA ALINMALI

Türkiye'de bugüne kadar başörtüsü sorunun uzun bir dönem yaşandığını söyleyen Küçük, "Bir ülkede sorun yaşanıyorsa o sorunu tekrar yaşanma ihtimalinin kaldırılmasını en etkin yolu anayasal güvence almaktır. Şimdi yakın gelecekte böyle bir sorun var mı iktidar değişikliği olur mu bilmiyoruz. Olursa böyle bir tehlike var mı? Ben olduğunu düşünüyorum. Yani CHP'deki böyle helalleşme işleri çok samimi değil. O açıdan bu riskin bertaraf edilmesi için bu illaki CHP olmayabilir bir başka parti, bir başkası olabilir. Çok acılar yaşayan sıkıntılar çeken bir toplumda bunun anayasal güvence altına alınmasının bir zaruret olduğunu düşünüyorum." sözleriyle yeni anayasada başörtüsüne yer verilmesi gerektiğini ifade etti. 

Yorumlar 0 Yorum Var