CHP'den istifa eden Gürsel Tekin, istifa kararının arka planını anlattı. "İstanbul’da mevcut İBB Başkanına destek olacak mısınız?" sorusuna yanıt veren Tekin, "Bunlar değişimci değil çürümüş adamlar. Onlara ne destek olacağım." ifadelerini kullandı.
"BUNLAR DEĞİŞİMCİ DEĞİL ÇÜRÜMÜŞ ADAMLAR"
Yaptığı uzun istifa açıklamasında parti yönetimine yönelik zehir zemberek ifadeler kullanan Tekin, Haber Türk'te katıldığı programda da yine benzer sözler söyledi.
Sunucu Fevzi Çakır'ın, "Yerel seçimde tavrınız ne olacak? Sayın Ekrem İmamoğlu için destek talep edecek misiniz, çalışacak mısınız?" sorusuna Tekin, "Efendim bunlar değişimci değil, çürümüş adamların ne desteği olacakmış da ben onlara destek olacağım." dedi.
Habertürk'te programa bağlanan Tekin'in konuşmalarından öne çıkan satır başlıkları şöyle:
"PARTİNİN HAFIZASINI ÇOK İYİ BİLİYORUM"
Sayın genel başkanımızla sonuç itibariyle dostluğumuz, beraber çalışmışlığım var. Aradığında elbette görüşürüz. Henüz bir temas yok. Ben yakıtı bitmiş, yakıt ikmali yapan CHP'li değilim. 2008 yılından itibaren CHP'nin değişim, dönüşüm dediğiniz toplumla birleştiren bir siyasetçi olduğunu hatırlatmak isterim. Değişim 2007 yılında Gürsel Tekin il başkanı olduğunda olmuştur. Sayın Baykal döneminde arkadaşlarımızın tamamı ulusalcıydı. Bugün yenilikçi dediklerimiz. Önder Bey döneminde Önder Beyci oldular. Ansızın kısa bir süre içinde özgürlükçü solcu, sonra ne olduysa değişimci oldular. Tabii Can Bey o arkadaşın sözcüsü değildir. Buradan meydan okuyorum; kendisine değişimci denen her arkadaşı Habertürk'te yayına çağırıyorum. Gelsinler medeni bir şekilde konuşalım. Bu partiye emek vermiş, sahada sokakta çalışmış, mücahitlik yapmış ve bu partinin müşahidi olmuş insanım. Zenginleşmiş değilim. Zenginleşmenin karşısında siyasette dik durmuş bir siyasetçiyim. Arkadaşlarımız Gürsel Tekin deyince geriye dönüp siciline bakacaklar. Değişimci arkadaşlarımızdan kim hangi mecrada istiyorsa, kendi televizyonlarında yayında, toplumun 85 milyonu bizi izlesin. Dün ne yapmışız, bugün ne yapmışız, konuşmak istiyorum. Kimin değişimci, kimin değişimci olmayanları çok iyi biliyorum. Ben bu partinin hafızasını çok iyi biliyorum. Hangi arkadaşım konuşmak istiyorsa hazır olduğumu ifade etmek istiyorum.
"NAMUSUMLA, HAYSİYETİMLE SİYASET YAPTIM"
Ben Türkiye'de siyasette satıcı, günübirlik değişimci falan değilim. İdeolojik değişime sonuna kadar saygı duyarım. CHP'nin geçmiş döneminde farklı düşünceler, yarışlar olmuştur, buna saygı duyarım. Düşünceden dolayı bir değişimin olduğunu bana bir tek Allah'ın kulu söyleyemez. Benim arkadaşlarım onlar. Hepsini tanırım. Şeceresini bilirim herkesin. Özel ricam; ben ekranlara çıkan insanım. Her şeyim açık, aleni bir insanım. Rahatlıkla herkes bana ulaşabilir, sorulara cevap veririm. Bugün bir gazeteci, dostumuz, bir radyoda demiş ki, 'Gürsel Tekin'le Sağlık Bakanlığı ilişkisine bakalım'. Pandemi döneminde rahatsızlığımda sayın Bakanın beni aradığı ilişkidir bu ilişki. Çok çirkin buluyorum. Ayıptır, bugüne kadar namusumuzla, haysiyetimizle siyaset yaptım, ömrüm imar çetesiyle mücadelede geçti.
"BU TASNİFLER BENİ ÇOK ÜZÜYOR"
Benim niçin, neden istifa ettiğimi sayın genel başkan da çok iyi biliyor. Bazı şeyler söylenmez, zamanı gelince söylenir. 40 yıl çocukluğumdan itibaren bu partiye dava uğruna mücadele etmişim. 15 gün o istifa mektubunu yaşarken hangi ıstırabı çektiğinde ben bilirim. CHP barajın altında kaldığında gözyaşı döken benim. Kadıköy teşkilatındaki eski dostlarımız, ilçe başkanlarımız hepsi bilir, Türkiye coğrafyasında farklı siyasi partilerin tamamı beni arayarak ne kadar haklı olduğumu söylediler. Bu sadece CHP'de yaşanan sorun değil. Akraba, kabile, yakın ilişkiler, arkadaşlık, dostluk üzerine siyaseti inşa etmeyi çalışırsanız siyaseti çürütürsünüz. Ankara'da tayinli atamalardan vazgeçin. Sayın Özel arayacaktır, elbette abi kardeşlik çerçevesinde birbirimize söyleyecek sözlerimiz vardır. Onlar değişimci, biz geri kalmışçı gibi tasnifler, tarifler beni üzüyor. Ben o arkadaşlarımın sicilini biliyorum, onlar da benim sicilimi bilirler. Bu değişim falan değil. Daha fazla damarına basmayın.
"ZARAR GÖRMEMESİ İÇİN YUTKUNARAK KONUŞUYORUM"
Tabii ki kolay bir karar değildir. Ne kadar zorlandığımı bir ben bir de eşim bilir. Arkadaşlarım ve çevremdeki dostlarım bilir. Kararın arka planında sıradan bir belediye başkanlık meselesinin olmadığını bilmenizi istiyorum. 8 yıl CHP Genel Merkezi'nde, sahada, sokakta sosyolojik çalışma yapan tek kişiyim. Bunların hiçbir tanesi CHP'nin haber sitesinde yok. 3 yıl önce CHP'de genel merkeze yakın bir televizyonda söylediğim bir cümleden dolayı, dedim ki '2018 yılındaki seçimde 11 bin 800 sandıkta sıfır oy almışız, ey Ankara'da oturanlar çıkarın kravatlarınızı, Anadolu'yu dolaşalım'. Söylediğim kelime bu. Bana televizyona çıkma yasağı koydular. Sandıklarda, üyelerde sorun var dedim. Bunları kapalı toplantılarda zaman zaman televizyonlarda eleştirisini yapan siyasetçiyim. Benim partim, bugün istifa etmiş olsam da, daha fazla zarar gelmemesi için yutkunarak konuşuyorum.
"ABD'DEN GELEN ARKADAŞIMIZI 5 GÜN BEKLETTİLER"
Bu dava uğruna sonuna kadar mücadele edeceğim. Tabii ki yarın hangi alanda hangi mecrada olacak bilmiyorum ama dar da olsa kadromuz var, Türkiye coğrafyasında dostlarımız, arkadaşlarımız var. Yarından itibaren kentsel dönüşüm başta olmak üzere toplumun yanında, sıkıntıların yanında saf tutacağım. Önümüzdeki günlerde tabii ki siyasetin içinde olaccağım kimse merak etmesin. Ben sayın genel başkanıma mektup yazmıştım. Bazı şeyler mahrem olduğu için ifade etmek istemiyorum. Sayın Kılıçdaroğlu'na seçimden 8 ay önce mektup yazdım. Sayın Kılıçdaroğlu'nun ekibi, bugünkü değişimci olanların tamamı tane tane beni aradılar. Kimlerin istifa ettiğini, kimlerin partiye katıldığını takip eden tek kişiyim. 'Sayın genel başkanım Anadolu'nun dört bir yanında sıkıntılar var' dedim. Sayın genel başkan 'sandıklarda sıkıntı yok' dediler. Amerika'da bir bilgisayar mühendisi arkadaşımı buraya getirdim. Dedim ki 'Bu sorunu bilirim, aynı zamanda AGİT üyesiyim, dünyanın çeşitli ülkelerinde seçimleri takip etmiş insanıyım. Bir tatbikat yapalım, seçimden 1 ay önce seçim varmış gibi tatbikat yapalım' dedim. 5 gün Amerika'dan gelen arkadaşımız Ankara'da bekledi, ne yazık ki görüştüremedik.
"İSTİFA KARARIMI TEK BAŞIMA ALDIM"
Hiç kimse ile görüşmedim. Sadece benim yoldaşlarım, arkadaşlarım ve eşimin dışında istifa kararımı bilmiyordu. Onlar da karşı çıktı ama istifa kararını aldım tek başıma. Çürümüş adamların ne desteği olacakmış da ben destek olacağım? İstanbul'u karış karış bilen arkadaşlarına kimse bugüne kadar bir soru sormadı. İstanbul'un bütün muhtarları herhalde CHP deyince sadece beni tanırlar. Arkadaşlarımın böyle bir ihtiyaçlarının olduğunu zannetmiyorum.