Dünya Sağlık Örgütü'nün 'Acil durum' ilan ettiği ve Afrika ülkelerinden sonra Avrupa ülkelerine de sıçrayan Maymun Çiçeği virüsü ile ilgili çarpıcı bir iddia gündeme geldi. 2021 yılında düzenlenen Münih Güvenlik Konferansı sırasında maymun çiçeği virüsünün dünyaya yayılacağı senaryosunun sunulduğunu ortaya çıktı.

"DOĞAL VİRÜS ÖNCEDEN KESTİRİLEMEZ"

Münih Konferası'ndaki detayları kamuoyuna açıklayan Müstafi Tümarmiral Cihat Yaycı, “Bu araştırmalarımız ‘doğal bir virüs salgınının önceden kestirilemeyeceği, tahmin edilemeyeceğini’ bize gösterdi. Eğer tabii bu virüs salgını insan eliyle önceden planlanmamış ise. Bu sonuca nasıl vardığımızı özetlemek gerekirse virüsler DNA’sı olmayan sadece RNA’sı olan, çoğalmak için hücre içinde bir protein ile eşleşmesi gereken mikroorganizmalardır. Kendileri tek başına çoğalamazlar. Bakteriler ise, kendi DNA’sı olan hatta bulunduğu ortamda başka DNA ile eşleşebilen bir mikroorganizmadır. Dolayısıyla bakterilerin mutasyonları öngörülmesi mümkün değildir. Çünkü bulunduğu çevreden başka DNA yapısıyla eşleşme ihtimali vardır. Virüslerde bu durum söz konusu değildir. Virüslerin mutasyona uğraması için virüslere gerekli koşulların hazırlanması ya da bu koşulların oluşması gerekiyor” dedi. 

SENARYONUN İKİ SEBEBİ OLABİLİR

Maymun Çiçeği virüsü ile ilgili hazırlanan olası senaryonun iki sebebi olabileceğine dikkat çeken Yaycı, “O raporun hazırlandığı tarihte virüs zaten kuluçkadan çıkıp gözlenmeye başlamıştır. İkinci olarak ise, virüs laboratuvarda oluşturulmuş olabilir. Eğer ki o anda virüs, dünyada gözlemleniyor ve algoritmalar çalıştırılıyorsa, önlem alması gereken kurumlar ve örgütler önlem almamış sonucu çıkabilir ya da özellikle böyle bir salgın oluşturulması hedeflenmiştir. Eğer böyle ise bu durumun bir biyolojik savaş olduğu kanısına varılabilir” şeklinde konuştu. 

"BİYOLOJİK SİLAHLAR ATEŞLİ SİLAHLARDAN DAHA ETKİLİ"

Günmüzde biyolojik silahların yoğun bir şekilde kullanıldığını belirten Yaycı ABD'nin 2012 yılında eski adı Sağlık İstihbaratı olan dersi, Genetik İstihbarat dersi olarak değiştirdiğini ve Savunma Bakanlığı İstihbarat Okulunda okutulduğunu söyledi. Türkiye'de de 2019 yılından itibaren Genel Kurmay İstihbarat Okulunda Genetik İstihbarat dersi okutulduğunu ifade eden Yaycı, "Biyolojik silahların, ateşli silahlardan daha etkili bir yıkım aracı olduğu görülmektedir. Ateşli silahlar binlerce kişiyi öldürebilirken, biyolojik silahlar yüzbinlerce kişinin ölümüne sebep olabilecek potansiyele sahiptir. Elde edilmesi nispeten kolaydır, ancak depolama ve dağıtma sinir gazlarından daha da zordur. Biyolojik saldırı, artık büyük ülkelerin savaş konsepti içinde yer almaktadır” dedi. 

Dünyanın gelecekte bu tür pandemilerle daha çok karşılaşabileceğini söyleyen Yaycı, "Şimdiden çok tedbirli olmalıyız. Ülkemizde de yeni bir sağlık seferberliği mevzuatı yazılması gerekmektedir. Hazırlanacak sağlık seferberliği askeri seferberlikle uyumlu olmalıdır." ifadelerini kullandı. 

Yorumlar 1 Yorum Var
  • Ali aksoy 16.08.2024 12:40
    Avrupalıların, başını çekenin Almanyanın bunu bir firsata döndürüp, ülkesine gelen mültecileri frenleme taktigi!