Yüzbinlerce şehit, çadırlarda yaşayan milyonlarca kişi, harabeye dönmüş bir ülke, ve sesi çıkmayan bir dünya...
7 Ekim'den beri İsrail durmadan Gazze'yi vuruyor. Peki bu noktaya nasıl gelindi? Aslında olaylar çok derin. Bunu anlamak için 1947'ye gitmemiz lazım. Ancak şu an o kadar eskiye gitmiyoruz. 7 Ekim 2023'e dönelim... Kassam Tugayları'nın başlattığı Aksa Tufanı operasyonuyla İsrail'e bombalar yağmaya başladı. İsrail bunu bahane etti ve Filistin topraklarını bir kez daha hedef aldı. O günden bugüne devam eden saldırılarda tarihin en büyük soykırımı yaşanıyor. Bu saldırılarda şehit olan sağlık çalışanı sayısı 990'ı geçti. 300'den fazla sağlık çalışanı alıkoyuldu. Çok sayıda hastane yerle bir oldu. 130 ambulans aracı kullanılamaz hale geldi. Gazze Şeridi'nin tamamında 144-175 bin arasında bina hasar gördü. Bu Gazze'deki binaların yüzde 50 ile 61'ine tekabül ediyor.
Gazze’nin suyu kesildi ve tam 600 bin insan temiz sudan yoksun bırakıldı. 20.000'den fazlası sivil olmak üzere 42.000'den fazla insan şehit edildi. 95 bin 551 kişi yaralandı. Gazze, altyapısının yaklaşık %80'i hasar gördü. Nüfusun yaklaşık %90'ı, amansız hava saldırıları ve şiddet nedeniyle yerinden edildi. Gazeteciler savaşı haberleştirirken aşırı risklerle karşı karşıya kaldılar. En az 116 gazeteci öldürüldü. Bunlardan 111'i Filistinliydi.
Aralık ayının başından Ocak ayının ortasına kadar Mısır sınırına yakın bölgelerde kurulan yeni çadırların kapladığı alan yaklaşık 3,5 kilometrekare, yani yaklaşık 500 futbol sahasına eşdeğer. Mısır sınırına yakın bölgelerde kurulan yeni çadırların kapladığı alan 500 futbol sahasına eşdeğer. 3 Aralık ve 14 Ocak'ta çekilen uydu görüntüleri büyük bir değişimi gözler önüne seriyor. Refah'ın kuzey batısındaki bir bölgede arazilerin neredeyse tamamı yerinden edilmiş insanlar için bir sığınağa dönüşmüş durumda.
Bunlar sadece resmi rakamlar... Bir de buz dağının görünmeyen kısmı var. Tüm bunlar yaşanırken dünya 3 maymunu oynadı. Sustukları yetmezmiş gibi bir de silah desteği sağladılar. Mesela ABD... İsrail'e her yıl milyarlarca dolarlık silah ve mühimmat sağladığı biliniyor. Son olarak, Biden yönetimi Kongreye 95 milyar dolarlık ek silah yardımı yasa tasarısı sunmuş, bunun 14 milyar doları İsrail'e gideceği belirtilmişti. 14 milyar dolar İsrail’e gönderildi. İngiltere, Gazze'de kullanılabileceği endişesiyle İsrail'e verdiği bazı silah ihracat lisanslarını iptal etmiş, ancak bu kararın sahadaki etkisi sınırlı kalmıştı. Kanada, İsrail'e silah satışı için 30 lisans izninin askıya alındığını ve Kanada yapımı mühimmat için ABD ile yapılan sözleşmenin iptal edildiğini duyurdu. Belçika, İtalya, Hollanda, İspanya'nın da aralarında bulunduğu Birçok Avrupa ülkesi, gelen tepkiler üzerine İsrail'le silah anlaşmalarını durdurma kararı aldı. Ancak, karara rağmen ticaretin devam ettiğine dair çok sayıda haber bulunuyor.
7 Ekim 2023'ten bu yana; İsrail'e silah, askeri teçhizat ve diğer kontrollü ürünlerin satışı için 100'den fazla ihracat lisansına onay verildi.2019-2023 yılları arasında İsrail'e yapılan silah ihracatının yaklaşık yüzde 30'u Almanya'ya ait. Almanya, bu oranla İsrail'in Avrupa'daki en büyük tedarikçisi konumunda. Fransa da ''Demir kubbe'' isimli füze savunma sistemi için bu ülkeye parça tedarik ediyor. İtalya, hükumetin güvence vermesine rağmen sadece 2023 yılının son çeyreğinde İsrail'e 2,1 milyon avro değerinde silah sağladı. İtalya, 2023 yılının son çeyreğinde İsrail'e 2,1 milyon avro değerinde silah sağladı.
Vee Türkiye! İlk gününden itibaren savaşın durması gerektiğini haykırdı. Bu yönde çalışmalar yürüttü. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Atatürk Havalimanı'nda düzenlenen "Büyük Filistin Mitingi"nde "Gazze için kıyamdayız" dedi. Papa Francis başta olmak üzere birçok liderle görüşmeler yürütüldü. Hemen hemen her koşulda Filistin'deki zulmün son bulması için çağrılar yapıldı.
Zulüm demişken gelin İsrail'in hapishanelerindeki duruma da bir göz atalım... İsrail hapishanelerinde yaklaşık 9 bin kişi bulunuyor. Filistinli tutuklular şiddet, işkence, ölüme yol açan ağır darp ve aç bırakma gibi insanlık dışı uygulamalara maruz kalıyor.Hot Hoshron kadınların gözaltı merkezi. Kadınlık onurunun ayaklar altına alındığı, aramaların bile aşağılayıcı uygulamalarla yapıldığı yer... Nakab ise erkeklerin kaldığı hapishane.İsrail özel birimleri ise hücrelere yaptığı ani baskınlarla Mahkumlara akla sığmayan işkenceler yapıyor. 20 saat boyunca dizlerinin üstünde oturur vaziyette hareket dahi edilmesine izin verilmeyen mahkumlar, ağır psikolojik sağlık sorunları, ciddi kilo kayıpları ve vücutta meydana gelen hasarlarla hayata tutunmaya çalışıyor. Esir takası ile dışarı çıkan mahkumların kafatasında, çenesinde, göğsünde, sırtında ve omurgasında çok sayıda kırık tespit ediliyor. Oysa Hamas'ın rehineleri onlara teşekkür etmişti ve ne kadar iyi muamele gördüklerini anlatmıştı.
Savaşın 1 yılı geride kalırken İşgalci İsrail, saldırganlığını artırdı ve önce Suriye’yi sonra da Beyrut’u vurdu. Hizbullah lideri Hasan Nasrallah’ın öldürülmesi sonra gerginlik tırmandı. Öyle ki İran, Hizbullah’ın yanından olduğunu açıkladı. Tüm bu yaşananlar yeni bir Arap- İsrail savaşına dönüşür mü? bilinmez ama içeriğimizin başında söylediğimiz gibi Filistin'de tarihin soykırımı yaşanıyor ama dünya sessiz. Bu savaş Orta Doğu’ya sıçradığında da dünya 3 maymunu oynamaya devam ediyor. Peki İsrail'e dur demek için daha neyin yaşanması gerekiyor?