Bartu Eken, Kanal 7 Dış Haberler Servisi'nden yaptığı değerlendirmede, Avrupa'da da Türkiye'deki gibi doğrudan demokrasi yerine temsili demokrasi sisteminin benimsendiğini belirtti. Bu sistemde seçilen vekiller, seçmen adına kararlar alıyor.
Liberal felsefeyle uyumlu olduğu düşünülen "çoğunluğun haklı olduğu" söylemi, karmaşık bir konu olarak öne çıkıyor. Eken, Avrupa'yı savaşa sürükleyen faşist yönetimlerin çoğunun halk onayını kazanmış diktatörlerden oluştuğuna dikkat çekti. Bu yönetimlerin muhalefet partilerini susturarak alternatif sesleri bastırdığına vurgu yaptı.
Halkın doğrudan yönetiminin sınırlı bir role sahip olduğunu gösteren en önemli örneklerden birinin 2016'daki Brexit referandumu olduğunu ifade eden Eken, bu referandum sonucunda İngiltere'nin Ortak Pazar ve Gümrük Birliği Anlaşması'ndan çekildiğini aktardı. Bu durum, AB ülkeleriyle ticaret yapan şirketlerin yeni kural ve bürokrasiyle karşılaşmasına neden oldu ve sonuç olarak İngiltere'nin AB’ye yönelik ticaretinin azaldığını belirtti.