Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Mehmet Ömer Arif Aras'ın 13 Şubat'ta Dernek Genel Kurulunda hükümete parmak salladığı skandal çıkışına tepkiler devam ediyor.
AK Parti Kahramanmaraş Milletvekili Prof. Dr. Mehmet Şahin ÜLKE TV'de Haftanın raporu programında şuan dünyada ve Türkiye'de yaşanan konjonktürün 2013'tekine benzer bir durum olduğuna dikkat çekerek TÜSİAD'in asıl niyetini anlattı.
İşte Prof. Dr. Mehmet Şahin'in o sözleri;
Bu açıklamanın bence tek bir amacı var. Burada iktidardan, rahatsızlıktan daha çok muhalefetin yetersizliğini vurguluyor bence. Biz üzerinde durmuyoruz.
Yani TÜSİAD burada Cumhuriyet Halk Partisi'nin içindeki tartışmalarda göz önünde bulundurarak Türkiye'de bir muhalefet açığının olduğunu gördüğü için o açığı kapatmaya çalışıyor.
TÜSİAD'ın görevi muhalefet açığını kapatmaktır. Yani geçmiş dönemine baktığınız zaman da bunu görebilirsiniz zaten. Şimdi biraz önce programın başında tek tek maddelere baktınız.
Orada güzel bir cümle kullandınız. Yani ben de not almıştım. TÜSİAD'ın başlıklarına bakarsanız bu başlıkların...
Grup toplantısında Özgür Özel'in bile bu kadar dillendirmediğini görürsünüz. Onun farklı, pankartları kaldırıyor, indiriyor, kırmızı kart çıkartıyor.
"TÜSİAD MUHALEFETE OMUZ VERMEYE ÇALIŞIYOR"
Şimdi TÜSİAD baktı ki siyaset açığı var. Muhalefetin siyaset açığını TÜSİAD kapatmaya çalışıyor. Çünkü geçmişte de alışılagelen bir şey olduğu için veya geçmiş dönemlerde darbe süreçlerine omuz veren TÜSİAD Şimdi muhalefete omuz vermeye çalışıyor.
Zayıflığını ortadan kaldırmaya çalışıyor. Uzun süredir dikkat edin muhalefet gündemi belirleyemiyor. Ama gündemin tam göbeğinde muhalefet var. Cumhuriyet Halk Partisi ile gönül bağlı olanlar bundan rahatsız oluyor.
Gündem olanlar. Kimse de bu konuda Cumhuriyet Halk Partisi'nin eline su dökemez.
Çok başarılı bu konuda gündem olma konusunda. Bunun da önümüzdeki süreçte devam edeceğini gördüğü için TÜSİAD Bir yama olarak hemen devreye giriyor. Yani bu siyaset açığını...
Başlıklar tamamen siyasi eleştiri. Diğer konuda yok. Ben bunu bu şekilde okuyorum.
"TÜSİAD'IN SÖYLEYEMEDİKLERİNE BAKMAK LAZIM"
Bence söyledikleri değil, bir de söyleyemediklerine bakmak lazım TÜSİAD'ın. Tarihine bakarak bunu söylüyorum. Çünkü Sicili bozuk bir örgüt.
Sicili bozuk bir örgüt dememin sebebi şu, demokrasi anlamında. Söyleminde bakarsanız işte demokrasi falan diye bahsedilir ama Avrupa Birliği falan gündeme geldiği zaman genelde bu konularda açıklama yaparlardı.
"DEMOKRASİ AŞIĞI TÜSİAD'I ÜZEN GELİŞMELER
Mesela TÜSİAD'ın Genelkurmay'ın statüsünün değişmesi konusunda yaptığı bir açıklama gördünüz mü? 15 Temmuz darbesinden sonraki süreçte Demokratik ülkelerde nasıl oluyorsa Türkiye'de de bir düzenleme oldu biliyorsunuz.
Peki bu demokratikleşme süreçleri ile ilgili "demokrasi aşığı" TÜSİAD'ın bir açıklamasının olduğunu gördünüz mü? Üzülmüştür bence.
Türk siyasal tarihine bakın 1971'den bu yana ortaya koyduğu tavra baktığınız zaman belli dönemlerde devreye giren veya sokulan bir örgüt olarak hareket ettiğini görüyorsunuz.
2013 yılı Türkiye'nin böyle prangalarından kurtulma fırsatının doğduğu yıl. Ve bölgesel anlamda Türkiye'nin böyle önünün açılma fırsatının ortaya çıktığı yıllar. Hatta hatırlayalım işte Türk modeli, Türkiye modeli falan konuşuluyordu Arap Baharı süreçlerin başında.
Ve Türkiye IMF'ye borcunu ödemiş, işsizlik rakamları tek haneli rakamlara düşmüş, faiz oranları düşük falan. O süreçte Türkiye yeni bir sürece doğru değil mi? Gezi olayları başlatıldı.
Şimdi buna benzer belli gelişmeler yaşanıyor. Yani Sayın Cumhurbaşkanımızın yurt dışı gezisine baksınlar, sadece son ucuna baksınlar. Malezya, Endonezya, Pakistan'daki geziye baksınlar.
Suriye'de sizin önünüze gelen kapılar açılıyor. Türkiye belli bir sürece doğru.
ŞUAN 2013'E BENZER BİR DURUM YAŞANIYOR DİKKAT!
Dışarıya yönelmiş Türkiye'yi içeri kapamaya yönelik açıklamalar bunlar. 2013'e çok benziyor. Onun için söyleyemiyorlar.
İki tane gelişme çok önemli. Biri; Suriye merkezi olarak bölgede yaşanan gelişme. Bunu yurt dışında yazıp çiziyorlar.
İki; terörsüz Türkiye. Sadece biz şu açıklamayı yapıyoruz:
Terör, yabancı güçlerin bir ülkede aparat olarak kullanarak o ülkeyi belli bir alana sıkıştırma operasyonu. Bu resmin bir tarafı. Bir tarafı daha var.
İçerideki ideolojik azınlığın ülkeyi kendi kontrolünde tutma girişimidir. PKK'nın iç desteğinin ana amacı da budur. Onun için üzülür bunlar.
Yani terör konusunda belli noktaların çözülmesi onları üzer. 2013 örnek vermemin sebebi oydu. Çözüm süreci tarihidir aynı zamanda.
Olağanüstü durumlarda, olağanüstü durumlar olmazsa azınlık grupları, burada azınlık derken etnik, mezhebi, ideoloji hiç fark etmez. Sizden olur ama ideolojik azınlık olur. Bunu da örneklere Mısır'da görürsünüz.
Bunlar olağanüstü durumlar, hayat tarzı azınlığı. Bunlar çok siz fark etmezsiniz. Yani her şeyin kimliği size aitmiş gibi gözükür ama olağanüstü durumlar olması lazım ki bunların ülkeyi kontrol etmeleri lazım.
Şimdi o belli rakamlar da vereceğim. 2013 tarihi çok büyük bir kırılmadır Türkiye açısından. Şimdi böyle bir fırsat ortaya çıkmıştı.
Düşünsenize, terörsüz Türkiye, madem demokrasi diyorsunuz, ülkede büyük bir, hem içeride herkesin belli bir noktada odaklandığı, kenetlendiği bir imkanla ortaya çıkması ve konjonktürün ciddi bir konjonktür oluşmuş. Sizin hepinizin yurt dışı ortakları var, hiçbiriniz tek değilsiniz. Ve onlarla birlikte hareket ediyorsunuz.
ESKİ TÜRKİYE'DE ÜRETMEDİNİZ FAİZDEN KAZANDINIZ
Şimdi bir rakam vereyim. 2002 yılında Türkiye'nin ihracat rakamı ne: 36 milyar dolar. Şimdi işsizlik rakamları Türkiye'de %10'un altında biliyorsunuz. 8.4
Siz 2002 yılında o dönemde 28 Şubat'tan sonra süreçte omuz verdiğiniz dönemde faizden kazanıyordunuz ihracatınız yoktu sizin.
36 milyar doları Türkiye şu anda bir ayda yapıyor. Bugün ortaya 262 milyar dolar.
Bugün Kahramanmaraş 1 milyar doların üzerinde ihracat yapıyor, depreme rağmen.
Bunlar bu açığı gördükleri için devreye girmek zorunda kaldılar. Siz belli siyasi türbülansın yoğun olduğu dönemlerde, savaşın ortasında, yani savaşın ortasında diyeyim, Ukrayna'da da savaş var, yanı başınızda canlı yayında soykırım işleniyor.
Bunun ortasında siyasi istikrarı güçlü bir şekilde tutup, aynı zamanda milli gelirini 1 trilyon dolarının üzerine çıkarmış bir ülkeye karşı yapmanız gereken şey vardır. Teşekkür edersiniz. çekilirsiniz.
"SADECE KONUT YAPMIYORUZ ŞEHİRLER İNŞA EDİYORUZ"
Şimdi Türkiye, Geçen hafta Kahramanmaraş'ta olduğumuzda bir şey anlattım. Biz sadece konut yapmıyoruz ki. Biz şehirler inşa ediyoruz.
Şu anda biz bunu anlatmamız lazım. Tekrar söylüyorum şehirler inşa ediyoruz. Sadece Selçuk Bayraktar, belli şehirlerimizde, Maraş'ta...
Ya Allah aşkına yanı başınızda bir ülke inşa edilecek. Ekonomik anlamda ne elde edebiliriz diye bir soru sordunuz mu? Örgüt olarak söylüyorum. Böyle bir soru sordunuz mu? Başka bir şey söyleyeyim mi? Madem ülkeniz konusunda kaygılısınız...
"DEPREM SONRASI TÜSİAD DİYE BİR SİTE GÖRDÜNÜZ MÜ?"
Biz 50.000'in üzerinde insanımızı kaybettik. Sadece Kahramanmaraş'ta 13.000'e yakın insanımızı kaybettik.
Şimdi şehirler inşa ediyoruz değil mi? Peki hiç içinizden biri Hatay'da, Kahramanmaraş'ta, Malakya'da, Adıyaman'da TÜSİAD sitesi diye bir site gördünüz mü? Bu kadar basit. Kaygılısın.
En azından Selçuk Bayraktar gibi bin konut yaptırsaydınız ve TÜSİAD sitesi diye milletin gönlünde yer edinseydiniz.