İran-İsrail arasında devam eden savaşta en çok korkulan senaryo olası bir nükleer patlamanın veya sızıntının olması. İsrail'in İran'da nükleer tesisleri hedef alması bu korkuları daha da arttırıyor. Türkiye Enerji Stratejileri ve Politikaları Araştırma Merkezi Oğuzhan Akyener konuya ilişkin, "Şu an için bir tehlike yok. Aslına bakarsanız, Türkiye’yi etkileyecek bir saldırı ya da sızıntı olma ihtimalini çok düşük görüyorum" dedi.
"RADYOAKTİF SALDIRI BEKLENMİYOR"
Oğuzhan Akyener şunları söyledi:
İran’da birçok nükleer tesis var ama bu tesislerin mahiyetinin ne olduğu çok önemli.Genelde bu soru çok fazla sorulmuyor. Mesela şöyle söyleyelim: Tahran ve farklı yerlerde araştırma tesisleri var. Daha küçük ölçekte olan bu tesislere yapılacak saldırılarda ancak çok lokal sızıntılar söz konusu olabilir. Ki bu da olmayabilir. Diğer taraftan Arak’ta, İsfahan’da uranyum değişim tesisi var. Daha doğrusu sarı kek üretimi yapılan, zenginleştirme öncesi materyal hazırlama sürecinin işlendiği bir tesis. Buralarda da çok fazla sızıntı ihtimali yok. Sagant ve Bender Abbas’ta iki tane maden sahası var. Uranyum madeni var. Buralara yönelik saldırıların da bir anlamı yok. Yani saldırılar yapılsa da yapılmasa da ciddi anlamda bir radyoaktif saldırı beklemiyoruz. Çünkü bu yerlerde zenginleştirilmiş uranyum bulunmuyor.
"İRAN BU KAPASİTEYE ERİŞEBİLMİŞ DEĞİL"
Diğer taraftan, Natanz şehrinde İsrail en fazla buraya saldırı düzenledi. Natanz şehrinde doğrudan uranyum zenginleştirme tesisi var. Bu tesiste uranyum madeni zenginleştirilerek ya yakıt çubuğu hâline getiriliyor ya araştırma tesislerinde kullanılabilecek formata sokuluyor ya da çok daha zenginleştirilirse nükleer silah üretilebilir. Yani ilgili füzelere, nükleer başlıklara monte edilecek mekanizma hazırlanabilir. Ama kanımca İran bu kapasiteye henüz erişebilmiş değil. Bir tane daha önemli yer var; bu şehirdeki nükleer güç santrali. Sadece buradaki nükleer güç santraline etkili bir saldırı düzenlenirse çünkü tesis tamamıyla yüzeyde ve tesis aktif halde çalışırken soğutma sistemi devre dışı bırakılırsa, reaktör içeriden patlayarak önemli bir sızıntıya sebep olabilir. Bu da Çernobil benzeri bir olayın yaşanması anlamına gelir.
"OLASI SIZINTILAR ENGELLENEBİLİR"
Ama bunun dışında, Natanz da dahil olmak üzere ki Natanz şehrinde de saldırılar yapıldı yüzeydeki bazı ön ünitelerde hasar oluştu. Bu hasara rağmen, vakumlu modelde geliştirilmiş odacıklar sayesinde, küçük ölçekli sızıntılar dahi tesis içerisinde hapsedilmiş durumda. Tesisin ana kısmı yer altında. Yer altına yapılacak hava saldırılarıyla çok fazla nüfuz edebilmek mümkün değil. Dolayısıyla Natanz’dan Çernobil benzeri bir radyoaktif sızıntı beklemiyoruz. Olan sızıntılar zaten kontrol edilebilir seviyede ve tesis içinde hapsedilmiş durumda. Onlar da dekontaminasyon yöntemleriyle temizlenecektir.