TRT tarafından bu yıl 9'uncusu düzenlenen "TRT World Forum" "Küresel Yeniden Kurulum: Eski Düzenden Yeni Gerçekliklere" temasıyla İstanbul'da başladı. Forum 31 Ekim-1 Kasım tarihlerinde gerçekleştirilecek.
İLETİŞİM BAŞKANI DURAN: TÜRKIYE, KÜRESEL YENİDEN KURULUMUN EN ÖNEMLI AKTÖRLERINDEN BİRİ
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Burhanettin Duran, "Türkiye, dünyanın her kriz bölgesinde aranan, beklenen ve istenen bir aktör haline gelmiştir. Sayın Cumhurbaşkanımızın güçlü iradesiyle Türkiye bir vizyon ortaya koymuştur." dedi.
Her yıl TRT World Forum'da uluslararası kritik konuları insan merkezli bir yaklaşımla değerlendirdiklerini belirten Duran, bu yılki başlığın iddialı olduğunu ve krizlerin analizi ile hep beraber çözümler üretilmesi gerektiğini söyledi. Duran, "Umuyorum ki çok güzel fikirler ortaya çıkacak." ifadesini kullandı.
Buna ihtiyaç olduğunu vurgulayan Duran, son 20 yılda bölgemizde, çevremizde ve küresel ortamda çok fazla çatışma ve sorun olduğunu, bunlara adaletli ve hakkaniyetli bir cevap verilmesi gerektiğini belirtti. Pandemiden küresel ısınmaya, teknolojik tehditlerden güvenlik risklerine kadar uzanan krizlerin insanları ve toplumları korunaksız bıraktığını ifade eden Duran, son birkaç yıl içinde artık geri dönmez diye düşünülen konvansiyonel savaşların hatırı sayılır büyük güçler arasında gerçekleşmeye başladığını kaydetti.
Duran, "İşte böyle bir dünya bizim bildiğimiz dünyanın sonudur. Ama tarihte gördüğümüz riskler hala ortadadır. Yeni de gelmemiştir. Bu karmaşa, bu karanlık bize çok düşündürücü dersler vermektedir." diye konuştu.
"EN TRAJİK KONU GAZZE'DEKİ SOYKIRIM OLMUŞTUR"
Konuşmasında mevcut düzene eleştiriler yönelten Duran, seçici bir insaniyet gösterildiğini, çifte standartlı bir hak savunuculuğu yapıldığını ve sadece güçlüye saygı gösterildiğini gördüklerini söyledi.
Duran, şöyle devam etti:
"Bütün bu rahatsız edici ortamda en trajik konu elbette Gazze'deki soykırım olmuştur. Uluslararası hukuku ayaklar altına alan İsrail'in karşısında ancak Sayın Cumhurbaşkanımız ve Türkiye başta olmak üzere birkaç vicdan yükselmiştir. Bunun şükürler olsun ki daha sonra tüm dünya halkları tarafından benimsenmesiyle bugünkü noktaya gelinebilmiştir. Bu karamsar ve eee, iç karartıcı ortamda ihtiyacımız olan şey yeni fenerlerdir, yeni aktörlerdir. Bize eski dünyayı değil, yeni dünyayı kuracak olan yeni aktörler."
"TÜRKİYE, ARANAN, BEKLENEN VE İSTENEN BİR AKTÖR HALİNE GELMİŞTİR"
Dünyanın bir düzen ve anlam krizi içinde olduğu böyle bir dönemde, Türkiye'nin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde bölgesinde ve dünyada daha adil bir geleceğin inşası için inisiyatif üstlenmiş durumda olduğunu belirten Duran, "Türkiye, dünyanın her kriz bölgesinde aranan, beklenen ve istenen bir aktör haline gelmiştir. Elbette ülkemizi bu ayrıcalıklı konuma getiren şey kendine özgü yaklaşımıdır." dedi.
Duran, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yıllardır dile getirdiği "Dünya Beş'ten Büyüktür" ve "daha adil bir dünya mümkündür" şiarlarının başta küresel güney olmak üzere tüm dünyada karşılık bulduğunu vurgulayarak, "Artık dünyanın farklı bölgelerinde insanlar bu hedefin mümkün olduğunu düşünüyorlar." ifadesini kullandı.
"TÜRKİYE ARABULUCUDUR, ÜRETİCİDİR, DÖNÜŞTÜRÜCÜDÜR"
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bu başarıda çok büyük bir payı olduğunu ve izlediği barış diplomasisinin dünya liderlerine ilham veren bir politika haline geldiğini belirten Duran, "Bugün Türkiye'miz sahip olduğu diplomatik, askeri ve normatif güçle küresel yeniden kurulum aşamasının en önemli aktörlerinden birisidir." değerlendirmesinde bulundu.
Duran, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın güçlü iradesiyle Türkiye'nin bir vizyon ortaya koyduğunu ve bu vizyonun "insani güvenlik, adaletli bir düzen ve dirençli sistemler" ilkelerine dayandığını kaydetti.
Duran, Türkiye'nin bu vizyon çerçevesindeki rolünü şöyle açıkladı:
"Böylece Türkiye arabulucudur. Çünkü diplomasinin merkezine insani güvenliği yerleştirir. Krizlerin askeri yollar yerine diyalog ve diplomasiyle çözülebileceğine inanır. Bu anlayış Türkiye'yi çatışmaların değil çözümlerin tarafı yapar. Türkiye üreticidir. Savunma sanayi ve teknoloji alanlarında geliştirdiği yerli kapasite, ulusal savunmanın yanı sıra bölgesel istikrarı da güçlendirir. Ülkemiz için üretim, ekonomik büyüme, bağımsızlık, özgüven ve saygınlık üretme biçimidir. Ama aynı zamanda birlikte kazanmak, birlikte paylaşmaktır. Türkiye dönüştürücüdür. Çünkü insani diplomasisiyle güç yerine adaleti, çıkar yerine vicdanı merkeze alır. Göç politikaları, kalkınma projeleri, insani yardım operasyonları, Gazze için yürütülen diplomasi, Türkiye'nin uluslararası siyasete ahlaki bir derinlik kazandırma çabasıdır. İşte böylece yeni bir dünyanın mümkün olabileceğini gören ve buna katkı veren bir Türkiye söz konusu."
"YALANA KARŞI HAKİKATİN, BATILA KARŞI HAKKIN YANINDA YER ALIYORUZ"
İletişim Başkanlığı olarak bu "kutlu küresel mücadelede" üzerlerine düşen görevin bilincinde olduklarını ifade eden Duran, teknolojik feodalizmin, sosyal medya faşizminin ve dezenformasyonun arttığı bir dönemde "yalana karşı hakikatin, batıla karşı hakkın yanında yer aldıklarını" belirtti.
Duran, "Kültürel emperyalizme direniyoruz, çeşitlilik ve kültürel dinamizm sergiliyoruz. Hem kendimiz için hem bütün insanlık için hayır üretmeye çalışıyoruz." dedi.
Bu bağlamda TRT ve Anadolu Ajansı başta olmak üzere, Türkiye'nin yayın kuruluşlarının "gerçeğin sesi" olarak büyük gayret gösterdiğini dile getiren Duran, "Onlarca dilde mazlumların sesi olmakta, günümüz meselelerini çok boyutlu şekilde gündeme getirmektedirler." diye konuştu.
 
                 
                 
                 
                 
                 
                 
                 
                 
                