Türkiye Madenciler Derneği (TMD) Başkanı Mehmet Yılmaz, Türkiye’nin yaklaşık 3,5 trilyon dolarlık yer altı servetinin ekonomiye kazandırılmayı beklediğini belirterek, madencilikte izin süreçlerini hızlandıran, yatırım ortamını öngörülebilir kılan yeni bir mevzuatın şart olduğunu söyledi. Türkiye’nin maden çeşitliliğinde dünyada 8’inci sırada yer aldığını hatırlatan Yılmaz, madencilikte atılacak her adımın dışa bağımlılığı azaltacağını, cari açığı doğrudan düşüreceğini vurguladı.

2025’te orman izinlerinin dijitalleşmesiyle önemli ilerleme sağlandığını ifade eden Yılmaz, 2026 için en kritik beklentinin “kamu yararı” tanımının güçlendirilmesi ve ÇED-mera-orman süreçlerinin tam entegrasyonu olduğunu dile getirdi. Türkiye’nin madencilik ürünleri nedeniyle dış ticaret açığının yaklaşık 60 milyar dolar arttığını belirten Yılmaz, özellikle bor, bakır, altın ve nadir toprak elementlerinde yatırımların hızlanmasının Türkiye’yi enerji dönüşümü ve yüksek teknoloji zincirlerinde daha güçlü bir konuma taşıyacağını söyledi.

Altın üretiminde yerli kaynakların önemine dikkat çeken Yılmaz, Türkiye’nin 6 bin 500 tonluk altın potansiyeline karşın yıllık üretimin 30-32 ton seviyesinde kaldığını belirterek, hedefin orta vadede 100 ton olduğunu açıkladı. TOBB Türkiye Madencilik Meclisi Başkanı İbrahim Halil Kırşan ise kritik minerallerin yeni dönemin “petrolü” haline geldiğini belirterek, Türkiye’nin bu alandaki potansiyelini tek çatı altında yönetmek amacıyla “Kritik Mineraller Başkanlığı” ya da “Kritik Mineraller Teknoloji Enstitüsü” kurulması çağrısında bulundu.

Yorumlar 0 Yorum Var