Kanal 7 Ankara Temsilcisi Mehmet Acet, Yeni Şafak'taki "Rusya-Ukrayna krizi ve Ankara'nın arabuluculuk arayışları" adlı köşe yazısında, kuzeyimizde yaşananları değerlendirdi.
Rusya'nın Ukrayna'nın başına silahı dayadığını ve Batı'dan, NATO'dan, ABD'den taleplerinin yerine getirilmesini istediğini aktaran Acet, Rusların aksi bir durumda ateş etmekle tehdit ettiğini söyledi.
Avrupa'nın Rusya'ya enerji anlamında bağımlı olduğu için çok fazla ses çıkarmadığını söyleyen Acet, ABD'nin ise elinde ekonomik ambargo uygulamaktan başka çaresi olmadığını kaydetti.
Türkiye'nin arabuluculuk çabalarına değinen Kanal 7 temsilcisi, "Türkiye'nin arabuluculuk rolünün gerilimin azalmasına bir katkı sunması biraz da Rusya'nın sürecin müzakerelerle ilerlemeye rıza göstermesine bağlı" dedi.
İşte Acet'in yazısının tamamı:
Beyaz Saray'a oturduğu ilk günden bu yana, "narkozdan yeni çıkmış bir adam" gibi konuşan ABD Başkanı Joe Biden, son gafını Ukrayna kriziyle ilgili yaptı.
Rusya'nın bu ülkeye "küçük çaplı bir operasyon" düzenleyebileceğini söyleyerek bir çuval inciri berbat etti.
Biden'ın bu sözleri, muhtemel bir operasyonun bu kadarına göz yumulabilir şeklinde yorumlandı.
Asıl işi "komedyenlik" olan Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodomir Zelenski, Biden'ın bu "laubaliliğine" Churchill vari bir cevapla karşılık verdi.
Şu sözlerle:
"Büyük güçlere küçük istilaların ve küçük ulusların olmadığını hatırlatmak isteriz. Tıpkı sevdiklerimizin kaybından dolayı küçük kayıplar ve küçük kederler yaşamayacağımız gibi. Bunu büyük bir gücün başkanı olarak söylüyorum."
Ruslar, Kırımlı gazeteci Gülsüm Khalilova'nın tabiriyle Ukrayna'nın "Başına silahı dayamış," Batı'dan, NATO'dan, ABD'den taleplerinin yerine getirilmesini istiyor, aksi halde ateş etmekle tehdit ediyor.
AVRUPA ÇARESİZ, KIŞ ORTASINDA DONMA KORKUSUYLA SES ÇIKARAMIYOR
Yılda 500 milyar metreküp Rus doğalgazına muhtaç durumda olan, fırlayan fiyatlarla enerji maliyetleri artan, bunun da üstüne vana kapanırsa kış ortasında donar kalırız korkusu yaşayan AB ülkeleri, kımıldayabilecek durumda değil.
(Bugünden geriye bakınca, enerji fiyatlarında eylülden bu yana yaşanan olağandışı fiyatlamaları salt pandemi ile ilişkilendirenler eksik bir yorum yapmış olabilir. Sanki işin içinde Avrupa’yı bugünkü gibi çaresiz bırakmaya dönük hesaplı-kitaplı bir manipülasyon durumu da var.)
Geriye ABD'nin Moskova'yı durdurmak için neler yapabileceği sorusu kalıyor.
Orada da, ekonomik ambargolar dışında fazla bir seçenek yok gibi duruyor.
Dün iki ülkenin dışişleri bakanları Cenevre'de yeniden bir araya geldiler.
Cenevre'deki görüşme öncesi bakanların yaptıkları açıklamalara bakarsanız ABD tarafının zaman kazanma arayışında olduğu, Rusya tarafınınsa buna tahammülünün olmadığı sonucuna varırsınız.
(Blinken, problemlerin bir günde çözülemeyeceğini söylerken, Lavrov, bu toplantıdan "bir şey" çıkmasını beklemediğini dile getirdi.)
[Moskova'nın şok talebine NATO'dan cevap: ABD ve Rusya'nın Ukrayna zirvesi sona erdi] Moskova'nın şok talebine NATO'dan cevap: ABD ve Rusya'nın Ukrayna zirvesi sona erdi
ANKARA'NIN YAKLAŞIMI VE ARABULUCULUK ÇABALARI
Anlayacağınız, neresinden bakarsanız bakın durum ciddi.
Ruslar, Ukrayna sınırına yaptıkları yığınakları artırırken her an tetiğe basacakmış gibi bir görüntü veriyorlar.
Sadece bu bölgede değil, Dünya'nın dört bir tarafında jeopolitik kırılmaların arttığı bir dönemde, Ukrayna'da çıkabilecek bir savaş, işleri çok daha tehlikeli boyutlara taşıyabilir.
Son günlerde bu krizin aşılmasına kimler katkı verebilir sorusu, Türkiye'nin üstlenebileceği misyonu akıllara getirdi.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, hem Putin'le, hem de Zelenski ile yakın diyalog kanallarına sahip bir lider.
Hafta başında Arnavutluk'a yaptığı ziyarette sorularımızı cevaplayan Erdoğan, Rusya'nın yayılmacı politikalarından duyduğu rahatsızlığı da dışa vuracak şekilde şunları söylemişti:
"Sayın Putin'le bu konuları masaya yatırıp konuşmamız lazım. Çünkü bu bölgeler artık savaşı kabullenemez. Artık savaşı siyaset tarihinden slip atmamız lazım. 'Ben bir yerin topraklarını işgal edeyim, alayım' mantığıyla bu işler yürümez."
RUSYA VE UKRAYNA ERDOĞAN'IN ARABULUCULUK TEKLİFİNE SICAK BAKIYOR
Hafta içerisinde Erdoğan'ın arabuluculuk yapma arzusu, Moskova ve Kiev'den pozitif açıklamalarla karşılandı.
Ukrayna Devlet Başkanlığı Ofisi Başkan Yardımcısı Podolyak, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Rusya Devlet Başkanı Putin ve Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy'yi Türkiye'ye davetinin "iyi düşünülmüş ve potansiyele sahip" bir teklif olduğunu söyledi.
Kremlin Sözcüsü Peskov da, Ankara'nın arabuluculuk çabalarını, "Eğer Türk ortaklarımız Kiev ve ABD'yi ilgili anlaşmanın uygulanması için etkileyebilecek durumdaysa bunu ancak memnuniyetle karşılayabiliriz" sözleriyle pozitif bir yaklaşımla karşıladı.
Önceki gün El Salvador Cumhurbaşkanı ile basın açıklamasında konuya bir kere daha değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Rusya ile Ukrayna arasındaki gelişmeleri doğru bulmuyoruz. Gerek Sayın Putin'in Türkiye ziyareti gerekse benim Ukrayna ziyaretimi çok önemsiyoruz. Önümüzdeki ayın başlarında Ukrayna ziyaretim var" dedi.
Dün Cenevre'de Lavrov ile Blinken arasında yapılan görüşmeden sonra yapılan açıklamalar, diplomasiye bir süre daha şans verilebileceğine dair sinyaller veriyordu.
Gerçekten öyle mi olacak ilerleyen günlerde izleyip, göreceğiz.
Türkiye'nin arabuluculuk rolünün gerilimin azalmasına bir katkı sunması biraz da, Rusya'nın sürecin müzakerelerle ilerlemeye rıza göstermesine bağlı.