Başörtüsü karşıtı 28 Şubat kalıntısı zihniyetin hala diri olduğunu gösteren vakalar, başörtülü kadınları mağdur etmeye devam ediyor.

Son olarak Kanal7 muhabiri Meryem Nas Mercan’ın başörtüsüne yönelik çirkin ithamda bulunan Aylin A. isimli şahsın sergilediği nefret tavrı, yakın tarihte yaşanan benzer örnekleri yeniden gündeme getirdi.

İşini yapan Kanal 7 muhabiri Meryem Nas'ın başörtüsüne laf atıldı
Başörtülü giyim kuşamı sebebiyle; darp edilen, hakaretlere maruz kalan, hastanede tedavileri yapılmayan, özel işletmeli havuzlara haşemayla girilmesine müsaade edilmeyen, “Git Arabistan’da yaşa” gibi sözlü saldırılara maruz kalan kadınların yaşadıkları olaylar, Haber7 yazarı Zekeriya Say tarafından kaleme alındı.

Konuya ilişkin AK Parti’nin anayasa teklifiyle ilgili görüşme talebini reddeden muhalefet partilerinin, “başörtüsü sorunu yok” yaklaşımıyla başını kuma gömdüğü değerlendiriliyor. Yaşanan hadiseler, başörtüsünün anayasal güvenceye kavuşturulmasının zaruri olduğunu gözler önüne seriyor.


İŞTE O VAKALAR

Yazarımız Zekeriya Say, “Başörtüsü düzenlemesi ve Meryem Nas’a yapılan saldırı!” başlıklı yazısında şu hakikatlere yer verdi:

Fatma Dilara Aslıhan Yiğit…

Maltepe’de bir lisede okuyordu.

Pendik-Kadıköy hattındaki minibüste giderken, sırf başörtülü olduğu gerekçesiyle hiç tanımadığı bir kadının tekmeli saldırısına ve hakaretlerine maruz kaldı. Neye uğradığını şaşıran genç kız, gözü yaşlı şekilde soluğu polis merkezinde alarak, saldırgandan şikayetçi oldu.

*

Fatma Dilara Aslıhan’a yönelik saldırının şoku atlatılmadan, bu kez Denizli Pamukkale Üniversitesi öğrencileri H.D. ve K.O, üniversiteden evlerine gitmek için bindikleri belediye otobüsünde, M.S. adlı yolcunun hakaretine maruz kaldı.

*

Aynı gün başörtülü bayanlara yönelik bir saldırı haberi de Antalya’dan geldi. Kepez’deki bir Kur’an kursunda öğretici olarak görev yapan başörtülü N.D, evcil hayvan malzemeleri satan bir dükkanın sahibiyle sohbet ederken, içeri giren M.Y’nin sözlü saldırısına uğradı.

*

Söz konusu saldırılardan sadece birkaç ay sonra İstanbul Küçükçekmece’de bulunan lüks bir otelin, tesettürlülere karşı ayrımcılık yaptığı ortaya çıktı. Otel yönetiminin, “hijyenik olmadığı gerekçesiyle” başörtülü ve haşemalı kadınların havuzlara girişini yasakladığı öğrenildi. Otel Müdürü O. K., skandal yasağı “haşema ve benzeri kıyafetleri hijyenik olmadığı gerekçesiyle almıyoruz” sözleriyle savunurken, farkında olmadan tesettür kıyafetlerini “pislik” olarak gördüklerini de itiraf etmiş oldu.

*

Çok geçmeden, Adana’da iki kadın tesettürlü oldukları gerekçesiyle saldırıya uğradı. Z. G. adlı örtü düşmanı, Merkez Çukurova ilçesine bağlı Toros Mahallesi Mavi Bulvar üzerindeki kaldırımda yürüyen Yaren Demir ile Sümeyye Öztekin’e sözlü ve filli saldırıda bulundu. Mağdur kadınların şikayeti üzerine gözaltına alınan saldırgan Z. G., ifadesinde “Benim de ailem kapalı” diyerek kıvırmaya çalıştı.

*

Tam 6 ay sonra ise insanlık adına yüz kızartıcı olaylardan biri daha İstanbul’da yaşandı. Feyza Yerlikaya  ile Gamze İnce isimli başörtülü iki kız Karaköy’de, kaldırımda yürüdükleri sırada karşıdan gelen bir kadının yumruklu saldırısına uğradı. Başörtülü kızlara yumruk atan S. Y. adlı laikçi kokona arkasında bakmadan olay yerinden uzaklaşırken, yediği yumruğun etkisiyle yere düşen genç kızlardan biri gözyaşlarına boğuldu.

*

Bu çirkin saldırıdan bir hafta sonra, “laikçi terör” bu kez Eminönü’nde hortladı.

Gündüz vakti, saat 12.00 sularında Eminönü İskelesi’ne gitmekte olan Gizem Kaya, başörtü düşmanı bir kadının, “Arabistan’da yaşa. Defol git. Bu ülkede işiniz ne?” şeklindeki sözlü tacizine maruz kaldı. Bununla yetinmeyen saldırgan, yanından geçtiği sırada Kaya’yı arkadan iterek, şiddet uyguladı.  

*

Toplu taşıma araçlarında ve sokakta başlayan faşist saldırılar, kamu kurumlarına da sıçradı. Ümraniye Devlet Hastanesi Mustafa Kemal Semt Polikliniği’nde Kulak Burun Boğaz Doktoru olarak görev yapan H. H. T., kulak muayenesi sırasında başörtüsünü tamamen çıkarmayan Saliha Akbayrak adlı genç kızı kapı dışarı etti. Aynı zamanda “hafız” olan Akbayrak hem tedavi edilmeyerek mağdur oldu hem de inancı gereği örtündüğü için onur kırıcı bir hakarete maruz bırakıldı.

*

İstanbul Nişantaşı’nda bulunan Mıstık Parkı’nda kız arkadaşı ile sohbet eden Neşe Nur Akkaya adlı başörtülü genç akademisyen de inancı gereği örtündüğü için bir alçağın hedefi oldu. Önce yanlarına giderek “Burada sizin gibileri istemiyoruz. Çok parkta oturmak istiyorsanız, Gaziosmanpaşa’ya gidin” diyerek nefret söyleminde bulunan “E. Ç.” adlı saldırgan, daha sonra elindeki termos ve içecek şişesiyle Akkaya’ya vurdu. Genç akademisyen aldığı darbelerin etkisiyle yere yığılırken, ölümün eşiğinden döndü.

*

Bitti mi?

Tabii ki hayır…

Başörtülü öğretmen Şüheda Nur Eriş de İstanbul Beşiktaş'ta yürüdüğü sırada B. K. adlı kadının saldırısına uğradı. 28 Şubat kafalı K., hakkında ‘’basit yaralama’’ suçundan 4 yıla kadar hapis talebiyle iddianame hazırlandığı halde 2 bin TL cezayla yırttı.

*

Müslümanlara yönelik sözlü ve fiili saldırıların hukuki olarak cezasız kalmasından cesaret alan ve 28 Şubat özlemiyle yanıp tutuşan azgın azınlığın temsilcileri dün bir kez daha gerçek yüzlerini gösterdi.

Kanal 7 Haber Muhabiri Meryem Nas, Beşiktaş’ta sokak röportajı yaptığı sırada örtü düşmanı bir kadının, "Başını aç kafan biraz hava alsın" şeklindeki sözlü saldırısına maruz kaldı.

*

Yukarıda saydığım tüm bu saldırılar ve daha fazlası, katıldığı bir programda "Başörtü sorununu ben çözdüm” diyen CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun açıklamasından sonra gerçekleşti.

Yaşanan saldırıların yoğunluğu, başörtüsü sorununun hala tam manasıyla çözülmediğini ve “28 Şubat zihniyetinin” hâlâ dipdiri olduğunu gözler önüne seriyor.

Sorununun kalıcı çözümü ise Başkan Erdoğan’ın talimatıyla hazırlanan 2 maddelik anayasa değişikliği teklifinden geçiyor.

Seçim öncesi siyasi rant devşirmek için Meclis’e başörtüsünü yasal güvenceye alacak 3 maddelik yasa teklifi veren Kılıçdaroğlu,  sıra AK Parti’nin hazırladığı ve sorunu kökünden çözecek anayasa değişikliği teklifine gelince, vekilleri aracılığıyla “hayır” oyu vereceğini açıkladı.

‘Parlamenter Sisteme Geçiş” için hazırladıkları anayasa taslağına, yazım tekniğine aykırı şekilde “hayvan hakları” maddesi bile ekleyen 6’lı masanın sözde “dindar” ortakları ise

AK Parti’nin başörtüsü ile ilgili anayasa değişikliği teklifinde “laiklik rötuşu” yapılmasını ve “dini inanç” ifadesinin çıkarılmasını isteyerek kıvırdılar.

Yetmedi, laikçi kesimin ve fondaş medyanın baskısından korktukları için “dokunulmazlık” bahanesine sığınarak AK Parti’nin “destek” için randevu talebini bile geri çevirdiler.

İşte bu ortamda, Kanal 7’nin muhabiri Meryem Nas’a yapılan saldırı farklı anlam kazandı.

Zira başörtülülerin hala tehdit altında olduğu bir kez daha tescillenmişken, hangi gerekçeyse olursa olsun başörtüsüne anayasal güvence getiren değişiklik teklifine hangi parti “hayır” oyu verirse, “başörtüsü düşmanlığı”nı sonsuza dek tescilleyecektir.

ZEKERİYA SAY'IN DİĞER YAZILARINI OKUMAK İÇİN TIKLAYIN

 

Yorumlar 11 Yorum Var
  • H.B 14.01.2023 13:11
    Zavallılar kudurmuş lar, nereye saldıracak larını bilmiyorlar,. O hesap gününde elbette sorulacak yaptıklarımızın hesabı, acınacak bir durumdalar
  • Vatansever 14.01.2023 07:49
    Aferin kızım.haddini bildirdin . Asıl Allah’a düşman bunlar kızım. Başörtüsü bahane. Bu ülkeyi kafirleştirmek istiyenlerin onların kalıntıları bunlar .
  • Ali 13.01.2023 18:44
    Ecdadımız kurtuluş savaşını bunun için yapmıştı, demekki daha özgür değiliz.
  • Uyanış 13.01.2023 18:39
    Biri bana denk gelsin de kırayım ellerini o zaman bir daha yapabiliyorlar mı...
  • Turan 13.01.2023 17:05
    Secim öncesi oyunlar bunlar sakın kalın Allah beterinden saklasın.Rabbim nurunu tamamlayacaktır.
Daha fazla yorum görüntüle