Oklahoma’nın farklı şehirlerinde yaşayan siyahiler 1900’lerin başında şiddet ve ayrımcılıktan kaçmak için Kızılderililerin yaşadığı Tulsa şehrine geldiler.
Eskiden, ayakkabı boyacısı, garson, şoför, dadı ya da hizmetçi olan siyahiler 1910’larda ev sahibi olmaya ve beyazlarla aynı maaşı alıyorlardı.
Tulsa’daki petrol endüstrisinde çalışan siyahiler kazandıkları paraları kendi toplulukları içerisinde harcadıkları için zenginleşmeye başladılar.
Zenginleşen siyahiler, beyazların iş yerlerinde kötü muamele gören siyahileri kurtarmak için girişimci olarak oto tamircisi, cenaze evleri, kafe, pansiyon, kilise, market, sigorta acentesi, özel hastane ve hukuk büroları açarak burada siyahileri istihdam ettiler.
Siyahiler, iş yerlerini evlerinin bulunduğu Greenwood ve Archer caddelerine açtılar. Siyahilerin açtığı iş yerleri nedeniyle Tulsa’ya finans merkezi gerekliliği doğdu ve açılan finans merkezi Wall Street ile yarışacak seviyeye geldi.
Oklahoma ve civar eyaletlerden Tulsa’daki finans merkezlerine yatırım yapıldığı için ismi bir süre sonra Black Wall Street olarak anılmaya başlandı.
Şehirdeki Ku Klux Klan üyeleri ve beyaz üstünlükçüler siyahilerin zenginleşmesinden rahatsız oldukları için onlara karşı “evlerini ve iş yerlerini yakacaklarına” dair broşürler dağıtıyorlardı.
Çiftçilik yapan siyahi Lauro Nelson ve oğlu Okemah’ın 1911’de öldürülmesiyle Tulsa’daki cinayetler serisi başladı.
TULSA KATLİAMI
Dick Rowland adındaki on dokuz yaşındaki siyahi ayakkabı boyacısı 30 Mayıs 1921’de Tulsa şehir merkezindeki Drexel Binasının önünde çalışırken üçüncü kattaki tuvaleti kullanmak için binaya girdi. Asansöre girdiği sırada ayağı takıldı ve asansör operatörü 17 yaşındaki Sarah Page’in üzerine düştü. Kızın çığlık atmasıyla korkarak eve gitti. Page’in şikayeti üzerine Rowland, Tulsa polisi tarafından evinde tutuklandı.
Olayı öğrenen beyaz üstünlükçü Tulsa Tribune ön sayfasından "Asansördeki Kıza Saldıran Zenciyi Öldürün" manşetini yayınladı.
Beyaz üstünlükçüler ve Ku Klux Klan üyeleri tutuklanan Rowland’ı öldürmek için karakolun önünde toplandılar.
Tulsa polis komiseri JM Adkison ve polis şefi John Gustafson, Rowland’ın linç edilmemesi için normal hapishaneden, Tulsa Adliyesi'nin en üst katına kaçırdı.
Bu arada Tulsa Tribune'un öğleden sonraki baskısında "Zenciyi Bu Gece Linçleyin!" başlığıyla alevleri körükledi. Tulsa Adliyesi'nin önünde kalabalık toplanmaya başladı. Siyahiler de Rowland’ın linçini engellemek için aynı yere toplanınca iki grup arasında arbede yaşandı. Polis çıkan arbedeyi engelleyemedi ilk olaylarda bir siyahi öldü, birkaç beyaz yaralandı.
Siyahilerin kendisine karşı bir güç oluşturmasından endişelenen beyaz üstünlükçüler, gece vakti Greenwood’a girerek yaklaşık bin 300 ev ve iş yerini yaktı. Blac Wall Street olarak anılan finans merkezlerini yağmaladılar.
Beyaz üstünlükçüler, kendisini savunmaya çalışan ve evlerinde uyumak için hazırlanan 300’e yakın siyahiyi öldürdüler.
Tulsa Belediyesi’ndeki Ku Klux Klan üyeleri gece Greenwood’a bomba attı. Bu saldırı, ABD’deki bir şehre yönelik ilk hava bombardımanı olarak kayıtlara geçti. Üç gün boyunca, beyaz saldırganlar siyahilerin cesetlerini kamyonlara ve vagonlara istifleyerek şehrin çeşitli yerlerinde gizlice gömdü.
Katliamdan sağ kurtulan yüzlerce siyahi aile Tulsa’dan kaçtı. Kaçamayan siyahi Tulsalılar yağmalanmış evlerini ve işyerlerini yeniden inşa etmeye çalışırken şehirdeki ayrımcılık daha da arttı ve Tulsa’da yeni kurulan Klux Klan şubesi güçlendi.
Katliamın bahanesi olarak kullanılan Dick Rowland'ın doğru söylediği ispatlandı ve tüm suçlamalar düştü.
İsyan sırasında hapishanede güvenli bir şekilde gözetim altında tutulan Rowland ertesi sabah Tulsa'dan ayrıldı ve bir daha geri dönmedi.