Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, Devlet Su İşleri (DSİ) Bölge Müdürlüğü Sosyal Tesisleri'nde, aralarında Haber7.com Genel Yayın Yönetmeni Osman Ateşli'nin de bulunduğu dijital medya yöneticileriyle bir araya geldi ve gazetecilerin gündeme dair sorularını cevaplandırdı.

Halk sağlığı ile oynayan firmlara uygulanan yaptırımlardan bahseden Bakan Yumaklı pestisit kullanımında AB'yi eleştirdi "İhraç eden ürünlerle alakalı bu verileri verdik. Pestisit kullanımında AB’nin neresindeyiz bence önce ona bakmak lazım. Yani dünya ortalaması dekara 2,26 kg pestisit. Biz de buna yakınız. Avrupa Birliği bizden % 30 daha fazla pestisit kullanıyor dekarda. Yani bir ülke söyleyeyim. Mesela Japonya’da pestisit kullanımı yanılmıyorsam %11’di. Evet. Doğru hatırlıyorum. 11 kilogram. Bizde 2.26 kilogram, Japonya’da 11 kilogram. Avrupa Birliği’nde bizim %30 daha üzerimizde. Şimdi bir kalıntı eylem planımız var söyledim. 17 ile çıkartıyoruz bu kalıntı eylem planını. Ve özellikle zirai ilaç kullanımı ile ilgili, pestisit kullanımı ile ilgili oranları aşağı indirmek üzere bunun alternatifini koymanız lazım. Yani sen bunu aşağı indir dediğinde iyi midir? Dolayısıyla zararlıyla mücadelede biyolojik mücadeleyi devreye koyman lazım ve bunun etkisini de göstermen lazım. 2025 yılı içerisinde 10 milyon faydalı böcek üretimi yapacak bizim Bakanlığımızın ilgili birimleri, enstitüleri. Bunu söylemek istiyorum. Şimdi ülkemizdeki kalıntı oranını %35 azalttık. Yeter mi? Yetmez. Dediğim gibi bu oranı aşağı çekmek için her şeyi yapacağız. Avrupa Birliği’nden dönen ürünlerin sanki sadece zira ilaç denetimi ihraç edilen ürünlere yapılıyormuş gibi bir algıya sebep olduğunu görüyorum. Bu kısmı bir daha söylemek istiyorum. Türkiye’de arkadaşlarımız hasat öncesi, hasat sonrası, paketleme tesisleri, haller, marketler, yani son tüketim yerlerinden analizler yapıyorlar ve tespitlerini mutlaka ama mutlaka imha ediyorlar, tespit etmiş oldukları ürünleri. İthalat ve ihracatta da iki türlü geri dönüş oluyor. Bir tanesi pestisit kalıntısı sebebiyle ikincisi de aflatoksin dediğimiz hepinizin malumu küflenme sebebiyle geri dönüşler. İlaç kalıntılarıyla ilgili hiçbir şekilde içeri alınması söz konusu değil. Zaten büyük bir bölümü Avrupa Birliği’nde bunların imha ediliyor. İmha edilmemiş ama bize iade olanları da biz imha ediyoruz. Görüntülerini de yaydık hatta. Yine aflatoksinli olanlarla alakalı da Avrupa Birliği kimisini kendisi orada imha ediyor. Bize de iade olduğu zaman bunların yeniden sanki bir ithalatmış gibi analizi yapılıp eğer orada da bir problem tespit edilirse biz de imha ediyoruz. Dolayısıyla bu konudaki oran binde 1 ile binde 2 arasında. Yani bizim 6 milyon ton yaklaşık tarım ürünü ihraç ettiğimizi düşünürsek bunların içerisindeki oran binde 1 ile binde 2 civarında. Yani RASFF bildirimindeki azalışı 2023-2024 oranını özellikle dikkatlerinizi sunmak isterim: Azalış %54. Yani yurt içerisinde yapmış olduğumuz 2023’te başlayıp 2024’de artarak devam eden gıda konusundaki denetimlerimizin tamamının ve uygulamalarımızın, alternatif uygulamalarımızın tamamının sonuçlarını aldık. Bunları daha da artıracağız inşallah. Avrupa Birliği ile bu konudaki mevzuatımızın %99 oranında uyumlu olduğunu söyleyebilirim. Dolayısıyla Avrupa Birliği’ndeki herhangi bir vatandaş ne yemiyorsa bizim vatandaşımızın da onun yememesini sağlamaya çalışıyoruz. Şimdi bu aflatoksin yani küfle alakalı özellikle Antep fıstığı bu yıl üretimi çok fazla oldu. Onunla ilgili bir ilgi oran vereceğim size. 1473 sevkiyat oldu 2024’te. Bu sevkiyattan sadece 20’si geri döndü. Yani oranı %1.3. Kuru incirde 5654 sevkiyattan 81’i geri döndü. Oranı %1.43. Kuru kayısı da fazla kükürt dioksit nedeniyle 21.000 ton üründen sadece 282 tonu geri döndü. Bunun oranı da %1.34. Yine söylüyorum. Avrupa Birliği’ne en çok tarımsal ürün ihraç etmemiz sebebiyle en çok RASFF bildirimi almamız bu sonuçları doğuruyor. Bizim hedefimiz bunları sıfıra yaklaştırmak. Ancak bütün ürünlerimizin tamamı böyle diye bir genelleme yapmak üreticiye haksızlık açıkçası." ifadelerini kullandı.

Yorumlar 0 Yorum Var