Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci, "Kırsalın ayağa kaldırılmasını ve kırsalda üretimin canlandırılmasını, üretimin artırılmasının yegane yolunun kırsal kalkınmadan geçtiğini bir vizyon olarak ortaya koymuş durumdayız. Kırsal kalkınmaya da çok büyük önem veriyoruz." dedi.

Yıldız Holding Kadın Platformu çatısı altında Kerevitaş ve Superfresh tarafından hayata geçirilen, Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından desteklenen "Tarımın Kadın Yıldızları" projesinin tanıtımı, Tarım ve Orman Bakanı Kirişci'nin katılımıyla gerçekleştirildi.

Kirişci, Marmaris'te başlayan orman yangınları ve devamında Batı Karadeniz'deki sel felaketlerinin içerisinde bu toplantıya, kadının tarıma olan katkısına verdikleri önem dolayısıyla ve toplantı içeriğinin önemi çerçevesinde katılma kararı aldıklarını söyledi.

"Tarımın Kadın Yıldızları"nın sosyal sorumluluk projesi gibi görünse de ekonomik anlamda ilgili şirketlere ciddi ekonomik katkı sağlama potansiyeli olan, bu yönde örneklik teşkil eden bir çalışma olduğuna işaret eden Kirişci, tarım konusunun, meslek insanları tarafından stratejikliği bilinen bir konu olduğunu vurguladı.

Kirişci, devamında yaşanan salgın ve diğer küresel gelişmelerin, teknoloji ve ekonominin öneminin yanı sıra tarım ve buna dayalı olan gıda konusunu da ülke ve dünya gündemine oturttuğunu söyledi. Konunun artık ulusal olmaktan çıktığını belirten Kirişci, tarım konusunun global bir başlık haline gelmesinden memnun, toplumun bu konuya olan duyarlılığının artacağı düşüncesiyle mutlu olduklarını dile getirdi.

Kirişci, diğer önemli bir konunun da kadın olduğuna işaret ederek, kadının Türk kültüründe kadim bir yeri bulunduğunu, kadın ve anne kavramlarının çok ayrı bir yere sahip olduğunu söyledi.

Fırsat eşitliği noktasında imkanların sunulması gerektiğini vurgulayan Kirişci, şunları kaydetti:

"Tarımdan bahsettim, kadından bahsettim. Bir de bizim ihmal ettiğimiz, ülke olarak başından bir yanlış içerisinde bulunduğumuz hadise de, 'sadece modernleşeceğiz, şehirlere gelip yerleşeceğiz, hayat şehirlerdedir' diyerek o günkü birtakım altyapı ve üstyapı eksikliklerini de kendimize gerekçe yaparak maalesef kırsalı terk ettik. Tabii kırsalı terk ettiğimizde, bu kırsaldaki üretimi de ihmal etmiş olduk. Artık gittiğimiz köylerde uzun yıllar hizmet vermiş okulların sadece tabelalarının kaldığını, kırıldığını, döküldüğünü, etrafının bir mezbelelik haline geldiğini gördüğümüzde içimiz parçalanıyor. Bakanlık olarak yeniden kırsalın ayağa kaldırılmasını ve kırsalda üretimin canlandırılmasını, üretimin artırılmasının yegane yolunun kırsal kalkınmadan geçtiğini bir vizyon olarak ortaya koymuş durumdayız. Kadını kırsalda tutamadığınız zaman aileyi tutamıyorsunuz, aileyi tutamadığınızda da o özlemiş olduğunuz, arzuladığınız üretim hedefinizi gerçekleştiremiyorsunuz. Bundan dolayı kırsal kalkınmaya da çok büyük önem veriyoruz."

"Kırsala dönüşü, yeniden ülkenin her anlamda kalkınmasının tam merkezine koymamız gerekir"

Vahit Kirişci, kırsala dönüşü, yeniden ülkenin her anlamda kalkınmasının tam merkezine koymak gerektiğini belirterek, tekrar kırsala dönme çağrısında bulundu.

Bu konunun kendileri için hayati önem taşıdığını vurgulayan Kirişci, "Yıldız Holding gibi bu ülkenin sanayisinde ve özellikle gıda sektöründe, gıda sanayine öncülük etmiş bir kurumsal yapımız bünyesinde bu çalışmanın başlamış olmasını ve devamında da bunun geliştirilecek olmasını mutlu bir şekilde takip ediyoruz, destek veriyoruz. Bu tür çalışmaların artmasını da istiyoruz. Bakanlık olarak, şayet projede kadın varsa buna ek puanlar veriyoruz, gençlerimiz için de aynısını yapıyoruz. Gençlerimizin de kırsala dönüşü için onlara da ek puanlar veriyoruz. Bu konuda desteklerimizi sürdüreceğiz." ifadelerini kullandı.

"Sözleşmeli üretimi cazip hale getirme arzusundayız"

Kadını desteklemenin tek başına yeterli olmadığını vurgulayan Kirişci, sözleşmeli üretim konusunun önemine işaret etti.

Kirişci, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Türkiye'de sözleşmeli üretimin en yaygın bilinen şekli şeker pancarı üretiminde. Bakanlık olarak göreve geldiğim günden itibaren daha önce taslak olarak duran çalışmayı yeniden gözden geçirip inşallah kısa sürede ülkemizin gerek bitkisel üretim gerekse de hayvansal üretim faaliyetlerinde sözleşmeli üretimi bir mevzuata kavuşturacağız. Burada ne olacak? Genellikle ki şeker pancarı üretimindeki sözleşmeli üretim uygulaması şu ana kadarki en başarılı uygulama ama biz bunu biraz daha ileriye taşımak istiyoruz, biraz daha ileriye götürmek istiyoruz. Burada da tarafların hukuklarını, hem üretici tarafın hem de bu üreticinin ürettiklerine talip olan tarafın hukuklarını herhangi bir zarar görmemelerini, biz hukuk devletinin gereği olarak sağlamakla mükellefiz.

Burada birtakım destekleri, bu tür sözleşmeli üretim yapanlara bir miktar daha yüksek tutup bu sözleşmeli üretimi cazip hale getirme arzusundayız. Biz millet olarak mutlu olmayacak mıyız? Elbette mutlu olacağız. Çünkü bizim tarım topraklarımız bizim üretimimizin çok çok fazlasını karşılayabilecek kadar büyük değil. Yani biz bir Güney Amerika ülkesi değiliz, biz kendi ürettikleriyle kendi nüfusunu ancak ihtiyaçlarını karşılayabilecek bitkisel üretim, hayvansal üretim potansiyeline sahip bir ülkeyiz."

"Kullanım hakkıyla mülkiyet hakkını birbirinden ayıracağız"

Türkiye'nin artan nüfus hızı ve ülkeye gelen turist sayısındaki artışa dikkati çeken Kirişci, ihracat rakamlarında yaşanan yükselişe değindi.

Kirişci, ihracatın bu ülkenin üreticisi tarafından yapıldığını belirterek, "Hani 'bu ülkede bir şey üretilmiyor veya bu ülke üretmiyor, her şeyi ithal ediyor' yaygaraları asılsız ve mesnetsiz. Evet, buğday ithal ediyoruz ama bu buğdayı ithal eden, Ülker gibi bisküvi üretmek üzere ithal ediyoruz ya da bulgur, un, makarna üretip bunu ihraç etmek için ediyoruz. Dahilde işleme adı altında dışarıdan ithal etmelerine izin verdiğimiz firmalarımızın yaptıkları ithalatlar... 2021 yılında dahilde işleme adı altında ithal ettiğimize karşı yaptığımız ihracatın fazlalığı nedeniyle 800 milyon dolarlık ilave bir katkı ülkemizde kaldı." şeklinde konuştu.

Türkiye'nin ürettiğini ancak daha fazla üretmesi gerektiğini aktaran Kirişci, konuşmasını şöyle tamamladı:

"Kısa zamanda sizinle paylaşacağımız bir konu daha var. Şu anda mevzuat çalışmaları son aşamaya gelen bir konu daha bulunuyor. Bir üretim faaliyetini üretici, bizim ilgili teşkilatlarımıza bildirmek durumunda. Arsanız var, arsanızın üzerine ne olursa olsun bir bina inşa etmek istediğinizde 40 yerden izin alıyorsunuz ama aynı arsaya ağaç diktiniz, buğday ektiniz, arpa, yulaf yetiştirdiniz, Tarım İl Müdürlüğü'ne, ilçe müdürlüklerimize sorma mecburiyetiniz yok. Şimdi birinin bir faaliyette bulunup bildirmediği, diğerinin de bu üretim faaliyetinden haberdar olmadığı bir uygulamada siz neyi yöneteceksiniz? Dolayısıyla bunu da bir mevzuat açısından zorunluluk haline getiriyoruz.

'Ne üreteceğini, ne kadar üreteceğini, nerede üreteceğini bana bildirmekle mükellefsin' diyeceğiz. Üçüncü olarak da mirasçılar arasındaki uyuşmazlık ya da kırsaldan kente göç nedeniyle ekim alanlarının boş kalmasına izin vermeyeceğiz. Kullanım hakkıyla mülkiyet hakkını birbirinden ayıracağız. Ola ki belki bir mazereti nedeniyle bir yıl o tarla, o bağ, bahçe boş kalmış olabilir ama bunun ikinci, üçüncü yıldan itibaren boş kalmasına izin vermeyeceğiz. Bir rayiç kira bedeli üzerinden o vatandaşlarımızı da mağdur etmeden, onun yanı başında üretim faaliyetinde bulunduğu halde ölçeğe yetersiz olan vatandaşımıza da 'burayı ekip biçin' diyeceğiz. Böylelikle atıl olan alanlarımızın üretime kazandırılmasını sağlamış olacağız."

Yorumlar 8 Yorum Var
  • Şehmus 02.07.2022 11:55
    TİGEM de çalıştım yıllarca,her sabah saat 7 de uyanır traktörler ile tarlada Ekim biçim sulama çapalama ve zehirlenme işleri görürdük... Hasat zamanında TİGEM araçları yetmez sivilden biçer ve kamyon kiralanirdi.. Lütfen imkan verin yeniden o bereketli yıllara dönelim.. özelleştirme yapmayın artık
  • cem 02.07.2022 09:20
    bakanım 20 yıllık iktidar artık hayvan ithal etmeyelim ,her ile millet çiftlikleri tiğemler kuralım bilimsel tarım yapalım et ihraç eder duruma gelelim ,25 kg et tüketimini 200 kg çıkaralım sağlıklı nesiller yetiştirelim bunun için yapılması gereken ler işletme ölçeği büyümeli her yıl 100 tane büyük çiftlik kursa toki bu sorun kısa sürede biter,yem bitkilerinede %50 destek bak hayvancılık nasıl çoşuyor
  • İsmail Evcim 01.07.2022 22:30
    Bakan Beyi tebrik ederim. Yıllardır konuşulan fikirlerin fiiliyata geçirilecek olması ümitlerimiz artırmıştır. Rabbim karşılarına çıkacak muzır manileri def eylesin.
  • Selim 01.07.2022 19:12
    Bugünden tezi yok göçmenleri köylere yerleştirmeliyiz. Tarım ve hayvancılık işinin bir kısmını onlara teslim edelim. Hizmetler, inşaat sektöründe onlar çalışsın. Vatandaşlarımız için ise nitelikli iş sektörleri oluşturmalıyız. Ben hükümetin yerinde olsam 10 milyon daha göçmen alır, bir kısmını köylere yerleştiririm. Bir kısmını ise inşaat ve hizmetler sektöründe kullanırım.
  • Selçuklu kartalı 01.07.2022 18:50
    Doğru olan bu üreten bütün sektörlerin yükü hafiflerse üretim ve istihdam artar katma değer sağlayan kesimi dinamik tutmak gerekiyor iş kur dan gelen işçiler iş begenmiyor 3 hak tan sonra maaş ödemeleri kesilsin asalak çoğaldı çalışma bakanlığı bunuda gözden geçirsin
Daha fazla yorum görüntüle