Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, Üsküdar Belediyesi, Marmara Üniversitesi ve 15 Temmuz Derneği ortaklığında hazırlanan IV. Uluslararası 15 Temmuz Sempozyumu'nda konuştu.
Gül, 15 Temmuz'un Türkiye'nin düştüğü yerden ayağa kalkışının tarihi olduğunu dile getirerek, şöyle devam etti:
"O gece, söz ve kararın millete aidiyetinin bir kez daha teyit edilmesidir. 15 Temmuz, Türkiye'nin kendi kararlarını kendi alan, kendi tercihlerini korkmadan yapan, bağımsız ve egemen bir devlet olarak rüşdünü ispat tarihidir. Bu konudaki tarihi yanılgıların bizzat millet eliyle tashihidir. Milletimizin güven ve desteğiyle bu tashih ve tasrih yapılamamış olsaydı, yani millet iradesi değil, FETÖ'yü milletin üstüne salan irade egemen olsaydı, bugün Ayasofya'yı yeniden ibadete açmak da mümkün olamayacaktı. Türkiye egemen bir devletin gücü ve öz güvenine erişememiş olsaydı, Fatih Sultan Mehmet’in vasiyetine hürmetle bu kutlu mabede tarihsel işlevini yeniden kazandırmak mümkün olur muydu? 15 Temmuz başarıya ulaşmış ve Türkiye küresel kudret sahiplerinin oyuncağı haline gelmiş olsaydı bu karar alınabilir miydi? Bugün onlar Ayasofya'nın ibadete açılmasından hayal kırıklığı yaşadıklarını ifade ediyor. Bizim derdimiz milletimizin hayalleridir. Milletimizin hayallerini yaşatmak, düşlerini gerçekleştirmektir. Milletin penceresinden bakıldığında kırılan hayaller değil, zincirlerdir. 15 Temmuz'da millet ayağına takılmak istenen prangaları kırıp atmıştır. Yine bir Temmuz'da hamdolsun, Ayasofya'nın zincirleri de kırılmıştır. Ayasofya ceddimizden neslimize uzanan kutlu bir emanet, aynı zamanda büyük bir kültür hazinesi olarak en iyi şekilde korunacaktır."